SAYIN OKURLAR;

İlkellikte, debelenmeye devam edildiği müddetçe, düşüncelerde kirlilik artar, bu da ruhları ve gönülleri bulandırır, onlara bir nevi eziyet verir. 18. Asra kadar, insanlar aynı hayatın yaşamını sürdürmüşlerdir. Bundan sonra değişen en önemli konu ahlak olanıdır. Temelde ve evvel emirde güzel bilgiler verilmezse, insanoğlu bocalar. Bu nedenle zihinsel düşüncede dolayısıyla beşeri aklı olanlarda ahlakın varlığı açıkça görülür. YANİ AHLAK İNSAN DA OLUR. AHLAK (AKIL İLE, İLGİ İLE, BİLGİ İLE, BECERİ İLE, TECRÜBE İLE VE MÜSBET DÜŞÜNCE İLE BAŞLI BAŞINA BİR KARAKTERDİR. İŞTE BUNUN İÇİN GERÇEK AHLAK, DÜŞÜNCE SİSTEMİ İÇERİSİNDE HAYVANDA OLMAZ. ÇAĞIN FELSEFESİNDE DE İNSANLAR BİR ÖLÇÜ DEĞİLDİR, BIRAKTIKLARI GÜZELLİKLER İNSANLIK ÖLÇÜSÜDÜR. İNSANLAR ÖLÜRSE ESERİ, EŞEKLER ÖLÜRSE SEMERİ KALIR. Bu vaziyet, insanın insan olma özelliğinden doğan hareket doğrultusundaki (düşünme, üretme, konuşma ve utanma gibi kavramlarla eş değerdir. Böyle olunca mükemmel ahlak bir karakter olarak, çift sarılı bir yumurta gibi, çiftte standartlı çiftte karakterli olmayı reddeder. Buradan hareketle diyoruz ki tek karakter, sağlam karakterdir. Çiftte karakterlerde dönekliğin olmasının sebebi bundandır. Öte yandan, muhtelif yatırımlarla, baskılarla ahlak olmaz. Ahlak, böyle basit kavramlarla sevgiye ve saygıya kavuşamaz. Üstün ahlak, yüksek karakterli, zihinselliği beşeri akıl olarak kabul eder. Örneğin, ahlakta hedef, on numara ise, on birinci ahlaka davetiye çıkarılmaz. Bir ahlak oku ile, meseleyi aydınlığa kavuşturur. Öte yandan, münafık, haset, fesat akıllar hormonla çalıştıkları için sevgiye, saygıya zihinsel düşünceye bakmazlar. Her mesele cazibeye bağlanırsa en büyük yanlış da bu olur. Kendiliğinden, bir nevi şimşek hızıyla gelen, uçuk ve kaçık akıllara doğru insanlar itibar etmez. İnsani ahlak, içseldir. Eski ahlak, teamül yoluyla çağdaş; ahlakımız ise felsefe ile gelir. Özetle, Akıl katmanları tam takır, akıl çapı da sıfır olursa böyle bir beyinden güzel bir ahlakın ortaya çıkması mümkün değildir. Öte yandan, toplumsal ahlak güzelliği olmadan, bırakın yaşamayı evvela insanlık olmaz. İşte bunun için, büyük, olgun, dolgun, gerçekçi ahlaklarda zamana bağlı kalarak; akıl katmanları, her zaman zihinsel olmuş, beşeri akılla gerçekleri yakalamasını bilmiştir. Ahlakın büyüklüğü, yüksek karakterden; yüksek karakterin büyüklüğü de ahlakla oluşur.