Sayın Okurlar;

Dil, adamı beyan eder. Dil dilden ağlamaz, pek de geride kalmaz ama(dilim, seni dilim dilim dileyim, başıma ne geldiyse senden bileyim) sözü de iş olsun diye söylenmemiştir.

Sayın Okurlar;

Dil bilmez, söz dinlemez, dediğini tutmaz kimselerde, asla kusur bitmez. Bu nedenle, olacak ki(dil vardır bal getirir, dil vardır bela getirir.)

Sayın Okurlar;

Bir benzetme yaparsak, ağız tüfekse, dil kurşundur. Yine bilinmelidir ki (her uzvun merkezi gibi, ağızların ve dilin merkezi de beyinle bağlantılı akıldır.) Dünyada, söylemedik söz yok, işitmedik söz ise çok olur. Hatta bunlarla da kalmaz, söylersen söz olur, söylemezsen bu defa içine dert olur. Önemli olan dilden, sözden yana değil, dinleyenden yana olmak daha güzeldir. Bunun için, söyleyene değil, söyletene bakılır. Söz adamın mihengidir, söz güherdir, söz gümüş ise sükut altındır. En önemlisi de söz, insanın değeri kadar söylenir. Söz var iş bitirir öyle sözler de vardır ki ALLAH korusun kişiyi bitirir. Sözün ana konusu ise tutulmaktır. Söz ağızdan çıktı mı, o sana galip gelir.  Bugüne kadar(sesini, sözünü, sazını, özünü, gözünü, gönlünü, kendini ve dilini bilenler hayatlarında çoğu zaman isabetsizliğe uğramamışlardır. Bunun için sözünü iyi pişir, ağzında der ve devşir derler. Aslı, astarı olmayan yalan, yanlış ve iftira sözler için halkımız(inşallah bu ağzından, yılandillerinden çıkanlar, koynuna girsin )derler. Bu nedenle, dil küçüktür ama cürmü, büyüktür.

Kelamın fıdda ise ger, sükûtun olsun zehep,

Kemal, ehli kemalatı sükût ile buldu hep.