AK Parti Bolu İl Başkanı Nurettin Doğanay, son günlerde Balıkesir ve İstanbul’da ezan ve sela olayları ile ilgili sert tepki gösterdi.

Partisinin İl Başkanlığında AK Parti Bolu Belediye Başkan Adayı Fatih Metin ve Fatih Metin lehine adaylıktan çekilen MHP’li İbrahim Doğan’la basın açıklaması yapan Doğanay, “Bir partinin mensupları adayları olarak bu milletin temel değerlerine, ezanı muhamediye, imamına, müezzinine, küfür edercesine ağza alınmayacak sözlerin söylenmesi, orada oyunu da nereye vereceğini söylemesi, inanın, ben öncelikle Cumhuriyet Halk Partisi adına üzüldüm.” dedi.

AK Parti Bolu İl Başkanlığında düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan AK Parti Bolu İl Başkanı Nurettin Doğanay, açıklamasında şu ifadeleri kullandı; “Seçim süreci adaylıkların belirlenmesinden sonraki süreçte bugüne kadar, 105 gün oldu. Seçim çalışmaları devam ediyor. Tüm siyasi partiler adına seçim çalışmaları devam ediyor. Bugüne kadarki sürecin bu noktaya gelmesinde kavgasız ve gürültüsüz bir şekilde seçim sürecinin devam etmesinde emeği olan katkısı bulunan başta siz değerli basın mensuplarına, adaylara, belediye başkan adaylarına bir kez daha buradan teşekkür etmek istiyorum.

“Tüm Türkiye gibi biz de şahit olduk”

Bugünkü yaptığımız basın toplantımızın sebebi, son günlerde son zamanlarda özellikle son bir haftadaki süre içinde Türkiye genelinde yaşanan bir takım tatsızlıklar, huzursuzluklar. İstanbul’da yaşanan olayları hepiniz biliyorsunuz, keza yine üzülerek belirtmek istiyorum, birileri doğu ve güneydoğudan kürdistan diye bahsederken, neresiyse orası, batıda da aynı şeyleri konuşurken, özellikle AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisinin taraf olmuş olduğu ittifak noktasında batıda da onlara kaybettireceğiz derken, bütün bunların yanında batıda, Balıkesir, gibi hatta ve hatta ilk kurşunun atıldığı, ilk kurşun Balıkesir Ayvalık’ta atılmıştı. Vatanını ve milletini seven insanların içinde olduğu bulunduğu ülkenin temel değerleri ve hassasiyetlerinin en üst derecede yansıtıldığı bir ilimizden böyle bir açıklamanın kameraların açık olduğu bir anda, bir takım açıklamalar olduğunu tüm Türkiye şahit olduğu gibi bizler de şahit olduk. Edremit Belediye Başkan Adayı, Selman Hasan Arslan ve CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin’in katıldığı Balıkesir Akçay seçim ofisi çalışmasında skandal ifadeler oldu. Bunları milletvekili Aytekin’in konuşmasını sonlandırdıktan sonra mikrofonun açık unutulduğu bir anda bir takım her türlü hesabı yapabiliyorsunuz. Görünen ya da görünmeyen noktada, ittifakların kapalı kapılar ardında yapıyorsunuz, yaptığınızı de inkâr ediyorsunuz. Kamuoyunda bunlarla yüzleşmekten korkuyorsunuz. Ama Allah’ın işi, burada bir mikrofon açık unutulduktan sonra burada camide okunan ezanla birlikte caminin hocasına, imamına, sala okuyan müezzine, hangi sözleri sarf ettiğini neleri kullandığını, aynı zamanda orada kalkıp ‘benim oyum kürdistana’ diyebilecek kadar cüretkâr olup, bunları kendi aralarında konuşmaları öncelikle şunu belirtmek istiyorum, tüm samimiyetimle bunu konuşuyorum.

“Cumhuriyet Halk Partisi adına üzüldüm”

Bunu siyaset yapmak adına da söylemiyorum. Köklerini Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün atmış olduğu hatta kurmuş olduğu, çünkü Cumhuriyet Halk Partisinin kuruluş noktasını başlangıcını biliyoruz. Bir partinin mensupları adayları olarak bu milletin temel değerlerine, ezanı muhamediye, imamına, müezzinine, küfür edercesine ağza alınmayacak sözlerin söylenmesi, orada oyunu da nereye vereceğini söylemesine, inanın, ben öncelikle Cumhuriyet Halk Partisi adına üzüldüm. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adına üzüldüm. Bir taraftan da, öbür taraftan baktığımızda İstanbul’da yaşanan olayları da zaten hepimiz biliyoruz. Sağcısı ve solcusuya hepimizin içini sızlatmıştır. Türkiye’de AK Parti kurulduğu günden bugüne kadar 18 yıllık süreç içinde bir takım provokasyonlarla karşı karşıya kaldık. Bunların hepsini gördük. 6 – 7 Ekim olaylarından tutun da 17 – 25 Aralık olaylarına kadar, 15 Temmuz’undan tutun da Sincan’da bu milletin üzerine tankların yürütülmesine kadar, Gezi olaylarından tutalım da 260 insanımızın, vatan evladının, 15 Temmuz’da şehit edilmesine kadar biz bu oyunların hepsini gördük. Ama Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir zaman milletin bizim ülkemizde çocuk doğduğu zaman çocuğun kulağına ezan okunur. O ezanı okuyan kişiler ya o çocuğun büyükleridir veyahut köylerde bunu çok yaparlar, derler ki getirin de ezan okunsun derler. Bunla bitmez öldükten sonra o teneşir tahtasına yattığınız zaman da yine oraya bir hoca gelir.

“İstedim ki, birileri bir şey söylesin, ne yazık ki göremedim”

Bunu iki gündür izliyorum. Şunun için izliyorum. Gerek Bolu yerelinde, gerekse Türkiye genelinde özellikle izledim. İstedim ve arzuladım ki, her şeye açıklama yapanlar, dini hassasiyet noktasında olmadığı kadar hassasiyet belirten kişiler, insanlar, arkadaşlarımız dostlarımız, ‘arkadaş sen benim partimin üyesi olabilirsin, sen benim partimin belediye başkan adayı da olabilirsin, fakat bu milletin temel değerleri noktasında bir dakika kardeşim’ hani Sayın Cumhurbaşkanımız Davos’ta one minute demişti ya, ‘bir dakika kardeşim, haddini aşma, terbiyesizlik etme, ezanı muhammediyi okuyan bir hocaya, ağza küfür alaraktan ağdalı bir şekilde ezan okuyor diyerekten bu milletin temel değerleri ile dalga geçme’ diye birileri çıksın bir şeyler söylesin diye işin doğrusu aslında iki gündür bekliyorum. Ne yazık ki görmedim. İstanbul’daki yaşanan olayları görüyoruz, arkadaşlar çok açık ve net bir şekilde ifade ediyorum ki buradan Bolu kamuoyuna da ifade ediyorum. Evet bizim tarafımız bellidir. Cumhur İttifakıdır, Milliyetçi Hareket Partisi mensubu oraya gönül verenlerle birlikte, bir tarafta da AK Partiye gönül verenlerle birlikte yol yürüyoruz.

“Bu milletin dini değerleriyle oynamayın”

Bu yolu yürürken ilk defa bir yerel seçimin, bir genel seçimin önüne geçtiğini hep beraber görüyoruz. Ancak, bir tarafta çok açık bir şekilde ittifakların olduğu, yani CHP, İP ve HDP ittifakının olduğu bir tarafta da gizli bir şekilde ittifakların yapıldığı ama kapalı kapılar ardında bunların konuşulduğu artık aşikar. Şöyle bir söz vardır; “Kral çıplak” Hakikaten kral çıplak. Bu milletin geleceğiyle, temel değerleriyle, dini değerleriyle Allah aşkınıza oynamayın çünkü bu topraklar kanla kazanılmıştır. Bu toprakların her karışı kanla sulanmıştır. Lütfen kirli ittifakların içerisinde olmayın. Buradaki mesele, Tanju Özcan meselesi ya da Fatih Metin meselesi değil. Ben, Tanju Özcan’ı tanıyan bir insanım. Arkadaşım, dostumdur, bunda da hiçbir sıkıntı yok. Ama artık kralın çıplak olduğunu, ülkeyi bir felakete doğru sürüklediklerini ya da tarih önünde bunların hepsinden sorumlu olacaklarını unutmamaları gerekir.

Dün akşam, Doğu Perinçek’in açıklamalarını sizlerde izlemişsinizdir. Doğu Perinçek’in ideolojik anlamda düşündükleri ve siyasi çizgisi de bellidir ama Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 31 Mart yerel seçimlerine ilişkin yaptığı basın açıklamasında, CHP, İYİ Parti ve HDP’ye uyarılarda bulunuyor. Diyor ki; “CHP ve İYİ Parti, HDP, PKK ve FETÖ ile iş birliği yaparak kendi sonlarını hazırlıyorlar” Tüm samimiyetimle Doğu Perinçek’e de teşekkür ediyorum. Demek ki söz konusu vatan ve millet olduğunda, bu milletin istiklali ve istikbali olduğunda, bir hassasiyet taşıyarak böyle bir açıklama yapıyor.

“Belediyecilik bizim işimiz”

Bu mesele bir belediye başkanı seçme meselesi de değil. Söz konusu belediyecilik ise, hiç kimse kusura bakmasın ama belediyecilik Ak Parti’nin işi zaten. Belediyeciliği biz yaparız. Ak Parti’nin doğuş noktası, siyaset arenasına giriş noktası, Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanı olması ile başlamıştır. O dönemde 6-7 tane aday adayının İstanbul için bir tek vaatleri vardı. “İstanbul’a su getireceğiz” vaadi. Biz İstanbul’da, suyu, çöpü bırakın, o suların altından gerek kara yoluyla gerekse tren yoluyla tüneller açtık. Söz konusu belediyecilikse, bu konuda mütevazı davranmayacağım, belediyecilik bizim işimizdir. Bolu Belediyesi’nin nerelerden nerelere geldiğini, 15 yıllık süreç içerisinde Bolu’da hangi değişim ve dönüşümlere şahit olduğumuzu zaten hepimiz biliyoruz. Bugün 2019 yılına girerken, İzmir’in halini görüyoruz. İzmir’de hala bir yağmur yağdığında, sokakların artık taştığını, insanların isyan ettiğini hepimiz görüyoruz. Belediyecilik Ak Parti’nin işi, dolayısıyla biz işimiz olan bir konuya talibiz. Buradan tüm Bolulu hemşerilerime sesleniyorum, bunu seslenme gereği hissettiğim için söylüyorum; Buradaki mesele Tanju Özcan meselesi ya da Fatih Metin meselesi değil. Buradaki mesele, ülkenin geleceğini ilgilendiren bir konu. Bu milletin temel değerleri ile dalga geçiyorlar. Ben inanıyorum ki, Bolu’da yaşayan hiçbir vatandaşımız yoktur ki, bu yaşanan süreçten rahatsız olmasın. 15 Temmuz’da bu ülke işgal edilmeye kalkındığında en önemli unsur, selaların verilmesiydi. Milleti tetikleyen unsur, milletin temel değerleriydi. Ancak, öyle bir noktaya geldik ki, yaptıkları hiçbir şey tutmadı.

“Tüm siyasi partileri kınamaya davet ediyorum”

Bu çok açık bir provokasyondur. Bu, bölme operasyonudur. Milleti en hassas noktasından vurma operasyonudur. Buradan tüm hemşerilerimizi sağduyuya davet ediyorum. 31 Mart seçimlerinde de sağduyulu bir şekilde bu ülkenin geleceği adına lütfen oylarını kullanmalarını özellikle istirham ediyorum. Ancak, tüm siyasi partilerin hepsinden de Ezan-ı Muhammediye ve bu ülkenin imamlarına karşı ağıza alınmayacak o hakareti yapanları, kınamaya davet ediyorum.

Editör: TE Bilisim