Yaz aylarının gelmesiyle birlikte eş, dost ve akrabalardan daha fazla düğün haberi duymaya başladık. Gelin ve damat adaylarıyla ailelerini tatlı bir telaş sarmaya başladı.

Evlilik kararı, hayatın dönüm noktalarından biridir. Hem karar verme sürecinde hem de evlilik kararı verdikten sonra bizi sevenlerin her şeyin daha iyi olması kaygısıyla olumlu ve olumsuz bir sürü eleştiri, tavsiye ve yorumlarını dinlemek ve değerlendirmek zorunda kalıyoruz.

Hem yeni bir hayatın eşiğinde olmanın vermiş olduğu heyecan ve sebep olduğu stres hem de en iyisi olma çabasıyla yakın çevremizden aslında iyi niyetli yapılan bu müdahaleler kafa karışıklığına neden oluyor.

Aile, arkadaş, akraba çevresinden gelen öneri ve eleştirileri sorun haline getirmek yerine, herkesin deneyimlerinin farklı olduğunu bilmeliyiz. Yapılan her yorum aslında dile getiren kişinin kendi yaşamından bizimle paylaştığı bir deneyimdir.

Peki bu yolda ne yapmalı, nasıl kararlar verilmeli, kimlerle, hangi konuyu ne kadar konuşup tartışmalı ve bu süreçle başa çıkmak için nasıl davranmalıyız bir göz atalım.

Evlilik her kültür ve toplum için ayrı anlamlar taşımaktadır. Kelime anlamından ziyade sizin için “evlilik ne anlama gelmektedir” asıl önemli olan ve yanıtlanması gereken soru budur.

Türk Medeni Kanunu’na göre evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulur. Yeni Türk Medeni Kanunu'nda, evlilik birliğinde eşit hak, eşit sorumluluk ve eşit paylaşım, esastır. Eşler, aile birliğinin mutluluğunu birlikte, uzlaşmayla sağlayacaklardır.

Her ne kadar evlilik, hayatımızda yeni bir sayfa açmak, yeni bir hayat kurmak olarak görülse de Türk Medeni Kanunu evlilik birliği içerisinde eşlere eşit hak, eşit sorumluluk ve eşit paylaşım ile aile birliğinin mutluluğunu birlikte sağlama sorumluluğu vermiştir.

Bu sorumluluğu yerine getirmek dışarıdan bakıldığı kadar kolay değildir aslında.

Evlilik kararını vermeden önce kendimizi ne kadar tanıdığımızın farkında olmalıyız. “Ben kimim?” Sorusuna dürüstçe cevap verebilmek gerekir. Bu sorunun yanıtını belki tek bir cümleyle belki de saatlerce anlatabiliriz. Fakat ‘mış’ gibi yapmadan, olabildiğince objektif olarak kendimizi analiz etmeli ve doğru cevaplar vermeliyiz. Kendimizi tanıdığımız zaman karşı tarafı tanımak daha kolay olacaktır.

Evlilik kurumunda eşlerin yaptığı en büyük hatalardan biri kendinden ödün vererek istemediği bir şeyi sırf eşi istediği için yapmaktır. ‘Bu hareketi yapmazdım ama senin için yapıyorum’ dediğiniz an yani biz buna toplum içerisinde “fedakarlık” adını versek de kendi benliğimizden ödün vermiş oluyoruz. Bu durumun sizi mutsuz etmeye başladığında siz de en yakınınızdaki eşinizden başlayarak çevrenizdeki tüm insanları mutsuz etmeye başlarsınız. O yüzden en önemli şey kendinin farkında olmaktır. Müstakbel eşimiz dahi olsa bizi mutsuz edecek, ya da “tek o mutlu olsun da…” düşüncesiyle o istediği için  istemediğimiz kalıplara girmeye çalışmayalım.

Evlilik, ‘Yaşım geldi evlendim, ailemle çatışmalarım vardı evlendim, okulum bitti evlendim…’ tarzı sebepler üzerine kuruluyorsa tam da başladığı noktada biteceğini de kabul etmişiz demektir. Başkalarının hayallerini gerçekleştirmek, başkalarının eksikliklerini kapatmak üzerine bir hayat kurulamaz. Çünkü bu hayat senin!

Evlilik kararı ile birlikte ileride eşimiz olacak kişinin ailesiyle de bağ kurmaya başlarız. Bu durum ilk başlarda çiftler için ayrı bir endişe ve stres kaynağı olabilmektedir. Ailelerin kendi düşünce yapılarına ve hayat tarzlarına uygun gelin/damat beklentileri bazen gerçekleşenle örtüşmemektedir. Bu durum hem aileler hem de aileye girmeye aday kişi tarafından hoş karşılanmamakta ve çatışmaları da beraberinde getirmektedir. Çiftler bu durumda sadece ailenin düşüncelerine göre hareket etmek ya da aileyi silmek seçeneğinin değerlendirmekle bu sorunun üstesinden gelebileceklerini düşünmektedirler. Bu gelecekteki evlilik birliği için yapılacak en büyük hatalardan biridir.

Evlilik öncesi çiftler, ilişkilerinde var olan problemleri görmezden gelmeye çalışmak yerine, o problemi ortadan kaldırmak için çözümler üretmelidir. Bu aşamada evlilik öncesi eğitimin ve evlilik öncesi danışmanlığın önemini belirtmek isterim. Evlilik öncesi danışmanlıkta iletişim becerilerini artırmak, evlilik yaşantısına geçişi kolaylaştırmak ana hedeflerden sadece bir kaçıdır.

Yapılan araştırmalar evlilik öncesi danışmanlık hizmeti alan çiftlerin evliliğe uyum, birlikte yeni bir hayata başlamak ve evlilik hayatında oluşabilecek sorunların üstesinden gelmede daha başarılı olduklarını açıkça ortaya koymaktadır.

Evlilik kararını verirken ve yeni bir hayata geçiş yaparken “biz olmak” konusunda bireysel özelliklerimizin önemini göz ardı etmeyerek evlilik öncesi danışmanlık hizmeti alınmasını tüm içtenliğimle tavsiye ediyorum.

Editör: TE Bilisim