Sayın okurlar;

Sadece bugünlere mahsus değil ama çoğu zamanlarda, bilhassa büyük maçlarda hiç istenmedik ve hoşa gitmeyen nahoş olaylar oluyor. Adeta (sanki) bir savaş işleniyor ve tek taraflı çirkin hareketlerle anormal olaylar yaratılıyor. Yazıktır, günahtır, ayıptır. Bunları bırakalım sadede gelelim dolayısıyla bizim düşüncelerimiz de şunlar bunlar hedef değildir olayın bize intikal eden görüntüsünden çıkardığımız izlenimler önemlidir. Nezaket parayla alınmaz ama gel gör ki nezaket her şeyi satın alabilir. Bu nedenle teşbihte hata olmazsa nazik insan nezaketi her zaman nezaketsizden öğrenmiştir. Yüksek nezaket terbiye, usul, erkan bilen insanları zor ve şiddetten daha kolay saygıya davet eder. Hürmetkar ve dengeli bir insan anlatılan hikayeyi her zaman ilk defa duyan kişidir. Zayıflık, hafiflik dolayısıyla bunlara bağlı cinayetlerin çoğu terbiyeden kendisini uzaklaştırmış avami düşüncelerden çıkar. Aslında güçlü ve mutlu bir insana zaten böyle şeyler gerekmez. Nitekim zekanın, asil düşüncenin milyonerleri bu nedenli olacak ki paranın milyonerlerine her zaman acımışlardır. İnsanın olgun ve dolgunluğu gidişatıyla bellidir ve bu aynı zamanda o kişideki yüksek zekayı da gösterir. Zafer daima iradededir. Bir insanın kendi kendini fethetmesi ise zaferlerin en büyüğüdür. Burada ana noktayı belli edelim asıl zafer kazanan öfkesini yenebilendir. Bundan böyle zafer kazandığı zaman, kendini de yenen böylece iki kere başarı kazanmış demektir. Yani mukavemetsiz bir insana saldırmak ise adiliğin en büyüğüdür. Bilgisiz, ilgisiz, dengesiz ve seviyesiz düşüncenin sahibi boş tenekenin sesine benzer. Hem kendisi basittir, yani cevheri yoktur. Hem de içi boştur. Dikkatlice bakılırsa her korkunun altında bir cehalet yatar. Hayal gücü derin olsa da bilgisi olmayan serserinin muhteşem kanatları da olsa ayakları yok gibidir. Müşavere meclislerinde arifler, bilgi insanlar evvela dinler, anlamaya çalışır. Sokak haytaları ise devamlı ortalığı karıştırır. Çünkü yapısında ve kafasında asalet mayası, bilgisi ve kalitesi yoktur. İyi bir örnek insanları yola getirmek için en iyi metot değildir. Olsa olsa bu tek çaredir. Nasihat etmek çok kolaydır ama örnek olmak zordur. Önemli olan, yaşımızla, başımızla, işimizle, gücümüzle yaptığımızın farkında olmaktır. Nitekim planlı, metodlu çalışmayı ve davranışları alışkanlık haline getirmedikçe insanoğlu bir yerde gaflete düşecektir. Gaflet içerisinde olanlara aslında hiç dokunmamak lazım. Çünkü o zaten belanın içindedir. Teamül odur ki insan her zaman saygının, sevginin, muhabbetin ve yüksek insanlığın özelliğini taşımalıdır. KÖTÜ İYİSİNİ BİLSEYDİ, İYİSİNİ YAPARDI. BİZ YİNE DE HAYIRLISINI DİLEYELİM. DİLBERİN KENARI NE KADAR NAZİK OLSA DA NAZENDE OLAMAZ. İNŞALLAH BU TÜRDEN NAHOŞ GÖRÜNTÜLER SON OLUR.