Sayın Okurlar;

Her gün ve her an, dilimizden düşmeyen önemli bir kelime vardır(Hayat). Bir nevi, iki dipsiz karanlığın ortasında sanki bir kibrit alevi. Hızla akan, dönüşü olmayan bir nehir. Altın gibi yansıyan pırıltıları, yıllarca akar, gider. Sonunda, sadece bizlere kum kalır. Hayat, bir başka anlamda silgi kullanmadan, resim çizme sanatına benzer. Hayat, küçük şeylerden meydana gelen kocaman bir demet. İnsanoğlunun, şerefle, onurla ve gururla bitirmesi gereken en ağır vazifesi hayattır. Bu nedenle, hayat daima bir hareketin, yaşam biçimidir. İnsanın, en önemli hayatı ise, düşünce sisteminden kaynaklanan idealidir. Aslında, insanoğlu, küçük bir nefes ve gölgeden başka bir şey değildir. Buradan hareketle, diyoruz ki hayat ne bir bayram ne de bir yas günüdür. Hayatın, temelinde var oluş biçiminde(Okuma, öğrenme, çalışma böylece hizmetlerle insanlara faydalı olabilmenin fazileti vardır.) Yaşamasını bilenler için, hayat elbette ki tatlıdır. Hayatın en büyük, en önemli değeri, yaşanmasından da öte, onun iyi, güzel ve doğru yolda gidebilmesidir. Böyle olursa, hayat insana nasıl gerektiğini de öğretir. Bu bakımdan, hayat yaşla, başla değil, gerçekleri görmesiyle ve onları yakalamasıyla anlaşılır. Böylece, hayat insana nasıl ve neler gerektiğini de öğretir. HAYATIN, HİÇBİR DEVRESİ BAĞIŞLANMAZ YANİ BAĞIŞ OLARAK VERİLMEZ. VERİLSE VERİLSE , ÖDÜNÇ OLARAK VERİLİR.

CANI, CAN VEREREK BİLMEYEN, HAYATIN DEĞERİNİ BİLEMEZ. HAYATIN GÜÇLÜ OLAN ROMANI, ESERİN UZUN SÜRMESİNE DEĞİL, İYİ OLMASINDAN KAYNAKLANIR.

Hayatın devresinde, bir enstrüman gibi, onun tellerinde tatlı, ince ve ruhları ferahlatan nağmeler olursa, hayat hayattır. İnsanlık aleminde (Yalancının, yalakanın, imansızın dolayısıyla hayasızın, arsızın kısaca ahlaksızın, hayatı ne zaman hayat sayılmış?) Allah korusun, hünersiz, dalları dikenli bir ağacın, hayatını bırakın, onun tek bir dalını tutan uyuz olur. Hayat, uzun yaşamak için değil, doğru ve alın teri dökerek yaşamaktır. Bir kısım insan, dikkat ederseniz, hayatının dörtte üçünü bedavacılık, yalancılık ve düzenbazlıklarla geçirir. Salim, halim, selim ve mutlu bir hayata tek bir yoldan gidilir. Bu yol, hak, hukuk, asalet ve fazilet yoludur.

HAYATIN EFENDİSİ OLMAK İÇİN, ÖNCE ÇALIŞMANIN UŞAĞI OLMAK GEREKİR. Hayatın tembelleri, ihtiraslı olanları, bilhassa dalkavukları, insanı boş kaşıkla besleyenlerdir. Özetle, elmas gibi hayat sürenler, ne yerde kül, ne de gökte isli duman bırakmamışlardır.

İNSANIN HAYATI ALTINSA, MİHENG DÜNYASINDA CEVHERİNİ, ZATEN GÖSTERİR.