Sayın okurlar;

İnsanoğluna, yüce yaratanın bahşettiği en mükemmel, en güzel ve en doğru nimet akıldır. Bu güçlü silah, şer düşünceler istikametinde kullanılırsa bir anda gaflete düşer, bu defa silah döner, kişinin kendisini hedef alır. Bunun için akıl-mantık-müdrike-idrak ve hür irade gibi düşüncenin temel unsurları iyi, güzel ve doğru çalışan akılda olur. Canlı mahlukat içerisinde, insanoğlunun en büyük özelliği de buradan kaynaklanır. Nitekim, geçen yazılarımda da ifade ettiğim gibi insan, insanlık mertebesinden uzaklaşırsa, içgüdüleriyle hareket eden yabani hayvanların mertebesine girer. Buradan hareketle diyoruz ki düşünmesini bilen, mantıklı tek canlı insandır. Şimdi genel anlamda sadede gelelim.

Sayın okurlar;

İmam Maturi “Akıl bilgiyi ister, bundan dolayı Müslümanlık akıl dinidir.” Diyor. İnsanın doğru olanı, insana yardım eder. Asıl kirlilik, şer ve şeytan güçlerdedir. Bu nedenle kendisini bilen, yaratanını da bilir. İkiliğe gelince bu teferruattır. Yani, önemli ve esas olan birliktir. “Bir hakikat yüz şüpheden evladır.” İnsanoğlu görünenlere hükmedebilir ama tüm sırlar yüce Allah’a aittir. Sözlere gelince, söz insanın değeri kadar söylenir. Bir gül bahçesinden kötü kokular geliyorsa, kabahat elbette ki bahçıvandadır. Bundan böyle, bülbüllerin öttüğü yerde karga sesleri olmaz. İnsanoğlu, ruh ve düşünceden ibarettir. Geri kalanı et, kemik ve sinirdir. İşte bunun için düşünce kaynakları akıl, maneviyat ve ruhtur. Doğru dürüst düşünmesini bilen ariflerin, bütün bu nedenlerle olacak ki HUZURLARI MARİFET, NEŞELERİ MUHABBET, NURLARI DA HAKİKAT OLMUŞTUR. Bir insanda, doğruluk, güzellik, iyilik düşüncesi var oldukça saniyen kötülükten devamlı kaçar ve korkarsa, bu defa akıllılık ona tabiat olur. Yüce yaratan bunun için yaramaz insanlara bir bela verirken evvela aklını alırmış. Netice itibariyle HÜNER AĞAÇLARI, HER ZAMAN PAYİDAR OLMUŞTUR ÇÜNKÜ HEM MEYVALI HEM DE GÖLGELİDİR. Güzel düşüncelerde her yerde, her zaman, her şartta asalet; çirkin, seviyesiz ve adi düşüncelerde de tam tersi rezalet vardır.