Londra Konferansı'nın bir sonuç vermemesi, Sevr projesini uygulamak için İtilaf Devletlerini yeni bir çabaya yöneltmiş ve bu amaçla Yunan işgal ordusunu savaşa teşvik etmişlerdi.

Millî Mücadele, özellikle onun başlangıç bölümünü meydana getiren İnönü Savaşları, denk olmayan güçler arasında geçmiştir. Gerçi fiili olarak karşımızda Yunan ordusu bulunuyordu. Fakat bu orduyu, hemen bütün Avrupa destekliyordu. Çünkü her birinin Türk topraklarından koparacakları bir bölümde pay iddiaları vardı. Bu sebeple Yunan ordusunu destekliyorlardı. Biz ise Birinci Dünya Savaşından yenik ve perişan çıkmıştık. Ve artık elimizde kalan son vatan parçalarını savunmaya kararlıydık. Böylece ordularımız, canlarını dişlerine takmış olarak çarpışıyorlardı. Yunanlılar ise parlak bir hayalin akıntısına kapılmışlardı. Bu hayal Megalo-idea ülküsü idi. Yani eski Yunanlıların bir süre sahip oldukları toprakları geri alma iddiası. Böylece ölmüş bir dönemi geriye getirmek istiyorlardı. Bu onların en büyük zaafı idi. Çünkü hayallere kapılmak, insanlara da, milletlere de pahalıya mal olurdu.

Böyle kat kat üstün bir kuvvet karşısında Atatürk, sınırlı sayıdaki Türk kuvvetlerinin stratejisini şöyle tespit etmişti. Bu strateji üç basamakta gerçekleşecekti. Birinci basamakta zayıf ve dağınık güçlerimizle düşman oyalanacak, ikinci basamakta düşman ustalıklı bir manevrayla üstlerinden uzaklaştırılacak, Anadolu topraklarının içine çekilecek ve böylece zayıf düşürülecekti. Nihayet üçüncü safhada toplanan ve güçlenen millî ordu, kesin saldırıya geçerek vatanı düşmandan temizleyecekti. Bu stratejinin uygulanması İnönü Savaşlarıyla gerçekleştirildi. Atatürk’ün direktifiyle Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü, plânı tam bir başarıyla ve eksiksiz uygulamıştır. Bunun için ilk etapta düşmanı üs kurduğu Bursa’dan, İnönü’ye çekmek gerekiyordu. Görünüşte bu bir yenilgi izlenimini verir. Yunanlıları da yeni ümitlere ve hayallere kaptırır. İstenen de buydu. Nitekim düşman bu askerî taktiğin tuzağına düşmüş ve ordusunun önemli bir bölümünü İnönü mevzilerine getirmiştir.

31 Mart 1921 gecesi Çankaya köşkünde saatler ağır endişeli bir hava içinde geçer, sabaha kadar kimse uyumaz. Nihayet şafak söker. Derken yaver kapıyı kırarcasına içeriye dalar. Yüzü pespembe, gözleri ışıl ışıl, belli ki sevindirici bir haber var. Elindeki telgrafı Mustafa Kemal’e uzatır. Tarihe geçmiş o meşhur telgraf:

“Düşman binlerce ölü bırakarak harp sahasını silâhlarımıza teslim etmiştir.” diyor. Tabiî herkeste sevinç, coşkunluk ve gözyaşı. Mustafa Kemal Paşa da, İsmet Paşa’ya şu tarihi telgrafı çeker:

"Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz. İstila altındaki bedbaht topraklarımızla beraber bütün vatan bugün en uzak köşelerine kadar zaferinizi kutluyor. Düşmanın istila hırsı, azim ve hamiyetinizin yalçın kayalarına başını çarparak paramparça oldu.’’

 İKİNCİ İNÖNÜ ZAFERİNİN SONUÇLARI

İkinci İnönü Zaferiyle, Atatürk stratejisinin birinci bölümü tamamlanmış, ikinci bölümüne geçilmiştir. Yani düşmanı oyalamak dönemi bitmiş, artık savunma dönemine girilmiştir.

İkinci İnönü Zaferi, Atatürk’ün Meclisteki itibarını kat kat artırmıştır. Böylece düzenli ordu kurma azmi güçlenmiştir. Meclis içinde başka sebeplerden de muhalefet grupları bulunmaktadır. Bunların hepsinde İnönü Zaferinden sonra, Atatürk’ü her bakımdan desteklemek ve ona inanmak gerektiği kanaati yerleşmiştir. Bu nokta, belki de İkinci İnönü Zaferinin en önemli ve en iyi değerlendirilmiş sonucudur.

Bu zaferin yurtdışındaki yankıları da son derece önemlidir. O günlerde Fransız Delegesi Franklen Buyon, Ankara’da bulunuyor. Fransız delegesi işin ciddiyetini anlıyor. Nitekim kısa bir süre sonra Fransızlar, yerel milislerin direnişi karşısında işgal ettikleri Maraş, Antep ve Urfa bölgelerinden kuvvetlerini çekmek zorunluluğunu duyuyorlar.

İkinci İnönü Zaferinin önemli bir sonucu da, Ruslarla olan ilişkilerimizde görülüyor. Ruslar o tarihlerde Kars, Batum, Ardahan üzerinde hak iddia ediyorlar. Bizi bu oldubittiyi kabule zorluyorlardı. İnönü Zaferi, bu iddianın komşularımıza pahalıya mal olacağı kanaatini doğurmuştu ve böylece kısa bir süre sonra Ankara Antlaşmasıyla ihtilaflı bölge nihaî olarak bize katılmıştır. İkinci İnönü Zaferinin en önemli sonuçlarından birisi de Ankara’da yeni kurulmuş olan Türk devletinin artık bu milletin kaderini yönetmeye yetkili tek kuvvet oluşunun, içte ve dışta anlaşılır oluşudur. İnönü Zaferi bunlara karşı da milletimizin gözünü açmış ve Ankara’daki yeni hükümetin tek yetkili millet temsilcisi olduğunu yaymıştır. Nihayet bu zafer, bir kısım ordu disiplinine girmek istemeyen silâhlı çetelerin de son direnişlerini kırmıştır. Bu arada önemlice bir kuvvet toplamış olan Çerkez Ethem direnişi de sona ermiştir. Bu sebeple ordu-millet bütünlüğü nihaî olarak sağlanmıştı. Böylece Atatürk’ün, Millî Mücadele’ye başlarken ileri sürdüğü ve bazılarınca, gerçekleşmesi imkânsız olarak kabul edilen büyük plânı gerçekleşme yoluna girmiştir.

26 MART

1913– Edirne, Bulgarların eline geçti.

1921– Yunanlılar, Adapazarı'nı işgal etti.

1931- Ölçüler Kanunu TBMM’de kabul edildi.

1998- Şişli eski Belediye Başkanı Gülay Aslıtürk hakkında, yolsuzluk iddiaları nedeniyle gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı.

2002- İsrail'de ''Uluslararası Geçici Mevcudiyet''e ait araca düzenlenen saldırıda Türk Binbaşı Cengiz Toytunç şehit oldu, Yüzbaşı Hüseyin Özarslan yaralandı.

27 MART

1964- İki Türk bakanın görevine son veren Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios, Rauf Denktaş'ın adaya girişini

yasakladı.

1974- Türk Yükseltme Cemiyetinin adı ''Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Derneği'' olarak değiştirildi.

1976- Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil ile ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Washington'da Savunma İşbirliği Anlaşması'nı imzaladı. Bu anlaşmaya göre, Türkiye üslere izin çıkaracak, ABD de buna karşılık

Türkiye'ye yardımda bulunacaktı.

1986- Hayali mobilya davasında 10 yıldır yargılanan Yahya Demirel tahliye edildi.

1987- ''Hora'' (Sismik–1) gemisinin, petrol aramak için Ege'nin uluslararası karasularına açılmasının

Yunanistan'ın petrol aramaları için açıkladığı tarihe rastlaması, iki ülkenin silahlı kuvvetlerini alarma geçirdi. Kriz, 28 Mart'ta NATO ve ABD'nin devreye girmesiyle donduruldu.

2000- Vladimir Putin, Rusya Devlet Başkanlığı'na seçildi.

28 MART

1910- İstanbul'daki ilk trafik kazasında bir kişi yaralandı.

1920- Kilis'ten 26 Mart sabahı hareket eden Fransız kuvvetleri, Kilis-Antep yolunu kapatan Teğmen Şahin

komutasındaki milli kuvvetlerle çarpıştı. Şahin Bey şehit düştü. Fransız kuvvetleri Antep'e girdi.

1921- Yunanlılar, Afyon'u işgal etti.

1933- Hitler, Yahudileri ve Yahudilere ait mağazaları boykot için emir verdi.

1966- Doktorların, rahatsızlığı nedeniyle görevine devam edemeyeceği kararı verdiği Cemal Gürsel'in yerine Cevdet Sunay Cumhurbaşkanı seçildi.

1970- Gediz'de 7,2 büyüklüğündeki depremde 1086 kişi öldü.

1982- Türk Parasının Kıymetini Koruma Kararı yürürlüğe girdi.

29 MART

1957- Kıbrıs'ta gerginliğin tırmanması üzerine adada sokağa çıkma yasağı konuldu.

1966- Leonid Brejnev, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Birinci Sekreterliğine getirildi. Brejnev, ABD'nin

Vietnam politikasını kınadı.

1967- Fransa, ilk nükleer denizaltısını suya indirdi.

1989- DYP Siirt Milletvekili Abdülrezzak Ceylan TBMM'de bir tartışma sırasında vurularak öldürüldü. ANAP Siirt

Milletvekili İdris Arıkan olayın zanlısı olarak tutuklandı.

2004- Romanya, Bulgaristan, Slovenya, Slovakya, Litvanya, Estonya ve Letonya NATO'nun yeni üyeleri oldu.

Yedi ülkenin katılımıyla NATO'ya üye ülke sayısı 26'ya yükseldi.

30 MART

1867- ABD, Alaska'yı Rusya'dan satın alarak topraklarına kattı.

1924- Ankara Müftüsü Mehmet Rifat (Börekçi) Efendi, Diyanet İşleri Başkanlığı'na atandı.

1951- ABD'de, Ethel ve Julius Rosenberg çifti, Sovyetler Birliği hesabına çalıştıkları ve ABD'nin nükleer sırlarını bu ülkeye sattıkları iddiasıyla idama mahkûm edildi. İdamlar, 1953 Haziranında infaz edildi.

1965- Eski Milli Birlik Komitesi üyeleri, Alpaslan Türkeş, Muzaffer Özdağ, Dündar Taşer, Rıfat Baykal ve Ahmet Er; Osman Bölükbaşı'nın lideri olduğu Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'ne (CKMP) katıldılar.

1981- ABD Başkanı Ronald Reagan, Washington'da bir suikast girişimi sonucu vurularak yaralandı.

1998- AB, Rum kesimi ile üyelik görüşmelerine başladı. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ''AB 34 yıllık

haksızlığa son damgayı vurdu'' dedi.

2005- Kabahatler Yasa Tasarısı TBMM'de kabul edildi.

31 MART

1920- İstanbul'un işgali üzerine Anadolu'ya geçen aydınlar arasında bulunan Yunus Nadi (Abalıoğlu) ile Halide Edip (Adıvar), yolda buluştuklarında, Ankara'ya ulaşır ulaşmaz, ''Anadolu Ajansı'' adıyla bir haber ajansı kurulmasını, Mustafa Kemal Paşa'ya önermeyi kararlaştırdılar.

1921- Metristepe'de Yunanlılar tarafından püskürtülen Türk saldırısı, İsmet Paşa tarafından tekrar başlatıldı. Yunanlılar süngü saldırısıyla mevzilerinden atıldı.

1925- Şeyh Sait Ayaklanması'nın olduğu bölgede, Divanı Harbin verdiği idam cezalarının, onay gerektirmeden

yerine getirilmesi hakkındaki kanun kabul edildi.

1930- Afet (İnan) Hanım, partiye üye yazılan ilk kadın oldu.

1965- Amerika, Vietnam'a 3500 deniz piyadesi göndererek sıcak savaşın içine girdi.

1975- Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti (39. Hükümet), Süleyman Demirel başkanlığında kuruldu.

2015- Türkiye'de elektrik sistemi durdu, hayat felç oldu. Metro, tramvay seferleri durdu. Trafik ışıkları çalışmadı. Elektrik kesintisi saat 10.36'dan itibaren önce batı illerinde başladı, bir saat içinde tüm illere yayıldı.

2015- Savcı Mehmet Selim Kiraz, İstanbul Adalet Sarayındaki odasında rehin alındı ve saatler sonra teröristlerce öldürüldü.

01 NİSAN

1916- Mustafa Kemal, Mirliva'lığa (Tuğgeneral) yükseldi.

1921- İkinci İnönü Zaferi. Yunanlılar, 23 Mart'tan beri süregelen savaşı kaybetti.

1928- Ankara Borsası, Maliye Bakanı Fuat Ağralı tarafından açıldı.

1949- Türkiye, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne katıldı.

1958- Kıbrıs'ta EOKA'cılar, İngilizlere savaş ilan etti. EOKA’ nın lideri Grivas, Türklere de gözdağı verdi.

1978- Cumhuriyet döneminin ilk rektörü Ord. Prof. Dr. İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Ankara'da 92 yaşında öldü.

1979- Humeyni, İran'da şeriat ilan etti.

2005- Cumhuriyetin Tapu Kadastrosunu kuran, 16 eski dil bilen hayattaki tek kişi sıfatıyla ''ölene kadar

emekliliği yasak'' olan Milli Savunma Bakanlığı uzman bilirkişisi, şair, İstiklal Madalyası sahibi Naci Tanrısever (Karamanoğlu Naci Bey) İstanbul'da 104 yaşında öldü.

2009- TRT'nin Kürtçe radyosu (Radyo 6) yayına başladı.