Gel hayata bir de bu pencereden bakalım. Artık dünya bir köy, ülkeler hane, ülke vatandaşları ise hane halkı durumuna gelmiş. Hepimiz kardeşiz. Diğer kardeşlerimizi sevmeyebiliriz ama horlamak, aşağılamak, küçük görmek, ufak tefek ayıbını ulu orta ifşa etmek bizi küçültmez mi? Diğer hane halkları arasında itibar kaybına sebep olmaz mı? Biz kendi hane halkımıza (kardeşlerimize) sevgi saygı şefkat göstermezsek bunu diğer komşularımızdan beklemeye hakkımız olur mu? Onlar mı gelip bizi terbiye edecek? Onların bize eğitim, sanat, zanaat öğreteceğini mi sanıyoruz? Tabii ki hane halkımızdan daha az çalışanlarımız olacak yaramazlık yapanlar çıkacak, içimizde haşereler-parazitler olacak. Toz,  kir, pas içinde olanlar olacak. Aç, açık olanlar olacak. Çünkü biz seksen bir milyon kardeşli büyük bir haneyiz. Hanemizi kuzey-güney, doğu-batı kültürlerinin kesiştiği yere kurmuşuz. Doğal olarak kardeşlerimiz komşuların kültür, gelenek, görenek ve inançlarından da etkilenmektedir. Bize düşen görev bunlara katlanmak, mümkün olduğunca hem dil hem hal lisanı ile yanlışlarını, eksiklerini anlatmaktır. Açları doyurmak, açıkları giydirmektir. Kıyafeti kirli olanları yıkamak, burnu akanların burnunu temizlemektir. Bir babanın evlatlarıyız. Sonuçta kardeşiz. Tiksinsek de, alışmadıklarımıza katlanmak zor gelse de sahip olduklarımızı paylaşmak mecburiyetindeyiz.  Bütün bunlara hane halkının saadeti, hanemizin saygınlığı, zenginliği, huzuru, mutluluğu, sağlığı, eğitimi için katlanmalı; kardeşlerimizin ahlaklı, şerefli, onurlu, kişilikli bireyler olmaları için çalışmalı; hane halkından kimseye ayrımcılık yapmamalı,  kimseyi aşağılamamalı, horlamamalı; onları ötekileştirmeden, küçümsemeden, her daim birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmeliyiz. Bunları yaparken de haktan, hukuktan adaletten, insani-vicdani değerler ile evrensel ve milli değerlerden ayrılmamalıyız. Partimiz, adayımız, kim olursa olsun; hangi annenin çocuğu olursak olalım, hanemizin aynı, kar ve zararımızın aynı, kültürel değerlerimizin, tarihimizin, varlık sebeplerimizin bir olduğunu UNUTMAmalıyız. Biz bir olursak, iri olursak diri olursak kazanırız. Yoksa kaybedenlerden oluruz. Şu sıkıntılı günlerde dilimize, sözümüze, halimize her zamankinden daha fazla özen göstermeli,  birbirimize karşı daha saygılı olmalıyız. Sohbetlerimle….