AK Parti Bolu Belediye Başkan Adayı Fatih Metin, Bolu basını ile kahvaltıda bir araya geldi. 31 Mart Mahalli İdareler seçimlerinin sonrasında ilk kez kameralar karşısına geçen Fatih Metin gündeme dair açıklamalarda bulundu. 

Haber: ASLI AKIŞ 

Kahvaltıya Ak Parti Bolu Milletvekili Arzu Aydın, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Kazım Konak, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Arzı Güler, AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Samet Kocadağ, Bolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bülent Velioğlu ve gazeteciler katıldı.

Ak Parti Bolu Belediye Başkan adayı Fatih Metin’in seçim değerlendirme toplantısında gazeteciler ile kahvaltıda buluştu. Kahvaltının ardından soruları yanıtlayan Fatih Metin, 4 aylık seçim çalışması ortaya koyduklarını belirterek bu süre zarfında emek veren gazetecilere, Bolu halkına, AK Parti Bolu teşkilatlarına, SKM üyelerine, Cumhur İttifakı ortağı Milliyetçi Hareket Partisi’ne, MHP’li İbrahim Doğan’a, Ülkü Ocaklarına teşekkür etti.

“DEMOKRASİNİN EN VAZGEÇİLMEZ YAPISI SEÇİMLERDİR”

4 aylık seçim çalışmaları sürecini değerlendiren Metin; “ şahsımın belediye başkan adaylığı sonrasında seçim koordinasyon merkezi oluşturduk. Önce STK’lar, meslek gurupları, sosyal yapı olmak üzere toplumun her kesimi ile bir araya geldik. Bolu’nun her yerini karış karış gezdik ve her yerini kucakladık. Toplumsal kuşatıcı anlayışla fikirleri de aldık. Buna ilişkin bir çalışma süreci geçirdik. Bolu’nun geleceğine ışık tutan projeler ortaya koyduk bunları da Bolu halkı ile paylaştık. Çok güzel bir seçim çalışması neticesinde 31 Mart’a ulaştık. 31 Mart’ta da vatandaşımız kararını verdi ve bu kararla beraberle de bir tercihte bulundu. Bu tercihte Cumhuriyet Halk Partisini yerelde iktidara getirmek oldu. CHP adayı Tanju Özcan’ı belediye başkanı olarak tercih etti.  Demokrasinin en vazgeçilmez yapısı seçimlerdir.  Seçim sonuçları da baktığımızda milletimizin iradesi, halkın iradesi her şeyin önünde gelir. O irade netleştiği an itibariyle ben bu tebriki ifade etmiştim. Vatandaşımızın bu kararı neticesinde CHP’nin adayı Tanju Özcan’ı tercih etmiştir. Ben bu tercihte başarı gösteren Cumhuriyet Halk Partisine ve adayı olan ve şu anda belediye başkanımız olan kıymetli başkanımız Tanju Özcan’ı tebrik ediyorum. Başarılar diliyorum. Bolu bizim hepimizin. Hangi görevde olursak olalım Bolumuza hizmet yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“ALLAH’A HAVALE EDİYORUM”

Fatih Metin, Bolu eski Belediye başkanı Alaaddin Yılmaz'ın “Bolu'da kazanamayacak tek aday” şeklindeki sözlerine karşılık ise “Alaaddin Yılmaz bizim ağabeyimizdir, partimizin kurucusudur. Dolayısıyla geçmişimiz itibariyle, parti disiplini itibariyle şahsımla alakalı söylediklerini Allah'a havale ediyorum. Partimle ve şahsımla alakalı söylemleriyle ilgili olarak da toplumumuzun Bolu kamuoyunun vicdanına havale ediyorum” diye konuştu.

“YERELDE MUHALEFETİN NASIL YAPILACAĞINI ÖĞRETECEĞİZ”

Seçim çalışmaları sürecinde Bolu’ya gelen bakanların Bolu için söz verdiklerine dikkat çeken Metin;

“Bolu'ya taahhüt edilen ve verilen sözler Bolu'ya verilmiş sözlerdir. Fatih Metin'e verilmiş sözler değil. Sözü veren kişi hem sözü verip hem de icraat yapacak değil. Bir bakan 81 ilden sorumlu. Bu işi bürokratlar yapar. Bürokratlarda durduk yere bunu yazmaz, takip etmez. Burada devreye o işi takip etme noktasındaki kişiler girer. Bu işlerin takibi ve sorumluluğu belediye başkanı ile onun bürokrasindedir. Bugüne kadar Bolu'ya gelen bakanların ne söylediği ortada. Bunların takibiyle görevli kişide belediye başkanımız ve onun bürokratlarıdır. Sorumluluğu alan Tanju Özcan ve CHP. Yerelde AK Parti olarak muhalefetin nasıl yapılacağını da önümüzdeki günlerde göstereceğiz. Bu zamana kadar ana muhalefet partisine iktidar nasıl yapılır, iktidarda olmanın sorumluluğu nedir bunu öğretemedik. Ama muhalefetin nasıl yapılacağını öğreteceğiz” ifadelerini kullandı.

 “SEÇMENİN MESAJINI ÇOK NET ALDIK”

Fatih Metin, 31 Mart Yerel Seçim sonrasına ilişkinde açıkla yaparak; “Yaklaşık 10 tane sebep sayabiliriz, tek sebebi yok bunun. Suçlu aramaya da gerek yok. Netice itibariyle biz bir partiyiz ve sevabıyla günahıyla o parti içindeki tüm yetkili arkadaşlar olarak hepimiz eşit sorumluyuz. Başarı da hepimizin, başarısızlık da hepimizin. Aslında çok büyük bir başarısızlık yok, %45 oy aldık Bolu’da. Geçmişte alınan oylar belli, düşen oylar belli. Nerelerde, niye düştüğü belli. Bunları önümüzdeki dönemde, ayrıntılı bir şekilde ortaya koyacağız. Ekonomik sebepler var. Yerel yönetimden kaynaklı, parti teşkilatlarından kaynaklı sebepler var. Dolayısıyla siyasette hem artı olan hem eksi olan klasik sebeplerdir bunlar. Bunlar zaman zaman sizi artıya, zaman zaman da eksiye getirir. Seçmenin mesajını çok net bir şekilde aldık, bunun da gereğini yapacağız” dedi.

“TEŞKİLATLARDA REVİZYON OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM”

Metin, gazetecilerin ‘Ak Parti teşkilatlarında revizyon olacak mı?’ sorusu üzerine, “Ak Parti Teşkilatlarda revizyon olacağını düşünmüyorum, olması gerektiğini de düşünmüyorum. Biz, teşkilat olarak bütün kademelerimizle elimizden geleni yaptık. Yeterli olmadı, o ayrı mesele ama ben revizyon gerektirecek bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum” diye konuştu.

 “SEÇİLSEYDİK 3 AŞAMADA HALLEDECEKTİK”

Fatih Metin, Tanju Özcan’ın seçim sürecinde çokça dile getirdiği ‘Suriyelilere yardımların kesilmesi’ vaadini gerçekleştirmek üzere verdiği talimatı eleştirdi. Metin, Tanju Özcan’ın vatandaşın bu konudaki rahatsızlığını kullanarak farklı bir algı oluşturduğunu iddia ederek, “Bu, seçim sürecinde CHP ve Tanju Beyin çok kullandığı bir argümandı. Karşılık da gördü. Bu kararın, bu talimatın hiçbir İslami tarafı yok, hiçbir insani tarafı yok. Bolu’daki sorun, aşevinden 4 kap yemek yiyen Suriyeli sorunu değil ki. Bolu’daki sorun, vatandaşların şikayeti; yabancı uyruklu göçmenlerin parklarda ve caddelerde başıboş gezmesi. Toplum bundan rahatsız. Buna çözüm üretilmesi gerekiyor. Biz de; “yerel yönetimi aldığımızda bu konuyu 3 aşamada halledeceğiz” dedik. “Bunların parklarda ve caddelerde başıboş gezmesini engelleyecek, göç idaresi ile beraber yerel yönetim olarak, proje geliştireceğiz, bunları o başıboşluktan kurtaracağız” dedik. Bolu’da göçmenlerin çocukları ‘kaynaşma eğitimi’ kapsamında okuma-yazma bilmediği halde okullara yerleştiriliyor. O çocuğa da yazık, onunla beraber okuyan çocuklara da yazık, öğretmene de yazık. “Belediye Başkanı olduğumuzda bu çocukları alacağız, Milli Eğitim Müdürlüğü ile beraber çalışarak bu çocuklara okuma-yazma öğreteceğiz, Türkçe öğreteceğiz. Sonra da kaynaştırma için okullara yerleştireceğiz” dedik. Bir de bunlardan kaynaklı sağlık problemleri var. “Halk Sağlığı ile hemen bir tarama yapacağız. Bu tarama neticesinde sağlık problemi olanları da özel bir tedavi ile bu hastalıkların önüne geçeceğiz” dedik.

“BENİM TANIDIĞIM BOLU HALKI KİMSEYİ AÇ BIRAKMAZ”

Belediye Başkanı olsaydık şu talimatı verecektik; “Bolu’daki göçmenler nerede oturuyor? Kaç kişiler? Kaç çocuk var? Nereden gelmişler? Parası var mı yok mu? Sosyoekonomik, psikolojik durumları ne?” bunların tamamını değerlendirip, toplumdaki rahatsız edici durumdan çıkartmamız gerekiyordu. Gönderilmesi gerekenleri de hükümetle iş birliği içerisinde başka illere veya yurtdışına gönderilmesi gerekiyordu. Bunlar yapılması gerekirken, 4 kap yemeği yasaklanması çözüm değil. O nedenle bir Müslüman olarak bu karara imza atan Tanju beyi kınıyorum. Allah’a şükür bu devlet, ihtiyaç sahibi hangi dil, din, ırk olursa olsun, insan olması yeterli, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ mantığında olan ve ‘yaratılanı da yaratandan ötürü seven bir anlayışa sahip bir milletiz. Bu rahatsızlığı siyasi bir şova dönüştürmek de doğru bir şey değil. Bu devletin, ihtiyaç sahibi herkese bakacak parası da var, gücü de var. Valilik orda, Sosyal Yardımlaşma orda, belediyenin vermediği yemeği onlar verir. Benim tanıdığım Bolu Halkı, kimseyi ne aç bırakır, ne de açıkta bırakır. Belediye Başkanının insafına bırakmaz. Ancak, Suriyelilere büyük bir haksızlık yapılıyor. Bolu’da yaşayanların %50’si Iraklı, geriye kalanların yarısı da İranlı, sonra da Afganlı, Türkmen ve Suriyeliler var. Afgan, Türkmen ve diğerleri gariban ama özellikle Iraklı ve İranlıların ekonomik imkânları zaten var. Ki zaten bu parklarda, meydanlarda başıboş gezmelerinin nedenleri de bu. Bizim, asıl bu konu üzerinde durmamız lazım. Ancak, bu olayı farklı bir algı oluşturarak, vatandaşın o konudaki rahatsızlığını da bu şekilde kullanıp, Bolu’yu ve Türkiye’ye bu şekilde, kötü bir reklama sebebiyet vererek kamuoyunun gündemine taşıması da çok üzücü” şeklinde konuştu. 

“ALINAN KARAR YENİ YÖNETİMİN VİZYONUNU GÖSTERİYOR”

Fatih Metin, Bolu’da yaşayan yabancı uyruklular konusuna ilişkin, “Belediye Meclis Toplantısı’nda alınan ilk kararın Bolu’nun temel sorunlarından biri olması gerektiğini düşünüyorum” dedi. Metin, alınan kararın Bolu halkına yapılan haksızlık olduğunu ifade ederek, “Bolu Belediye Başkanı’nın ilk icraatının, Bolu’nun temel sorunlarıyla ilgili olması lazımdı diye düşünüyorum. 4 aydır sözler veriyorsun, hazırlığın olması lazımdı. Neden ilk meclis kararı ‘su parasını ucuzlatmak’ değildi? Neden ilk meclis kararı ‘otopark ücretlerin kaldırmak’ olmadı? Ya da toplu ulaşımda yenilenme olmadı? Bolu’nun seçim döneminde taahhüt edilen bir sürü sorun ve buna ilişkin çözüm önerileri varken, en azından bir tanesine ilişkin bir karara imza atılması gerekirken göçmenlere ilişkin ‘Suriyeli’ kelimesi kullanarak iyice işi demagojiye çekerek 4 kap yemeği yasaklama niteliğinde bir karar alınması hem Bolu’nun geleceği ile alakalı yeni yönetimin vizyonunun ne olduğunu gösteriyor. Hem de ne yazık ki, ulusal televizyonların Bolu’da vatandaş vatandaş röportaj yapmasına sebep oluyor. Bu durum Bolu halkına çok büyük bir haksızlık” ifadelerini kullandı.

“KURAN-I KERİMİ AÇSIN OKUSUN O KARARI GERİ ALSIN”

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın Kuran-ı Kerim’e el basarak yemin etmesinin ardından yabancı uyruklular ile ilgili aldığı kararı eleştiren Metin; “Kızılay’ın yardımlarında Bolu ikinci sırada. Bu kadar hamiyetperver bir ilin bu şekilde gündem yapılması çok yanlış olmuştur, üzücü olmuştur. Bir de işin komik tarafı şu; bir gün önce Kuran-ı Kerime el basıyorsun, Kuran-ı Kerimi öpüp başına koyuyorsun. Ertesi gün de insanların 4 kap yemek yemesine engel oluyorsun. Öptüğü, el bastığı Kuran-ı Kerim’i açsın okusun. Sonra bir daha düşünsün, o kararı geri alsın. Başıboş gezenlerle ilgili beraber mücadele edelim, biz de destek olalım. Sokakta, caddede başıboş gezip, toplumsal rahatsızlığa sebep olan bütün göçmenlerle ilgili önlem alınmasına destek olacağımızı buradan net olarak ifade ediyoruz. Ama aç olan insanlara, elinden tutup çocuğuyla gelene yazık değil mi? 5 yaşındaki çocuğun ne günahı var? Bu, Bolu’ya hak mıdır? İnşallah bu karardan bir an önce geri adım atılır. Bolu’nun isminin bu şekilde kirletilmesine kimsenin müsaade etmemesi lazım, biz de etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

 

 

 

Editör: TE Bilisim