Sayın Okurlar;

Evvela şu konu iyice bilinmelidir ki mevki, makam,  sıfat aslında bir insanı ya iyiliğini ya da kötülüğünü bir zaman sonra ortaya çıkaracaktır. İnsan özellikle makamı, mevkii hangi yolla elde ederse etsin, iş başına geçmedikten sonra hakkında bir karar verilemez. Yani ilk etapta işin başına değil, işin sonuna bakılır. Asıl olan konu, kişinin o mevkiye layık olup olmayacağından dolayı duyulan endişedir. Bazen çok iyi gördüğümüz yanlışlara girebilir. Bazen de bize göre çok yanlış olanlar doğruyu gösterebilirler. Sayın Okurlar, şimdi sadede gelelim. Genelde bizim kurul, kuruluşlarla, kişilerle, şunlarla ve bunlarla ilgimiz yoktur. Ben sözlerimi çoğu zaman genelde ele alırım. Şimdi ana konuya giriyorum. GÖSTERİŞLE, ÖZENTİYLE, ŞAMATAYLA, ŞOVMENLİKLE KISACA (DESİNLER) KABİLİNDEN KONUŞULAN HER SÖZ HER DAVRANIŞ BİR NEVİ PALYAÇOLUKTUR. TABİR-İ AMİYANE İLE ŞEBEKLİKTİR. ELMAS GİBİ OLANLAR YANDIKLARI ZAMAN DAHİ BİR YERDE KÜL BIRAKMAZLAR. GÖKLERDE DE DUMANI VE İSİ OLMAZ. OKUNU HEDEFTEN ÖTEYE ATAN OKÇU, OKUNU HEDEFE ULAŞTIRAMAYAN OKÇUDAN DAHA BAŞARILI DEĞİLDİR. DİKKAT EDİLECEK EN ÖNEMLİ NOKTA, KİŞİNİN EVVELA KENDİNİ TANIMASIDIR. DOLAYISIYLA MAKAM, MEVKİİ KISACA VAZİFE GİBİ ÖNEMLİ UNSURLAR ÖNCELİKLE BÜYÜK TERBİYECİ VE GÜÇ OLARAK DEĞERLENDİRİLDİĞİ ZAMAN BU DÜŞÜNCE DAHA FAZİLETLİ OLUR. BİLİNMELİDİR Kİ HAK HIRKASININ ASTARI ZATEN VAZİFEDİR.

Sayın Okurlar;

Beşeri münasebetlerde ağıza geldiği gibi konuşulmaz, sorarlarsa ve soru doğru ise muhatap da bunu biliyorsa cevap verilir. Örneğin bir insan kendini takdim ederken: ‘’Ben Hasan’’ der. Mesleği soruluyorsa söyler. Sinek gibi vızıldayarak daha soru sorulmadan, örneğin: ‘’Ben doktor, ben mühendis, ben avukat…’’ diye söze başlarsak bir Molla Kasım çıkar ve sana: ‘’Kim olduğun soruldu mu?’’ der. Örneğin kuşlar aleminin en güzel kuşu altın sarısıyla bilinen, güvercin büyüklüğündeki Sarı Sandal kuşudur. Şimdi siz kalkıp kargayı altın sürü ile boyasanız dahi, bu kuş bir defa ‘’gak!’’ diyorsa kargalığının da tümünü ortaya çıkarır. Önemli olan makamdan, mevkiinden ve sıfattan evvel, kişinin ortaya koyduğu yüksek karakterindeki (ADAM GİBİ ADAM OLMA MESELESİDİR.) Nitekim gül dalından odun, sokak çingenesinden kadın olmaz. İşte bunun için girmeden evvel çıkmayı düşünmek çok önemlidir. Herkes de biliyor ki düşünmek, insanda olur ve düşünmek ruhun kendi kendisiyle konuşması halidir.

HAYAL GÜCÜ, ARTİSTLİK POZLARI, ÖZENTİLERİ DERİN OLUP ANCAK BİLGİSİ, GÖRGÜSÜ, UTANMASI VE İNANCI OLMAYAN BİR KİMSENİN CILIZ KANATLARI DA OLSA AYAKLARI YOKTUR. BU NE DEMEKTİR? YANİ BÖYLE BİR KUŞ, BÖYLE BİR CANLI, BİR DEFA YERE KONDUĞU ZAMAN BİR DAHA YERİNDEN KALKAMAZ, UÇAMAZ. AZ VE ÖZ VE GERÇEKLER HER ZAMAN İYİDİR. BİR ARPA BOYU KADAR OLAN MİSK, BİR TON ÇAMURLA ELBETTEKİ AYNI KEFEYE GİREMEZ. YARIN KİMSELERDEN KORKMAMAK İÇİN BUGÜNÜN GÜNAHINDAN KORKMAYA BAKALIM. GEÇEN YAZIMDA DA İFADE ETTİĞİM GİBİ GERÇEKTEN DE OLGUN BAŞAKLARIN BOYNU EĞİKTİR.