Cumhuriyet Halk Partisinin bayramlaşmasında partilileri ile bir araya gelen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, belediyenin mali ve idari durumu, işten çıkartılan 97 kişi, Gölcük ve İstanbul seçimleri ile ilgili konuştu.

Özcan ayrıca, partililerinden yapıcı eleştiriler beklediğini de sözlerine ekledi. Özcan, “Siz beni yapıcı olarak uyarırsanız, biz bu yanlışların bir kısmını yapmamış oluruz. Uyarılarınızın bir tanesini bile dinlesem az yanlış yaparım. O yüzden hiç çekinmeden şunu yanlış yapıyorsun demekten imtina etmeyin.” diye konuştu. 

MEHMET FATİH YALINIZ

Bayramlaşma töreninde partililerine hitap eden Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, ilk olarak belediyenin idari ve mali durumu ile ilgili bilgiler verdi. Özcan, “Beklediğimizden çok borcu olan bir belediye gördük. Bize verilen bilgilerin ötesinde. İdari ve mali açıdan, özellikle 1 Ocak 2017’den itibaren iplerin tamamen elden bırakıldığı, idari ve mali olarak çöküş devrinin gerçekleştiği bir belediye teslim aldığımı söylemek istiyorum. Önceden bir benzetme yapmıştım. 15 yıldır Bolu’da görev yapan belediyenin tarihi Osmanlı tarihine benziyor. Önce bir yükselişe girmişleri, sonra bir duraklama devri yaşanmış, sonra bir gerileme ama 1 Ocak 2017’den itibaren de çökertilmiş. Mevcut başkan bütün ipleri bırakmış. Sorumlu sorumsuz başkalarına vermiş. Bunun sonucunda da maalesef idari ve mali açıdan disiplinini kaybeden belediye bugünkü sıkıntıları yaşar hale gelmiş. Biz iki aydır bu görevdeyiz ama aldığımız tedbirler hemen sonuç vermeye başladı. Şu anda ciddi miktarda borç ödedik, çok şükür çalışanlarımızın maaşlarını ödemede bir güçlüğümüz yok. İnşallah bu  yılın sonuna kadar da idari ve mali olarak da bu belediyeyi toparlayacağız.” diye konuştu.

“Bunu topluma doğru anlatmak lazım”

İşten çıkartılan 97 işçi ile ilgili de açıklamalarda bulunan Başkan Özcan, konuyu tüm ayrıntıları ile partililerine anlattı. Özcan şöyle devam etti; “Bu süreçte beni üzen de bir şey oldu. Bunu topluma doğru anlatmak lazım. Biz işçi çıkartmayacağız dedik. Ne zaman dedik? 19 Aralık’ta yeni nikah salonunda. Baktık sayıya, 1001 tane idi, sonradan bir 30 daha vardı, 1031 tane. Bir de şirketin çalışanları vardı bunların dışında. Bunların hepsine baktık, mevcut durumda işçi çıkartmayacağız dedik. 19 Aralık’taki bu sözümüzün gereğini de yerine getirdik. 19 Aralık’tan önce belediyeye her ne sebeple girerse girsin, hiçbir emekçi arkadaşımızla ilgili böyle bir tasarrufta bulunmadık. Kendi isteği ile bu tasarrufta bulunanlar oldu. Onlara da her konuda yardımcı olduk. Ama bu 97 kişi, aslında 97 de değil. Bu sayı 120’nin üzerindeydi, bazıları kendisi bırakmak istedi. Bazılarına biz görevi almadan şirket yönetimi son verdi. 97 kişinin tamamı bizim belirttiğimiz yazılı ve sözlü olarak belirttiğimiz tarihin sonrasında işe başlatılmış olanlar. Yakın tarihte işe başlatılmış. Hatta 30 Mart’ta başlangıç yapılıp, 1 Nisan’da işe başlayanlar da var. Hadi bu işçiler gerçekten belediyeye alınmış olsalardı belki dişimizi sıkalım, idare edelim, fedakarlık isteyelim diyebilirdik. Ama bu kardeşlerimizin tamamı belediyenin şirketine işe alınmış. Belediye şirketinin 70 tane çalışanı var normalde. Bir de belediye şirketi üzerinden KHK ile şirkete devredilen 660 kişi var. Bunlardan 70 kişinin maaşını şirket ödüyor, 660 kişinin maaş ve sigorta bedelini belediye ödüyor. İşte bu 70 kişinin üzerine bu 120 kişi alınmış kısa sürede. Şirket bu sefer 660 kişi için gönderdiği maaş ve sigorta primlerini yatırmamış, bu işçilerin maaşlarının ödenmesinde kullanmış yaklaşık 2 ay. Biz göreve geldiğimizde, maaşı nasıl ödedik? Normalde biz o 660 kişinin dışında şirket çalışanlarının maaşlarını ödeyemiyoruz. Şirketin bize borcu vardı, bizim şirketten alacağımız vardı. normalde mahsuplaşırsınız. Ama biz borcumuzu ödedik şirkete. Yeter ki o maaşları ödeyebilsinler diye. Ama ondan sonra bizim şirkete borcumuz kalmadı. Dedi ki arkadaşlarımız, bizim oradaki işçilerin belediye olarak maaşını ödeme şansımız yok, şirket de bunu ödeyemiyor. Sigorta ödeyemedikleri için belediyenin ihaleleri dahil hiçbir ihaleye giremiyor. Şirketler borcu yoktur kağıdı almaş gerekir. Burada sarmal büyüyor. Belediye şirketinin yöneticileri bu tasarrufu yapmak zorunda kaldı. Bu yöneticilerin arasında ben yokum. Belediyedeki müdürlerden biri de yok. Bu konunun doğrusunu bilin. Biz verdiğimiz sözün gereğini yerine getirdik. Ondan önce girmiş olan kimsenin işine son vermedik.”

“Hizmetin gereği olarak değişiklikler yaptık”

Çalışanların görev yerleri ile ilgili hizmetin gereği olarak değişiklikler yaptıklarını ifade eden Özcan, bu değişikliklerin devam edeceğini söyledi. Özcan, “Hizmetin gereği olarak bazı değişiklikler yaptık. Yapmaya da devam edeceğiz. Sen belediyeye girmişsin, temizlik işçisi olarak girmişsin, kusura bakma sonra gelip, masa başından başka yerde çalışamam demeyeceksin. Biz emekçi arkadaşımızın alın teri kurumadan hakkını ödeyeceğiz. Ama belediye çalışanlarımız da kendilerine verilen görevi eksiksiz yapacaklar. Çünkü maaşlarını Bolu Halkı’nın vergilerinden alıyorlar.” dedi.

“Mahkeme kararını yerine getireceğiz”

Gölcük’te yapılan bungalovlar ve konukevinin mahkeme tarafından iptal edildiğini söyleyen Özcan, mahkeme kararına itiraz etmeyeceklerini söyledi. Özcan, “Ben milletvekilliği görevini yaparken, belediyenin o ihalesine açıkça müdahalede bulundum. Sonrasında dava açıldı. Bu davayı açan davacılar, davayı kazandı. Zaten kazanmadan önce de yürütmeyi durdurma kararı verilmişti. Ama eski belediye yönetimi, yürütmeyi durdurma kararına rağmen suç işleyerek devam etmiş ve bunları %98 oranında bitirmiş. Yapılmış, yaklaşık 8 milyon TL de para harcanmış. Şimdi biz bu mahkeme kararını yerine getireceğiz. Daha önce verdiğimiz sözün gereği olarak. Gölcük’ü büyük bir kıskançlıkla korumaya devam edeceğiz, çoluğumuza, çocuğumuza, bizden sonraki nesillere doğal olarak bırakacağız. Mahkemenin kararına da itiraz falan etmeyeceğiz. Ama orada haksız, hukuksuz, mahkeme kararına rağmen harcanmış olan paralarla ilgili de hesabını da soracağız, bu da bizim boynumuzun borcu yok öyle yağma.” diye konuştu.

“Her şeyin doğrusunu yaparım iddiasında değilim”

Partililerinin yapıcı eleştirilerini beklediğini ifade eden Özcan, “Her şeyin en doğrusunu yaparım iddiasında değilim. Yanlış da yapabilirim. Bugüne kadar doğrularım oldu, yanlışlarım da oldu. Belediye başkanlığım sırasında da doğru işler elbette yapacağız, yanlış da yapabiliriz. Ama siz beni yapıcı olarak uyarırsanız, biz bu yanlışların bir kısmını yapmamış oluruz. Uyarılarınızın bir tanesini bile dinlesem az yanlış yaparım. O yüzden hiç çekinmeden şunu yanlış yapıyorsun demekten imtina etmeyin. Zaten etmesiniz de bizim genlerimizde bu var.” dedi.

“Herkes 10 kişiyi ikna etsin”

Özcan son olarak 23 Haziran’da yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri hakkında konuştu. Herkesin en az 10 kişiyi arayarak ikna etmesini isteyen Özcan, “23 Haziran’da yapılacak seçimler bizim Bolu’daki kaderimizi de doğrudan etkileyecek. 23 Haziran’da 31 Mart’taki bir hak gaspının iadesi gerçekleşecek. İmamoğlu seçimi kazandı, İmamoğlu’nun hakkı yendi. Orada seçimi kazanan AK Partili Binali Yıldırım olsaydı ve aynı süreç onun da başına gelseydi biz ona da sahip çıkardık. Binali Yıldırım’ın hakkını yediniz derdik. Biz haksızlık karşısında susanlardan değiliz. Ben size İstanbul’a gidin çalışın demeyeceğim. Burada herkesin İstanbul’da akrabası var, dostu var, arkadaşı var. Bir 10 kişiyi herkes bir arasın ikna etsin, bizim anlatma kabiliyetimiz az değil. Biz bu yerel seçimlerde doğru anlatarak kazandık. Doğru bir dil kullandık, doğru anlattık, sonuçta AK Partili ve MHP’li binlerce vatandaşımızdan da oy almayı başardık. Bunu İstanbul için de uygulayabiliriz. Arayın İstanbul’daki en az 10 kişiyi.” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim