Bolu'da, Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan, açığa alınan 4'ü tutuklu 10 astsubayın yargılanmasına başlandı.

Bolu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında görevdeyken açığa alınan, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla yargılanan tutuklu, tutuksuz sanıklar ve avukatları ile yakınları katıldı.

Mahkeme Başkanı Seyfi Han, kimlik tespiti ve iddianame özetinin okunmasının ardından, yargılamanın daha sağlıklı yürütülebilmesi için Türkiye'de ilk defa yapılan bir çalışmayı uygulayacaklarını söyledi.

Davada adı geçen mahrem imamların tamamının HTS ve baz istasyonu kayıtları ile sanıkların HTS ve baz kayıtlarının karşılaştırılacağını aktaran Han, "Mahrem imamların aramaları toplantı yapmak için gerçekleştirdiği söyleniyor. Mahrem imam, arama yaptıktan sonra sanıklarla buluşup buluşmadığını belirlemek için çalışma yapacağız. Söz konusu aramalardan sonra en az 1 ay içerisinde sanık ve mahrem imamın aynı bazda olup olmadığı incelenecek." dedi.

Mahkeme başkanının açıklamasının ardından sanıklar savunmalarını yapmaya başladı.

Duruşmaya SEGBİS aracılığı ile bağlanan A.İ, hakkındaki "ardışık arama" suretiyle örgüte dahil olduğu yönündeki suçlamaların asılsız olduğunu savundu.

Sanık A.İ, hayatının hiçbir döneminde yolunun "cemaat olarak bilinen yapı" ile kesişmediğini de öne sürerek, "Şimdiye kadar hiçbir örgütün üyesi, sempatizanı ya da destekçisi olmadım. Aleyhime öne sürülen delilleri kabul etmiyorum. Uzun süredir tutukluyum. Beratımı ve tahliyemi talep ediyorum." şeklinde konuştu.

Yine tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığı ile duruşmaya katılan sanık B.H, devlet okullarında okuduğunu, adı geçen örgütün hiçbir okul yurt ya da dershanesine gitmediğini savundu.

Sanık B.H, iddianamede yer alan iddialar ile tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını öne sürerek, "Bolu’ya geldikten sonra mahrem imam olan Recep Batur ile irtibata geçtiğim iddiası da doğru değildir. Şahısla irtibatım olduğu doğrudur. Şahıs uzaktan akrabamdır. Bu nedenle kendisi ile irtibat kurmam gayet doğaldır. Kendisinin babası da imamlık yapmaktadır.  Bir kız kaçırma olayı ile ilgili benden bilgi almıştır. Dolayısı ile yapılan aramaların örgütsel bağı kanıtladığını kabul etmiyorum." ifadelerini kullandı.

Tutuksuz sanık M.A. ise örgüt hakkındaki tüm bildiklerini emniyet ve savcılık sorgularında anlattığını, bunları aynen tekrarladığını söyledi.

Sanık M.A, Şanlıurfa'da görev yaptığı dönemde kendisiyle ilgilenen kişinin birlikler ve askerler hakkında sorular sorması üzerine yapıdan soğumaya başladığını ve iletişimi koparmaya çalıştığını ifade ederek, "Bu süreçte karakola gelerek benimle konuşmak istediler. Beni katalogla evlendirmek istediler ama kabul etmedim." dedi.

Bolu’ya atandığında lise arkadaşının vasıtasıyla, kendisini "Rıdvan" olarak tanıtan mahrem imamla tanıştığını aktaran M.A, telefonlarına cevap vermediği bu kişinin evine kadar gittiğini, bunun üzerine kendisiyle yaptığı görüşmede, telefonlarını açmadığı takdirde "şefkat tokadı" yiyeceğini söylediğini anlattı.

M.A, beyanlarının samimi olduğunu vurgulayarak, beratını istedi.

Tutuksuz sanık O.Ç. de örgütle lise yıllarında tanıştığını, o dönemde anne babasını trafik kazasında kaybettiği için ilgilenmelerinden memnun olduğundan bağ kurduğunu söyledi.

Sanık O.Ç, ilk başlarda 17-25 Aralık sürecinin komplo olduğunu düşündüğünü aktararak, "Terör örgütü propagandası yapmaya başladıklarını görünce kararımı verdim. Bu süreçten sonraki görüşmemizde Rıdvan isimli şahısla kavga etme noktasına geldik. Ondan sonra aramamalarını söyledim." diye konuştu.

Mahkeme heyeti, duruşmaya yarına kadar ara verdi.

 

Editör: TE Bilisim