Kesk Şubeler Platformu Ses Başkanı Özkan Üstün, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde yaptığı açıklamada, II. Dünya Savaşı’nın üzerinden 85 yıl geçmesine rağmen emperyalist güçlerin savaş ve çatışmaları körüklediğine dikkat çekti.

Emekçilerin ve ezilen halkların barış mücadelesini sürdüreceklerini vurgulayan Başkan Üstün, savaşların ve insan hakları ihlallerinin sona erdirilmesi gerektiğini belirterek, “Yaşasın Barış!” diyerek, adalet ve eşitlik temelli bir dünya çağrısında bulundu.

“II. Dünya Savaşının üzerinden 85 yıl geçti”

Kesk Şubeler Platformu Ses Başkanı Özkan Üstün, sağlıkçıların, gazetecilerin öldürülmesi ve uluslararası kamuoyunun buna sessiz kaldığını belirterek, “1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya’yı işgaliyle başlayan, insanlık tarihinin en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşı olan, büyük çoğunluğu siviller olmak üzere milyonlarca insanın ölümü ile sonuçlanan II. Dünya Savaşının üzerinden 85 yıl geçti. Ne yazık ki emperyalistler hala aynı barbarlık, gaddarlık ve acımasızlıkla yeni savaşların, çatışmaların, kutuplaşmaların önünü açıyorlar. Maalesef bugün yaşanan savaşlar öyle bir tehlikeli boyuta ulaşmıştır ki 2. Dünya savaşı sonrası bir daha yaşanmasın diye alınan tedbirlerden olan ‘savaş suçları’ bugün dava konusu dahi yapılamamaktadır! Devletler kendi savaş suçları gündeme gelmesin diye bir başka ülkenin işlediği savaş suçlarını görmezden gelmekte, normalleştirmektedirler. Yakın günlerde bir İsrailli Bakanın Filistin halkının abluka altındaki Gazze’de açlıktan ölmelerinin normal karşılanması gerektiğini açıklaması bunun son örneklerinden olup toplama kamplarının ve gaz odalarının yeni biçimler alarak devam ettiğini göstermektedir.

Bir diğer örnekte savaşta dahi hedef olmaması gereken sağlıkçıların, gazetecilerin öldürülmesi ve uluslararası kamuoyunun buna sessiz kalışı. Öte yandan savaşın olduğu coğrafyalarda insanlığın tüm kazanımları yok edilmişken tecavüz, işkence işgalci güçlerce yaygınlaştırılmaktadır. En temel ihtiyaçların dahi karşılanmadığı şartlarda yoksullaştırılan halkların açlık, susuzluk ve beraberinde gelen bulaşıcı hastalıklarla baş etmek zorunda kalması en çok çocukları ve kadınları etkilemektedir.” dedi.

“halkın seçme ve seçilme hakkını da gasp ediyor”

Üstün, AKP-MHP iktidar bloğu, meşruiyet krizini siyasal ve ekonomik baskıyla kapatmaya çalışırken, faşizmi kurumsallaştırma adımlarını devam ettirdiklerini söyleyerek, “Gazze’nin boşaltılması sırasında yaşananlar insanlığın utanç görüntülerine bir yenisini eklemiştir. Savaşın çıkmasında hiçbir rolü olmayan coğrafyanın emekçi yoksul halkları sürgün yollarında tarifsiz acılar yaşamakta, sığındıkları ülkelerde insanlık dışı şartlar nedeniyle yaşayan ölüler haline gelmektedirler. Ne yazık ki bölgemizdeki bu savaşlar komşu ülkelere de sıçrama tehlikesi barındırıyor. Bir buçuk yıldır Ukranya’da devam eden savaşta sivil halkın yaşadıkları savaşın çirkin yüzünü açıkça gösteriyor. Ülkemizde ise 31 Mart seçimleriyle iktidar gücünü kaybettiği açığa çıkan AKP-MHP iktidar bloğu, meşruiyet krizini siyasal ve ekonomik baskıyla kapatmaya çalışırken, faşizmi kurumsallaştırma adımlarını devam ettiriyor. Hukuksuzluklarla, gerici kuşatmayla var olmaya çalışıyor.  Diğer yandan grev yapan işçinin, birçok şehirde traktörüyle eylem yaparak sesini duyurmaya çalışan çiftçinin, hayvan katliamını önlemeye çalışan hayvan severlerin, meslek onurlarına sahip çıkan eğitim emekçilerinin, tacize ve şiddete karşı eşitlik ve özgürlük mücadelesi yürüten kadınların, nefrete karşı yaşam mücadelesi veren LGBTİ+’ların, açlık sınırının çok altında bir maaşa mahkum edilen emeklilerin, astronomik rakamlardaki eğitim masraflarına karşı eylem yapan öğrencilerin, ağacına, suyuna, ormanına, toprağına sahip çıkan çevreci yaşam savunucularının taleplerini karşılamak yerine güvenlik güçlerini dikiyor. Sorunları barışçıl ve demokratik yollarla çözme yerine yok sayma bastırma, krimanilize etme politikası her alanda olduğu gibi Kürt sorunu konusunda da karşımıza en katı haliyle çıkmaktadır.  Kürt sorununda çözümsüzlük politikasında ısrar edilmesi artık halaylara, düğünlere, müziğe müdahale etme, gözaltı ve tutuklama gerekçesi olma noktasına kadar gelmiştir. İktidar bloğu en ufak demokratik talebi, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındaki eylem ve etkinlikleri gözaltı, tutuklama gerekçesi haline getirirken halkın seçme ve seçilme hakkını da gasp ederek üçüncü kez halkın iradesini yok sayarak yeniden kayyum politikasına sarılmaktadır.” şeklinde konuştu.

“Yaşasın barış”

Ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş/şiddet politikalarına bir an önce son verilmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Üstün, “AKP iktidarı tercihini barıştan yana koymadığını ekonomik krize rağmen sadece 2023 yılında silahlanmaya 15,8 milyar dolar harcayarak sınır ötesi operasyonları Irak’ta onlarca üs kurmaya vardırarak da göstermektedir. Ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş/şiddet politikalarına bir an önce son verilmelidir.

 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle; emekçilerin ve ezilen halkların kendi hakları için yürüttükleri mücadelenin en temel başlığının BARIŞ olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz. Bizler dünyada, Ortadoğu Coğrafyasında ve ülkemizde barışı savunmaya devam edeceğiz. Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, laikliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar BARIŞ mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz. YAŞASIN BARIŞ !” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Huri Afacan