Sayın okurlar,

Düşünüyorum da bir insan için, Yüce Allah’ın insanoğluna en büyük ihsanı, iyi ahlaktır. Güzel bir yüz, nazlı bir davranış bile, kalp kötüyse, fena ahlakı asla gizleyemez. Ne yazık ki insanlık alemi, doktrinlerinden tamamen müstakil bir ahlak sistemini kurmaya muvaffak olamadı. Aslında ahlak duygumuz, insanla beraber ve onun içinde doğar, ayrıca, ahlak duygusu ihtirasları da devamlı kontrol eder. Bu nedenle olacak ki ahlak, cemiyetin temeli olmuştur. Ahlakta sanat hayatında olduğu gibi hiç konuşulmaz, sadece ve sadece yaşanır. DOĞRUYU SEÇEMEYEN BİR AKILDA, AHLAKIN KESKİNLİĞİ, YİĞİTLİĞİ HİÇ Mİ HİÇBİR İŞE YARAMAZ. GÖSTERMELİK SAATLERİN İYİLİĞİ, AKREBİNİN YELKOVANININ KOŞMASINDA DEĞİL. SAATİN DOĞRU GİTMESİNDEDİR. NİTEKİM, İNSANIN HAKİKİ ASALETİ , FAZİLETİ, TEMİZ AHLAKTAN MEYDANA GELİR. Gerçek düşünür ve gerçek ahlakı yaşayanlar, her şeyden evvel önce insan olduklarını kesinlikle unutmazlar. Nitekim, insaniyetten yoksun bir düşünce, yüzsüzlüğe ve utanmazlığa bağımlı olduğu için başkalarının şereflerini de düşünmez. Altının altın olduğunu mihenk taşı, hasisin hasis olduğunu dilenci bilir. Çöllerin tüm kumları inci olsa, dilencilerin gözü yine doymaz. Her kim Allah’a tevekkül ederse, Yüce Allah ona kâfidir. Bundan böyle, bir mal, mülk, saltanat, sıfat bitebilir ama bütün bunları yeniden elde etmek mümkün olabilir. Ahlak sıfırlanırsa ne olur? Ne olacağı mı kaldı? İnsan sıfırlanır, insan biter. Otur, ondan sonra haline ağla. Öte yandan, ilmi ne kadar okursak okuyalım, amel yoksa cahillik devam edecektir. İlmi ile amel etmeyen kimse, ne bir muhakkik ne de danişment sayılır. Öte yandan, kendi fikrini devamlı ve ısrarla başkasına kabul ettirmek isteyen “ahlak, düşünce ve nasihat papağanları” ise aslında nasihate daha çok muhtaç olan çokbilmişlerdir. İki tane güzel ahlaklı insan, bir dilim ekmeği insanca bölüşürken, leş kargaları, leşlerinin etrafında birbirlerini yer dururlar. Bu nedenle, ahlakı zehir olanın, ahlakı zehir edenin balı da zehir olur. Bundan dolayıdır ki ahlakın parlak ve aydınlık lugatında başarısızlık diye bir kelime yoktur. Netice itibariyle, ahlakın iflas ettiği alanda bir perde olmadığı için bu kafa, sokak köpekleri gibi utanmayı bilmezler. Özetle: GERÇEK AHLAK SAHİPLERİ, VERİLENİN DEĞERİNE DEĞİL, BUNUN VERİLİŞ ŞEKLİNE GÖRE ÖNEM GÖSTERİRLER. ÖYLEYSE ÖNCE İNSAN, ÖNCE AHLAK.