TÜİK’ in açıkladığı yıllık enflasyon mayıs ayında %74 olurken bu oran gıda ve alkolsüz içeceklerde %92’ye kadar çıktı. Tüketicinin satın alabildiği gıda miktarı böylece son 4 ayda % 24 azaldı.

Haber: Cansu Gürz - Servet Gökçek

Türkiye’de benzinin litresi ortalama 28 lira 44 kuruştan satılıyor. Kırmızı et (sığır kıyma) fiyatı 83 Lira, mevsimlik meyve- sebze fiyatlarını ise 10 Lira altında görmek ise mümkün değil. Asgari ücretin 4 Bin 253 olduğu göz önünde bulundurulursa; gıda, giyim, sağlık, eğitim, akaryakıt fiyatlarına yetişmek özellikle çocuklu aileler için çok zor, peki vatandaşlar bu konuda ne düşünüyor?

“YAŞAM ŞARTLARI AĞIRLAŞTI”

Yaşam şartlarının ağırlaştığını ifade eden emekli Erol Yaşaroğlu, “Bence halkın alım gücü bitti. Kendi dairemde olduğum halde 3300’e yakın maaş alıyorum. İnan ki zor. İstediğimizi alamıyoruz. Asgari ücret en azıdan bu şartlarda 6 bin, 6500 TL olmalı. Çünkü şu şartlar çok ağırlaştı. İstanbul’da bir ekmek 5 TL’ye çıkmış. Burada da şimdi asgari ücretli, 5TL’ye çıkarsalar yarın fırtına yine kopacak. Bir ekmek burada da 5 TL’ye çıkacak. Şimdi adam dolanıyor ekmeğe 2 TL noksana dolanıyor insanlar. Çoğu da utanıyor. 68 yaşındayım bu yaşımda bu kadarını hiç görmedim.

Yaşam şartları ağırlaştı. Sizlerde görüyorsunuz. Bir sigara olmuş 30 TL. Benim iki tane çocuğum var. En azından günde 50-60 TL sigaraya veriyorlar. Bazı sosyal faaliyetlerini de kıstılar görüyorum. Arabayla başka yerlere gidiyorlardı. Şimdi gitmiyorlar. Çünkü esnaflık yapıyor onlarda ama onlar daha bitik. Esnaf bitti. Orta halli esnafı bitirdiler.” dedi.

“ ASGARİ ÜCRET 10 BİN TL’NİN ÜZERİNDE OLMALI”

Hollanda’dan Türkiye’ye gelen Türk vatandaş asgari ücretin en az 10 bin TL olması gerektiğini belirterek, “Vatandaşa bakıyor musunuz? Hiç yüzü gülen var mı? Yok. Geleceğinizden garanti var mı? Yok. Ben burada oturmuyorum Hollanda’da oturuyorum. Tabi burada kirayı devlet verir. Yani buradan giden Türk işçileri, bende bir Türk işçisiyim. Türkiye’de alım gücü sıfır. 1 Euro ile 18 TL alıyorum. Bozduruyorum 18 TL Türk parası alıyorum. Yani ben üzülüyorum. Şimdi ülkedeki durumu görüyor musunuz? Halkın %97’si aç, sefalet, perişanlık içerisinde. Asgari ücret 10 bin TL’nin üzerinde olmalı. 4 bin TL, 5 bin TL ev kiraları var. Bugün dinledim ekmek 5 TL olacak. Adamın iki tane çocuğu var. Günde 50 TL para verecek. Ayda 3500 TL eder. 4 bin TL’de eve verecek, 7500 TL eder. 2500 TL’ye elektriği, suyu telefonu giderleri, adamın sosyal yönü yok. İnsan gibi yaşama hakkı da yoktur.” şeklinde konuştu.

“İMAM BİZDEN FAZLA ALIYOR”

Türkiye’de yaşam şartlarının çok kötü olduğunu ifade eden Fatma Koçak, “Asgari ücretin 7500 TL’yi bulması lazım. Şimdi ki çok az. Bilmiyorum ne kadar alıyorlar. Sanırım 4250 TL alıyorlar ama bir 7 bin TL’yi bulması lazım. Kendi evimiz var. Türkiye’de yaşam şartları çok kötü. Biz öğretmen emeklisiyiz. Mesela bir İmam’ın aldığını alamıyoruz. İmam bizden fazla alıyor. Emekli olmuşuz, evimiz olmasa tabi zor geçinilir. 2 çocuğumuzda evli onun içinde biraz daha rahatız ekonomik yönden ama hakikaten çok pahalı. Dün bir markete girdim. Valla peynir beğenemedim. Birisi 80 TL, birisi 70 TL, birisi 90 TL. Ne olmuş bunlara böyle dedim. Yani emekli olmasan yâda yetişmese, hani bizim iyi kötü yetiştiriyoruz ama çok zor. 2 emekli maaşı var. Öyle çok fazla borcumuz, derdimiz olmayınca yetiştirebiliyoruz. Fakat çocuğumuza da veriyoruz. Birisi burada Diş Hekimi, kızımız turizmciydi çocuğu olunca gidemedi çalışmaya. Ona yardım ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“MALİYETLER ÇOK YÜKSELDİ”

İşletme Sahibi Tarkan Özdemir kazançlarının düştüğünü dile getirerek, “Özellikle yılbaşından beri epey düşmüş durumda. Maliyetler çok yükseldi. Buna bağlı olarak da alım gücü tabi kaldığı için kazançlar çok düştü. Bir işletmeci olarak da bu konu da zaten çok sıkıntılıyız. Çünkü halkın düştükçe, bizde halktan biri olduğumuz için bizimde düşüyor. Maliyetlerimiz çok yükseliyor. Biz aynı şekilde yansıtamadığımız için bu sefer kar marjları düşüyor. Bu da her şeye yansıyor zincirleme olarak. Kira konusunda biz uzun süreli kontrat yaptığımız için aslında çok fazla etkilendiğimiz söylenemez ama tabi her yazılı olan şeyin bir sonu olduğu gibi oda otomatikman kontrat bittiği zaman muhtemelen yansıyacak bize de.” İfadelerine yer verdi.

“KAFE, RESTORAN TARZI BİR YERE GİTMEK HAKİKATEN LÜKSE GİRMEYE BAŞLADI”

İşletmenin yalnızca para kazanan değil aynı zamanda para kazandıran bir yer olduğunu vurgulayan Özdemir, “Türkiye’de yaşam şartları çok zor. Özellikle bu ülkede asgari ücretle geçinen insan sayısı çok fazla. Nasıl geçindiklerini hakikaten çok merak ediyorum. Biz belli bir gelir seviyesine sahip olan insanlar olarak biz bile sıkıntılar yaşıyoruz ki, kendimizden çok onları düşünüyoruz ama şuanda hakikaten ülkemizin girdiği öyle bir durum ki gerçekten insanlar artık nasıl karınlarını doyuracaklarını düşünüyorlar sadece. Mesela bizim gibi kafe, restoran tarzı bir yere gitmek hakikaten lükse girmeye başladı. Çünkü bizim işletmemiz sadece görünen bir yer. Bunun arkasında benim tedarikçilerim var, çalışanlarım var. Yani ikinci, üçüncü aşama bizden para kazanan insanlar var. Onların gelirini de etkiliyor doğal olarak. O yüzden bunu tek taraflı düşünmemek lazım. Yani bizi etkileyen her şey aslında dolaylı olarak dışarıda ki insanları da etkiliyor.” dedi.

“VERGİ MUAFİYETİ GETİRİLMESİ LAZIM ASGARİ ÜCRETLİLERE ÖZELLİKLE”

İşletme sahibi Tarkan Özdemir, asgari ücretten vergi alınmaması gerektiğine dikkat çekerek, “Normal şartlarda, insani şartlarda asgari ücret 8 bin TL civarında olması gerekiyor. Bu sene başında zaten 2750 TL’den 4 bin küsur TL geldi ama yaklaşık bir iki hafta içerisinde o verdikleri zam zaten eridi gitti. Şimdi asgari ücretli biriyle konuştuğunuz zaman zaten şunu biliyorsunuz ki, hala asgari ücretten vergi alınıyor. Yani 5 ayın sonunda o vergi dilimine girdiği zaman zaten insanların eline geçen para azalıyor. Bence daha düşük bir rakam olabilir ama vergi muafiyeti getirilmesi lazım asgari ücretlilere özellikle.” diye konuştu.

 

Editör: TE Bilisim