Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Bolu'daki emniyet yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında, haklarında dava açılan 73 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Bolu Adliyesi'ndeki mahkeme salonlarının yeterli olmaması nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesi'nce özel olarak hazırlanan Belediye Nikah Salonunda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı.

Tutuklu bulunan 30 sanık, polis ekiplerinin güvenlik önlemleri altında salona getirildi. Duruşmada, tutuksuz yargılanan bazı sanıklar da yer aldı.

Duruşma, sanıkların savunmalarıyla devam etti.

Tutuklu yargılanan Murat Sel, savunmasında üzerine atılı olan silahlı terör örgütü suçlamasını kabul etmediğini belirterek, 15 Temmuz darbe girişiminin içinde olanları lanetlediğini söyledi.

Meslek hayatı boyunca hiçbir soruşturma geçirmediğini ve hep takdir aldığını ifade eden Sel, bu nedenle silahlı terör örgütü üyeliği ile yargılanmanın onurunu kırdığını dile getirdi.

Sel, iddianamede örgütün kullandığı gizli haberleşme uygulaması ByLock'u kullandığı iddialarının bulunduğunu anlatarak, "Ben bu uygulamayı yüklemedim ve kullanmadım. Kimsenin telefonuma yüklemesine de izin vermedim. ByLock tespiti şüpheli ve şaibelidir. Hatalı olduğunu düşündüğüm ByLock tespiti nedeniyle 7 aydır tutukluyum." dedi.

"HER AY SAKAL VERİRSEN SENİN İŞİNİ DE HALLEDERİZ"

Tanık A.K.’nin kendisi hakkında verdiği beyanları nedeniyle de suçlandığını savunan Sel, "A.K. 2014 yılında verdiği beyanında, alışveriş yapmak için gittiği polis kantininde çevik kuvvet polisleri arasında geçen 'Benim işim halledildi. İşimi abi halletti. Ben Bolu KOM’a başlıyorum. Sen de sakalını her ay verirsen senin işini de Murat abi aracılığı ile Tamer abiye söyleriz. Sakalı Murat abiye vereceksin' şeklindeki bir konuşmaya şahit olduğunu söylemiş. Buradaki Murat ben değilim. Çevik kuvvette aynı dönemde benimle birlikte 3 Murat vardı." diye konuştu.

Sel, bu konuşmada geçen "Murat abi"nin kendisi olduğunu gösteren herhangi bir işaret olmadığını ileri sürerek, "Bahsi geçen Murat’ın tespit edilmesini istiyorum. Ayrıca bu ifade tarihinden 11 ay önce ben Gerede ilçesine tayin olmuştum. Bu nedenle bahsedilen kişi ben değilim." ifadesini kullandı.

Etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istediği için tutuksuz yargılanan Musa Oğuz ise ifadesine terör örgütü üyesi olmadığını ve üstleri dışında hiçbir zümre, kişi ya da dini gruptan emir almadığını kaydetti.

Oğuz, 2014 yılında Bolu’ya tayin olduğu dönemde, Trafik Denetleme ve Tescil Şube Müdürlüğü’nde çalışan ve aynı dosya kapsamında tutuklu yargılanan Cahit Sağlar’ın kendisini aradığını anlatarak, "Cahit, aynı şubede çalıştığımızı ve benimle tanışmak istediğini söyledi. Bunun üzerine kendisi ile Atatürk Orman Parkı’nda bir defa görüştük ve çay içtik. Daha sonra beni yine arayarak Ahmet isminde bir hemşerim olduğunu ve benimle tanışmak istediğini söyledi. Ben de kabul ettim." dedi.

Cahit Sağlar’ın isminin sonradan Adem Topal olduğunu öğrendiğini ve mahrem imam olduğu iddia edilen Ahmet ile kendisini tanıştırdığını ifade eden Oğuz, "Ben trafik ekibinde çalışırken Ahmet isimli şahıs sürekli yanıma gelirdi. Tutuksuz sanık Halil İbrahim Zor, Cahit Sağlar ve Ahmet diye bildiğim Adem Topal isimli şahısla birlikte 5-6 defa sohbetlere katıldım. Bu sohbetlerde dini konular konuşuldu." ifadesini kullandı.

Oğuz, ByLock uygulamasını kullandığını kabul ederek, "Bir defasında Ahmet yanıma gelerek sık görüşemediğimizi bu nedenle telefonuma bir mesajlaşma programı yüklemek istediğini, bu sayede daha rahat görüşeceğimizi söyledi. Ben de kabul ettim. Ahmet diye bildiğim şahıs telefonuma ByLock’u yükledi. Bana 7-8 haneli bir parola verdi. Bunun kullanıcı adı mı yoksa şifre mi olduğunu bilmiyorum. ByLock ile sadece Ahmet ve Cahit ile mesajlaştım mesaj içerikleri ise tamamen dini idi." dedi.

"3 YA DA 4 AY BYLOCK KULLANDIM"

Bylock’u yaklaşık 3 ya da 4 ay kullandığını da belirten Oğuz, bu süre içinde cep telefonu bozulduğu için yeni bir telefon aldığını yeni telefonuna bu uygulamayı yüklemediğini söyledi.

"Cemaatin emniyetteki yapılanmasında görev aldığım iddialarını kabul etmiyorum"

Bolu İl Emniyet Müdürlüğü eski Personel Şube Müdürü tutuksuz sanık Mustafa Tamer Çetin de hakkındaki suçlamaları reddetti.

Kendisi hakkında sadece A.K, A.K.'nin oğlu Ö.E.K. ve Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen "mahrem imam" soruşturması kapsamında yargılanan Ahmet Erdoğan'ın aleyhinde beyan verdiğini kaydeden Çetin, şunları söyledi:

"A.K. daha önce verdiği ifadede, emniyet kantininde alışveriş yaptığı esnada Murat Sel'in de ifadesinde yer alan sözleri duyduğunu kaydetmiş. Şahit olduğu bu konuşma ile benim cemaat yapılanması içinde bulunduğunu ileri sürmüş ve emniyet içinde yapılanmadan sorumlu olduğunu öne sürmüş. Cemaatin emniyetteki yapılanmasında görev aldığım iddialarını kabul etmiyorum."

Çetin, gizliliğe bu kadar özen gösteren, hatta gizli haberleşme programı kullanan yapıya mensup kişilerin kamuya açık alanda bu şekilde bir konuşma yapmasının da kabul edilir bir durum olmadığını savundu.

A.K.'nin ifadesinde olduğu gibi kendisinin tayinler konusunda söz sahibi olmadığını da sözlerine ekleyen Çetin, emniyet müdürlüğü içindeki tayin sistemini anlatarak, "A.K.'nin oğlu Ö.E.K. bu ifadeden bir süre sonra polis okuluna giderek 6 ay sonra polis oldu ve Bolu'ya tayin edildi. Yeni bir polis olmasına rağmen kısa sürede emniyetin göz bebeği birimlerinden olan Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüklerine atandı. Bu durumun gözden kaçmamasını istiyorum." şeklinde konuştu.

Zonguldak Başsavcılığı tarafından yürütülen "mahrem imam" soruşturması kapsamında ifade veren Ahmet Erdoğan'ın kendisi hakkındaki beyanlarını geri çektiğini de sözlerine ekleyen Çetin, Erdoğan'ın ifadeleri nedeniyle suçlanmayı kabul etmediğini belirtti.

Dosya kapsamında yargılanan ve emniyetin 12 mahrem imamından biri olduğu iddia edilen Mustafa Yurttaş ise savunmasında emniyet imamı olduğu iddialarını reddetti.

Kendisinin hiçbir emniyet mensubunu tanımadığını ileri süren Yurttaş, "İddianamede benim polis memurlarına dini sohbet yaptığım ve kod adı kullandığım belirtilmiş. Bu iddia, tanık beyanlarının dışında hiçbir somut delille desteklenmiyor. Kod adı kullanmam ise tamamen saçma. Ben Çaydurt'ta bulunan bir okulda matematik öğretmeniyim. Nasıl kod adı kullanabilirim." dedi.

Yurttaş, ByLock kullandığı iddialarını da kabul etmediğini söyleyerek, "Bu tespitin yanlışlıkla yapıldığını düşünüyorum. Arıca telefon görüşme kayıtlarında Çatı davasının firari sanıklarından olan Adnan Daylan ve tutuklu sanıklardan Erol Altıntaş ile telefon görüşmelerim yapıldığı tespit edilmiş her iki şahsı da tanımıyorum." ifadesini kullandı.

Mahkeme başkanının, "telefonda görüştüğünüz kişilerin çoğunun dini sohbet imamı olduğu ve kendilerini kod adları ile tanıttığı ileri sürülüyor." sorusuna ise Yurttaş, "Benim ByLock kullandığım iddia ediliyor. Eğer bu örgüt içinde olsam ve sohbet imamı olsam onlarla telefonla görüşmek yerine ByLock üzerinden haberleşirdim." cevabını verdi.

Yurttaş, örgütün finans kaynaklarından birisi olan Bank Asya'yı 2014 yılında FETÖ lideri Fetullah Gülen tarafından yapılan destek çağrısı üzerine para yatırdığı iddialarına da cevap verdi.

O dönemde bebeği olduğunu kaydeden Yurttaş, "Onun doğumu sonrasında gelen altınları bu bankada bulunan altın hesabına yatırdım. Ayrıca o dönemde araba almak için başka bir bankadan 10 bin lira kredi çekerek bir arkadaşımdan da 10 bin lira borç almıştım. Paraların toplu şekilde kalması için hepsini 2014 Mart ayı gibi bu bankaya yatırdım. Sonra araba almaktan vazgeçerek kendi arabamı da satıp babamın arabasını kullanmaya başladım." dedi.

İDDİANAMEDEN

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan ve Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen 77 sayfalık iddianamede, "terör örgütüne üye olmak" suçundan dava açılan 36'sı tutuklu, 3'ü firari 73 sanığın her biri için 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

 

Editör: TE Bilisim