Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Kurum içi iletişimi artırmak, personeller ve öğrencilerin görüş ve önerilerini kendilerinden dinlemek üzere başlatılan BAİBÜ Açık Kapı görüşmeleri hakkında bilgiler verdi. Açık Kapı Görüşmeleriyle akademik, idari personel ve öğrencilerle randevusuz ve aracısız olarak görüşen Rektör Alişarlı, ayrıca Halk Günü ile Bolulu vatandaşlarla da görüşecek.

  Haber: Aslı Akış

Geçtiğimiz Haziran ayında başlatılan açık kapı görüşmelerinin devam ettiğini söyleyen Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, üniversite-kent bütünleşmesine katkı sunmak için ise vatandaşları Kampüste misafir ederek yüz yüze görüşmelerde bulunacağını kaydetti.

2 haftada bir Halk Günü ile Bolulu vatandaşlarla da görüşecek Rektör Alişarlı, Cuma günleri düzenlenecek programda misafir vatandaşların, şehir içinde belirlenen duraklardan alınarak Kampüse ulaşımları sağlanacağını, rehberler eşliğinde, Kampüs içinde yapılacak tanıtım turu ile vatandaşlara üniversite hakkında bilgiler verileceğini duyurdu. Tur ardından ise vatandaşlar, rektörlük makamında Prof. Dr. Mustafa Alişarlı ile yüz yüze görüşecek. Görüşmeler sonunda misafir vatandaşlar servislerle duraklarına tekrar bırakılacak.

“İSTEYEN ARKADAŞIMIZ AÇIK KAPI GÜNÜNE GELİR BİZİMLE KONUŞUR”

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Açık kapı görüşmelerine ani bir kararla başlamadıklarını ifade ederek;  “Hem şehrimizde, hem de kurum içinde ‘rektör randevu vermiyor’ diye bir dedikodu çıkmıştı. Bu aslı astarı olmayan bir şeydi. Madem öyle dedik, açık kapı günleri başlatalım, isteyen gelsin. Ama randevu kapısı da yine açık. İsteyen arkadaşımız açık kapı gününe gelir bizimle konuşur, derdini anlatır, projesi varsa bunu sunar, hep beraber karar veririz dedik. Açık kapı gününe gelmek istemeyen de randevularını da alabiliyorlar. Özel kaleme yazdırıyorlar, geliyorlar görüşüyoruz. Düzenli bir şekilde de onlara da randevu veriyoruz. Her günün her saati uygun olmuyoruz. Bazen burada olmuyoruz, bazen önceden belirlenmiş programlarımız oluyor. Günü birlik randevu verdiklerimiz oluyor, iki güne sarkan da oluyor” şeklinde konuştu.

“REKTÖR BÖYLE OLMALI DİYE TELEFONLAR ALDIK”

Açık kapı görüşmelerinde olumlu geri dönüşler aldıklarını belirten Alişarlı; “Salı günleri 15.30 - 17.00 arası açık kapı görüşmeleri yapıyoruz. Bu olumlu bulundu, hatta ulusal basında çıktı. Birkaç web sayfası bunları kullandı. Telefonlar aldık, tebrik telefonları, rektör böyle olmalı diye. Bizim attığımız ilk adım değildi, bunu da söylemek gerek. Görüşmelere başlamış olduk böylece olumlu geri dönüşler de oldu. Personelimizle toplu olarak konuşuyoruz, tanışıyoruz. Kim nerede çalışıyor, ne yapıyor? Ondan sonra konuşmak isteyen var mı diyoruz. Toplu ise herkesi dinliyoruz, özelse sırayla kayıt sırasına göre birebir konuşuyoruz. Sonuçta, öğrencilerimizle, akademik personelimizle, idari personelimizle olsun, aracısız, çat kapı konuşma fırsatı bulduk. Gidişatından memnunuz, oldukça iyi gidiyor” diye konuştu.

“REKTÖRÜN FİLDİŞİ KULEDE OTURMADIĞINI GÖRSÜNLER İSTİYORUZ”

Açık kapı görüşmelerinin hedefinden de bahseden Rektör Alişarlı; “Bu uygulamada asıl hedef; rektörün fildişi kulede oturmadığını görsünler istiyoruz. Onlar gibi bir vatandaş olduğunu, kanlı canlı, yaşayan nefes alan her şeye ihtiyacı olan bir insan olduğunun bilinmesini istiyoruz. Ulaşılamaz algısını biz yıkmak istiyoruz. Birinci amacımız o idi, onu da göstermiş olduk. Gelen her arkadaşımız, akademik personel, idari personel olsun, hiçbir nezaketsizlik görmedim. Sakin bir şekilde herkesi dinledik. Çözüm olabilecek şeyde kendilerine katkıda bulunduk. Olmayacak bir şeyi de, çünkü bazen bizim de gücümüz yetmeyebiliyor, mevzuatlar var. Çözümü beraber aradık. Ama buraya gelen kimseyi biz azarlayarak göndermedik. Arkadaş gibi karşılarına oturduk ve beraber muhabbetleştik.

“ÇÖZÜM İÇİN ORTAK BİR HEDEF BELİRLİYORUZ”

Bu algının yıkılmasından sonra bize bazı öneriler de gelmeye başladı. Eksiklikler var şöyle tamamlayalım denildi ve biz onu yerine getiriyoruz. Zaten bunları da yazıp ilgili dekanlıklara paslıyoruz, “şu elemanınızın şöyle bir derdi var yardımcı olun” diye. Ya da fakültenizle ilgili şöyle bir önerisi var diyoruz. İdari kısımdakileri ilgili daire başkanlıklarına, dekanlık, meslek yüksekokulundan gelmişse, ilgili bölümlere paylaşıp, çözüm için ortak bir hedef belirliyoruz.” şeklinde konuştu.

“ULAŞILAMAZ ALGISININ YANLIŞ OLDUĞUNU GÖSTERMEK İSTEDİK”

Açık kapı görüşmelerine farklı üniversiteden gelen öğrenciler olduğunun da vurgusunu yapan Alişarlı; “Bu açık kapı günlerine sadece akademisyen, idari personel gelmiyor. Diğer üniversitelerden de gelenler var. ‘Hocam duyduk, buradaydık, bir gelelim dedik’ diyenler de oluyor. Sivas Üniversitesinden geldiler, Nevşehir Üniversitesinden geldiler, birkaç üniversiteden gelip Bolu’da bulunmuşlarsa, tebrik için buraya geliyorlar. Onlarla da konuştuk. Aslında birinci muradımız ulaşılamaz algısının yanlış olduğunu göstermek istedik. İkincisi de gelen önerilerin bize katkısı oldu, eksiklerimizi gördük.

“HER SIKINTI BİZE AKSETTİRİLMİYOR”

Akademisyen ve idari personelle başladık, onların görüşme saatlerini de 17.00 – 18.30 olarak belirledik. Çünkü derslerin bitmesi gerekiyordu. Ders saatlerini koysak, rektör zaten öğrencinin gelmesini istemiyor derlerdi. Olmasın diye derslerin bitiminden itibaren 1,5 saat onlara ayırdık. O da faydalı oldu. Önce, tiyatro toplulukları, hayvan severler toplulukları geldi. Aynı şekilde onlarla görüştük talepleri oldu. Her sıkıntı bize aksettirilmiyor. Kendi içlerinde çözmeye çalışıyorlar, çözemeyince arkadaş rektöre git de demiyor, hallolmaz bu işin deyip salıveriyor. Kontakla bunun direkt olarak çözülebileceğini gördük. Bu tür öneri ve dertlerini paylaştığımız öğrencilerimiz de oldu” dedi.

Editör: TE Bilisim