Genelde her ahmak, ışıkla alevi birbirine karıştırır. Dolayısıyla kendisini her yakanı güneş zannedermiş. Bu nedenle, aptal olmaktansa, yalnız kalmak daha iyidir. Gerçekten de aptalı, yanıldığına inandırmanın, en doğru yolu, onu kendine haline bırakmaktır. Aslında aklını çalıştıramayanların üzerine, (Allah) pislik yağdırırmış. Bilinmelidir ki bilgili bir ahmak, cahil bir aptaldan daha çok aptaldır. Akıl vücudun efendisidir. Aklın katmanları (bilgi) ile ne kadar doluysa,  düşünce de bir o kadar olgun ve dolgun olur. Nitekim hayvanda akıl değil, (içgüdü) vardır. Bir köpek havladıysa, aklı ile havlamaz. İçgüdüsü o yandan hakaret ettiği için havlar. (Akıl-Mantık-Müdrike ve İdrak olmadan zaten düşünce olmaz. Bu olmayınca Karar verilmez. Lokman Hekim dahi delilerin düşünmesine, tavukların eşinmesine ilaç bulamadım diyor. Yine bu nedenle atalar (Aklımız, Fikrimiz Allah’a Emanet Olsun) derler