Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Bolu İl Başkanı Harun Ceylan, sağlık kurumlarında çalışan 696 KHK ile taşerondan kadroya geçen işçilerin, 1 Kasım 2020’de yapılacak olan Toplu İş Sözleşmesi ile yardımcı iş kolundan asıl iş koluna geçmesinin işçiler için “kurtuluş yolu” olacağını söyledi.

Haber: Ömer ÇETİNASLAN

Sağlık Bakanlığına bağlı olarak çalışan 696 KHK ile taşerondan kadroya geçen Güvenlik, Temizlik, Veri Girişi ve Teknik personeli, ‘yardımcı iş kolu’ olarak nitelendirilen 17 nolu Sağlık iş kolunda yer almaları nedeniyle toplu iş sözleşmesine dâhil edilmiyor.

Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Bolu İl Başkanı Harun Ceylan, 1 Kasım 2020’de yapılacak olan Toplu İş Sözleşmesi ile söz konusu işçilerin, 17 nolu Sağlık iş kolundan ayrılarak asıl iş kolu olan sağlık kurumlarına tanımlanacağını ifade etti. Ceylan, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan’ın yaptığı açıklamada, “işçilerin asıl iş koluna geçmesinin kabul edilemez” şeklindeki söylemine de tepki gösterdi.

“SÜREKLİ İŞÇİLERİN KURTULUŞ YOLU BUDUR”

Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Bolu İl Başkanı Harun Ceylan, yaptığı açıklamada, sürekli işçilerin asıl iş koluna geçmesiyle birçok hak elde edeceklerini belirterek, “Sağlık Bakanlığına bağlı olarak çalışan 696 KHK ile kadroya alınan işçiler 1.11.2020 tarihinde iş kolları asıl iş kollarına dönecek ve yardımcı iş durumu ortadan kalkacaktır. Bu durum işçilerin 30 senedir Sağlık Bakanlığı’nda imzalanan toplu iş sözleşmelerine dahil olmalarını sağlayacaktır. 696 KHK ile kadroya alınan sürekli işçilerin kurtuluş yolu budur. Mevcut toplu iş sözleşmesinde çok iyi haklar bulunmaktadır. Tayin hakkı, 30+30 yılda 2 maaş ikramiye, denge ödeneği, vb. haklar.

“TÜM İŞÇİLER HASTAYA VE HASTANEYE HİZMET ETMEKTEDİR”

Bizler hastanelerimizin asıl işçileriyiz. Sağlık kurumlarının asıl görevi nedir? Sağlık hizmeti sunmaktır. Buna göre görev yapan Güvenlik, Temizlik, Veri Girişi, Teknik vb. tüm işçiler hastaya ve hastaneye hizmet etmektedir. Güvenlik sahil güvenlik gibi, Temizlik belediyede çalışan işçiler gibi, Veri Girişi bürolarda çalışan işçiler gibi, teknik; demir çelik fabrikalarında çalışan işçiler gibi iş yerleri Sağlık Kurumu olarak değil, ilgili alanlarda çalışıyormuş gibi iş yeri tanımlamaları hatalı yapılmıştır. Bu durum 1.11.2020 tarihinde son bulacak ve bütün işçiler yardımcı iş kolundan çıkıp asıl işleri olan sağlık kurumları olan iş yerleri tanımlanacaktır” diye konuştu.

“AKIL TUTULMASI YAŞADIK”

Harun Ceylan, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan’ın işçilerin asıl iş koluna geçirilmesine karşı çıkan ifadelerine yönelik şöyle konuştu; “Fakat malum bir işçi konfederasyon başkanının açıklaması ile tüm işçiler hüsrana uğramıştır. Eğer işçiler bulundukları iş kollarından asıl iş kollarına geçerlerse işçiler sendika değiştirmek zorunda kalacak dedi. “Kurumlarda asıl işler memurlar eliyle yapılmakta işçiler asıl işleri yapmamaktadır” diyerek tam bir akıl tutulması yaşadık. Bir kurumda aynı odada aynı işi yapan hem memur hem işçi arkadaşlarımız bulunmaktadır. Bir işçi sendikasının bu şekilde açıklama yapması tüm işçi arkadaşlarımızı derinden üzmüştür.”

 “AYRIMSIZ TOPLU SÖZLEŞME”

Sağlık sektöründe çalışan her personelin aynı iş sözleşmesine dâhil edilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Ceylan, “İşçilerin sağlık iş kolunda tescil edilmesiyle birlikte unvanlara da sahip olacaktır. (Sürekli İşçi Büro İşçisi, Sürekli İşçi Teknik Hizmetler vb.) Yani sendikanızın 17 nolu Sağlık ve Sosyal Hizmetler olması unvanınızın değişmesine sebep değildir. Örnek verecek olursak, devlet memurlarında sağlık memuru tıbbi sekreter, sağlık memuru röntgen teknisyeni gibi. İŞKUR üzerinden işe başlayan sürekli işçi temizlik personeli, sürekli işçi güvenlik görevlisi, sürekli işçi teknisyen, sürekli işçi veri giriş, hepsinin iş kolu 17 nolu sağlık ve sosyal hizmetlerdir. Hepsi aynı sendikalara üyedirler. Bir iş yerinde aynı iş kolunda sendikalar olması iş barışını da sağlayacaktır. Aksi takdirde taşeron iken yapılan iş sözleşmelerinden bir fark olmayacaktır. 30 yılda elde edilen haklar yerine sıfırdan toplu sözleşmelere neden olacaktır. Bir sendikanın aldığı yakacak ücreti farklı diğerinin farklı olmasına sebep olacaktır. Oysaki bütün işçilere tek çatı altında sözleşme yapılması, hem çoğunluk açısından hem de haklarını elde etmesi açısından ayrımsız toplu sözleşme imzalaması demektir” ifadelerini kullandı.

“AİDAT ALMAK İÇİN FARKLI AÇIKLAMALAR YAPMAK ÜZÜNTÜ VERİCİDİR”

Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Bolu İl Başkanı Harun Ceylan, açıklamasının devamında, “TÜRK-İŞ Konfederasyon Başkanımız Ergün Atalay’ın dediği gibi; “İşçiler asıl iş koluna geçmesi sendikamızdan istifa etmesine sebep oluyorsa işçiler istifa etsin”. Yeter ki işçi arkadaşımızın evine bir ekmek daha fazla götürmesine sebep olsun. Amaç üye devşirmek değil, işçinin faydasına çalışmaktır. Aidat almak için farklı açıklamalar yapmak üzüntü vericidir.

696 KHK ile kadroya alınan işçiler Sosyal Güvenlik Kurumunun uyguladığı 31.10.2020 tarihine kadar devam eden toplu iş sözleşmesine dâhildirler. Şuan için A veya B sendikasından faydalanan maddi ve sosyal hiçbir hakkı yoktur. İşçi hiçbir sendikaya üye olmasa dahi tüm haklardan yararlanmaktadır. Fakat işçi kardeşlerimizin haklarını sonuna kadar savunacağına inanan sendikalara üye olmaları kanuni hakları açısından bilgilenmesinde faydalı olacaktır.

1.11.2020 tarihinde toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için dayanışma dilekçesi(aidatı) vererek tüm haklardan yararlanılabilir. Aidat yetkili sendikaya üye olanlardan da kesilir. Yetkili sendikaya ister üye olalım, ister olmayalım yetkili sendikanın kestiği aidat miktarı ne ise o tutar kadar kesilir. Ayrıca üyesi olduğunuz sendikaya aidat ödenmemektedir. İşçinin hakkını her zaman koruyup gözeten tüm işçi arkadaşlarımızı Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası ailesine davet ediyorum” ifadelerine yer verdi.

Editör: TE Bilisim