Kadın, yaşamı boyunca çalışarak, üreterek hayatlara katkı sağlamakta, etrafını güzelleştirmektedir. Kadın evini temiz tutar, tüm ev halkının tertemiz giyinmesini, lezzetli yemekler yemesini, evde aradıkları sadeliği, huzuru ve düzeni bulmalarını sağlar. Çoğu zaman erkeklerden daha fazla üretir çalışan kadın, okumamışsa evlere temizliğe gider, yeri gelir başkalarının çocuklarını da büyütür en iyi bildiği işler bunlardır çünkü... Saygıyı hak eder kadın, çaba sarf eder çünkü özverilidir… Emeklerine, varlıklarına saygı gösterelim böylelikle. Önce birey olarak hayatlarımızdan şiddeti uzaklaştırır, insanlara saygı, sevgi, merhametle muamele edersek, mutlaka zaman içerisinde toplum olarak da daha huzurlu, sağlıklı hale gelebiliriz.

Kadın annedir, kadın çocuktur, kadın emekçidir, kadın kadın kadın… Kadını birkaç kelimeye sığdırıp onu bir kalıba sokabileceğiniz bir kavram değildir. Kadın her şeyden önce bir insandır. Duygularıyla, hareketleriyle, duruşuyla, gülüşüyle, çalışkanlığı ile var olmuştur. Kadın yaratılıştan beri hep vardı. Dünya tarihi boyunca kadınlar hep mücadele ile var oldu. Kadın, cephede savaşçı, evinde anne, okulda öğretmen, hastanede doktor-hemşire, sporda en önde koşan, her alanda her zaman kendini gösteren bireydir.

BİR KADIN;

Toplumların fakirliğini, sorunlarını ve çaresizliklerini dünya kadınları omuzluyor.

Hayatı tüm zorluklarıyla kucaklar… Cesareti ile herkese meydan okuyor.

Eğer mutluysa, çevresinde ki herkesi mutlu eder.

Bir kadın hayattır aslında.

Ama ne yazık ki emekçi kadınlarımızı;

Kimi sokak ortasında öldürüyor.

Kimi eski eşinden dolayı şiddet görüyor,

Kimi töre cinayetlerine kurban ediliyor,

Kimi işyerinde tacize uğruyor,

Kimi herhangi bir tenhada insan müsveddelerinin tecavüzüne,

Kimi ailesinin her hangi bir ferdinin gadrine uğruyor…

Yıllardır değişmeyen tek sistem… Neresinden bakarsanız bakın kadını aşağılayan, ikincil plana iten bir sistemdir ve giderekte bu kadını ikincil konuma iten bir sistematik gelişmenin olduğunu göstermektedir.

Nazım hikmetin dizelerinden bir seçme

“Ve soframızdaki yeri

Öküzümüzden sonra gelen”

Bence söylenecek son söz…

Kadınlarımız

Ve kadınlar

Bizim kadınlarımız:

Korkunç ve mübarek elleri

İnce, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle

Anamız, avradımız, yârimiz

Ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen

Ve soframızdaki yeri

Öküzümüzden sonra gelen

Ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız

Ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki

Ve kara sabana koşulan ve ağıllarda

Işıltısında yere saplı bıçakların

Oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan

Kadınlar…

Bizim kadınlarımız…

NAZIM HİKMET