Bolu Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Tanju Özcan Müftülere nikâh kıyma yetkisi veren tasarının komisyonda kabul edilmesi ile ilgili konuştu.

CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, İçişleri Komisyonunda, kabul edilen, “Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısını” ulusal bir televizyonun programına telefonla katılarak değerlendirmelerde bulundu.

HABER: ASLI AKIŞ

 “HİÇBİR MANTIĞI, HİÇBİR İZAHI YOK”

Telefon ile katıldığı programda bir açıklama yapan Özcan; “ Kamuoyuna sadece il ve ilçe müftülerinin nikah kıyma yetkisine sahip olacağı düzenleme olarak yapıldı. Düzenlememin 6. maddesi bununla ilgiliydi. Bizim de yoğun bir muhalefetimiz oldu. İlk başta bize şunu söylediler diğer ülkelerde papazların nikâh kıyma yetkisi varda Türkiye’de niye olmuyor? Biz bunun gerekçelerini anlattık. Gerçekten laikliği benimsemiş Avrupa ülkelerinde papazların nikâh kıyma yetkisi yok. Olanlarda bu tartışılıyor bunun yanlış olduğu tartışılıyor. Hatta bazı ülkelerde kiliselerin böyle yetkisi olmasına rağmen klişelerde bu yetkileri kullanmıyor. Hristiyanlık ve Müslümanlık birbirine benzemiyor. Hristiyanlıkta bir ruhban sınıfı var. Papazlarda bu ruhban sınıfının yani imtiyazlı sınıfın üyeleri. İslam dininde ruhban sınıfı yok. Dolayısıyla siz oradaki papazla Türkiye’deki müftüyü aynı kefeye koyamazsınız. Böyle bir düzenlemeye neden gerek duyuldu? Yani Türkiye’de müftüler devlet memurudur doğru ama kimse devlet memuru olarak görmez. Din adamı olarak görür çünkü. Türkiye’de nikâh kıyacak memur sayısı mı az? Arttıralım bunu. Neden müftüler bu nikâhı kıyacak? Makul bir açıklamasını yapın dediğimizde yapamadı. Müftüler Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı çalışıyor. Biliyorsunuz Diyanet İşleri Başkanları ’da sadece Sünni esaslara göre yapılanmış bir teşkilat. Türkiye milyonlarca alevi vatandaş var. Türkiye’de yüzbinlerce Hristiyan, Yahudi, Budist vatandaşımızda var bizim. Şimdi bu noktada insanları siz bir din adamına nikâh kıymaya mecbur bırakıyorsunuz? Toplumu böleceğinden ayrıştıracağından endişe ediyoruz dedik. Yani şöyle ayrıştıracaktır; belediyelere nikâh kıydıranlar, müftülere nikâh kıydıranlar diye. Böyle bir ayrımda ortaya çıkacak. Bu tehlikeli dedik. Yine anlattık 1917 yılında Osmanlı bu nikâh işlemlerinin kayıt altına tutulma yetkisini bir padişah kararnamesi ile kadılara yani mahkemelere vermiş, imamlara vermemiş. Din görevlilerine vermemiş. Şeri hukukla yönetilen Osmanlıdan bahsediyorum 1917’den bahsediyorum. Bugünkü düzenleme bunun bile çok gerisinde kalmış bir düzenleme. Hiçbir mantığı yok hiçbir izahı yok. Komisyonda saatlerce bunun sakıncalarını ben ve arkadaşlarım anlattık. Anayasaya aykırı olduğunu anlattık açık bir şekilde. Medeni kanuna aykırı olduğunu anlattık. Ancak AKP bu konuda büyük bir ısrar içerisinde oldu bu düzenlemeye de geçildi” diye konuştu.

“DERDİMİZ MÜFTÜLERLE DEĞİL”

AK Parti MKYK üyesi İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu’nun Sosyal medya hesabından; “Müftü nikâh kıyamaz diye ortalığı ayağa kaldıranlar. Mustafa Kemal Paşa ve Latife Hanımın nikâhını İzmir Müftüsü Rahmetullah Efendi kıymış” paylaşımı ile ilgili soruyu yanıtlayan Tanju Özcan, “Bu toplumun %85’i bende buna dâhilim. Biz resmi nikâhımızı yaptırdıktan sonra dini nikâh kıydıran insanlarız. Toplumun dini nikâh ile bir sıkıntısı yok. Bu resmi nikâh resmi bir ilişkidir. İleride mezhep sorunlarının ortaya çıkmasını engeller. Biz şunu söylemiyoruz; tolumda %85’i bu toplumun resmi nikâhı yanında dini nikâhı da kıydırıyor. Bizim derdimiz müftülerle ilgili değil. Ama diyoruz ki bu nikâh akdi ilişkisini dini nikâha dönüştürmek, dini nikâhı resmileştirmek ise bu hem dinen uygun değil, hem laik devlet ilkesine aykırı. Biz bunu uzun süre anlatmaya çalıştık. Burada aslında belli bir kesime siyaseten göz kırpma amaçlı yapılmış bir düzenleme. Samimiyetten uzak, ileride telafisi imkânsız sonuçlar doğurabilecek, toplumu bölebilecek. Biz defalarca uyardık aslında komisyon üyeleri AKP’li komisyon üyeleri de bizim haklı olduğumuzu anladılar ama maalesef Bakanın baskısından hayır oyu kullanamadılar” dedi.

“CAMBAZA BAK TAKTİĞİ Mİ UYGULUYORLAR?”

Bir noktaya daha değinmek istiyorum. Aslında burada iki madde daha var tartışmalı özellikle 28. Madde var. Bazen diyorum ki;  kamuoyuna sadece bak işte müftülerin nikâh kıyma yetkisi ile ilgili bu nüfus kanunu ve diğer kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin bu topluma lanse edilmesinde 28. Maddeyi değerlendirdiğimde acaba diyorum cambaza bak taktiği mi uyguluyorlar? 28. Madde Türk vatandaşlığına kabul ile ilgili yeni esaslar ortaya koyuyor. Öyle bir şey var ki maddeyi okuduğunuzda gerekçesine baktığınızda, madde içerisi saklanıyor burada. Sanki Suriyelileri vatandaş yapabilmek için 20. Madde ’de esaslı bir değişiklik yapmışlar izlenimi bar. Komisyonda ben bunu Sayın Bakana defalarca sormama rağmen bir türlü tatmin edici bir yanıt alamadım. En son dedim ki; bu kaygılarımızı ortadan kaldıracak, kayıtlara geçecek bir açıklama yapın. Biz bu 28. Maddeyi Suriyelileri vatandaş yapmak için çıkartmıyoruz deyin devletin bakanı olarak dedik. Ancak sayın bakan buna bir türlü yanaşmadı. 28. Maddeyi bence tartışmamız lazım. Açık bir şekilde Suriyelilerin vatandaş yapılması için çıkartılmış olan bir madde. Biz müftülere nikâh yetkisi verilsin mi verilmesin mi diye odaklanırken 28. Maddenin gözden kaçırılamamasını düşünüyoruz.

“DEVLET AHLAK BEKÇİLİĞİNE SOYUNMUŞ”

CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan yabancılarla evlenme konusundaki 31. Madde içeriğinin iç acıtıcı olduğunun ifade ederek; “Bakın bir de 31. Madde var. Çok iç acıtıcı bir madde yabancılarla evlilik. Biliyorsunuz bir yabancıyla evlenirseniz o yabancının Türk vatandaşı olabilmesi için belli bir sür geçmesi gerekiyor, 3 yıl süre geçmesi gerekiyor. Bununla yetinmiyorlar diyorlar ki; evlenilecek yabancının geçmişte genel ahlaka uygun davranıp davranmadığı, uygun yaşayıp yaşamadığı da vatandaşlara kabul için bir kriter olacak.  Yani bir Türk vatandaşı kadın bir yabancı erkek evlenirken ve ya bir Türk vatandaşı erken bir yabancı kadınla evlenirken genel ahlaka uygun bir hayatı var mı diye eşinin araştırılması gerekecek. Böyle saçma bir şey olabilir mi? Devlet ahlak bekçiliğine soyunmuş. Dünyada örneği olmayan bir düzenleme” dedi.

“CHP NASIL MÜCADELE EDECEK?”

Son olarak, üst komisyona sunulan tasarıya ilişkin CHP olarak nasıl mücadele edeceklerini belirten Özcan; “Komisyon aşamasında komisyon üyeleri dışında çok sayıda milletvekili bize gelip katıldıklarını sundular. Komisyon aşamasında da muhalefet ettiğimi maddelerle ilgili gerekçelerimizi genel kurulda da sürdüreceğiz. Bu inatlarından vazgeçmezler ise de tabi grup yönetimimizle de konuşacağız. Anayasa mahkemesine kadar varan yapabileceğimiz hususları eksiksiz bir şekilde yapacağız” şeklinde konuştu.

 

Editör: TE Bilisim