Barilla Gıda, Boğaziçi Üniversitesi Tarım Platformu tarafından bu yıl 2'nci kez düzenlenen Tarım ve Gıda Değer Zinciri Zirvesi’nde Türkiye’deki çalışmalarını paylaştı.

Barilla Gıda Genel Müdürü Piero Mirra, “Durum Buğdayı Tarımında Sürdürülebilir Bir Dönüşüm” oturumunda şirketin Türkiye’de hayata geçirdiği sürdürülebilir tarım çalışmaları ve teknolojinin de desteğiyle ulaşılan sonuçları paylaştı. Mirra, Barilla'ya özgü sürdürülebilir tarım modeli ile geleneksel yöntemlerin sonuçlarını karşılaştırdıklarında, gelirler yüzde 6 artarken, maliyetlerin yüzde 7, ekolojik ayak izinin yüzde 8, karbon ayak izinin ise yüzde 19 azaldığını açıkladı.

Barilla Gıda, Boğaziçi Üniversitesi Tarım Platformu tarafından bu yıl 2’ncisi düzenlenen Tarım ve Gıda Değer Zinciri Zirvesi'nin katılımcıları arasında yer aldı. Akademisyenler, sektörün önde gelen yöneticileri ve girişimciler bu yılki organizasyonda iklim değişikliği ve sürdürülebilir tarımın geleceğini konuştu.

Tüm gün süren zirvede 20'yi aşkın isim ayrıca tarımın finansmanında teknoloji kullanımı, tarım sektörü için yenilikçi ve sürdürülebilir yaklaşımlar, sürdürülebilir gıda sisteminin inşası, tarım-gıda sektöründe yüksek verimlilik, yenilikçi teknolojilerle tarım-gıda, nesnelerin interneti ile GAP'ta dijital tarım uygulaması, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik, tarım teknolojilerine hukuk perspektifinden bakış, beyaz yakalıların tarımsal üretime geçişine ilişkin detayları katılımcılarla paylaştı.

Çalışmalarını “Sizin için iyi, Gezegen için iyi” misyonuyla yürüten Barilla Gıda’nın Genel Müdürü Piero Mirra ise “Durum Buğdayı Tarımında Sürdürülebilir Bir Dönüşüm” oturumunda Barilla tarafından Türkiye’de hayata geçirilen yenilikçi sürdürülebilir durum buğdayı tarımı uygulamalarını sonuçlarıyla aktardı.

“LEZZETLİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR GIDA ÜRETİMİNE ÖZEN GÖSTERİYORUZ”

Barilla’nın sürdürülebilirlik misyonuna ilişkin detayları paylaşan Piero Mirra, “Günümüzde sıklıkla karşımıza çıkan sürdürülebilirlik kavramı, Barilla için kısaca “kaliteli üretim yapmak” anlamına geliyor. Tüketicimize sunduğumuz ürünlerin lezzetli olduğu kadar güvenli, sağlıklı ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlayan ürünler olmasına önem veriyoruz. Bu kapsamda şirket olarak benimsediğimiz bir misyonumuz var: ‘Sizin için iyi, Gezegen için iyi’. Bu misyon Barilla’daki tüm iş süreçlerimizi özetliyor. ‘Sizin için iyi’, mevcut ve gelecekteki ürünlerimizin beslenme profilini iyileştirmek ve tüketiciyi sağlıklı yaşam tarzları ve sürdürülebilir beslenme modellerine yönelmeye teşvik etmek anlamına gelirken; ‘Gezegen için iyi’ ise sera gazı emisyonu ve su tüketimini azaltma amacıyla üretim süreçlerini daha verimli hale getirmek ve üreticilerimizi sürdürülebilir tarım uygulamalarına teşvik etmek anlamına geliyor” dedi.

“MAKARNA ÜRETİMİNİN ÇEVRESEL ETKİSİNİ AZALTIYORUZ”

Şirketin üretim koşullarını daha sürdürülebilir hale getirmek için hayata geçirdiği çalışmalar hakkında konuşan Mirra; “Tedarik zinciri faaliyetlerimizi yürütürken merkeze aldığımız beş temel konu var: Üretim verimliliği ve rekabet gücü, iş bütünlüğü, kalite ve gıda güvenliği, çevreye saygı ve sürdürülebilir iş birliği. Aynı zamanda üretim süreçlerimizi daha sürdürülebilir hale getirebilmek adına ‘Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi’ adını verdiğimiz bir değerlendirme yapıyoruz. Bu metodolojimiz kapsamında ürünlerimizin tarladan sofraya çevresel etkisini analiz ediyor; çevreye bıraktığı karbon, su ve ekolojik ayak izini gözlemliyoruz. Bu değerlendirme sonucunda, makarna üretiminin çevresel etkisinin en yüksek olduğu aşamanın tarlada üretim olduğunu belirleyip, çiftçilerin ürün yetiştirme sistemine odaklanarak bu alanda iyileştirmeler yapılması gerektiği sonucuna ulaştık. İş ortaklarımızın daha sürdürülebilir bir ürün yetiştirme modelini benimsemesi, tüketicilerimizi protein bakımından zengin, besleyici, yani daha kaliteli makarnayla buluşturmamızın da temelini oluşturuyor” açıklamasını yaptı.

“ÇİFTÇİLERİMİZİN GELİRİNİ YÜZDE 6 ARTIRDIK”

Sürdürülebilir tarım uygulamalarının Türkiye’de geliştirilmesi için geçtiğimiz dönemde yapılan çalışmalara değinen Piero Mirra, “Sürdürülebilir tarım faaliyetlerimizin öne çıkan unsurlarından biri Karar Destek Sistemi adını verdiğimiz teknolojik uygulamamız. Kullanımı hayli kolay olan bu uygulama sayesinde üreticilerimiz iklim koşulları, toprak koşulları ve ürün çeşitliliğine ilişkin tüm detaylara kolaylıkla ulaşabiliyor, aldıkları yönlendirme ile tohumlama, sulama, gübreleme gibi kritik aşamalarda uygun miktar, uygun zamanlama avantajlarına sahip olabiliyorlar. Trakya’da konumlandırdığımız iki farklı meteorolojik istasyonumuzda 20 çiftçimiz sürdürülebilir tarım modelimizi geliştirebilmek adına dünyanın dört bir yanında 2 bini aşkın istasyonda toplanan veri ve bilgiler ışığında geçtiğimiz sezon boyunca sistemimizi test etti. Sürdürülebilir tarım modelimiz sayesinde maliyette yüzde 7, ekolojik ayak izinde yüzde 8, karbon ayak izinde ise yüzde 19’luk bir azalma olduğunu tespit ettik. Üreticilerimizin elde ettiği gelir ise yüzde 6 oranında arttı. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi iş birliğiyle yürüttüğümüz bu araştırmanın sonuçlarını tüm üreticilere rehber olabileceğine inandığımız bir el kitabına dönüştürdük ve bunun da projenin bir diğer önemli unsuru olduğunu düşünüyoruz. Bu el kitabıyla daha çok çiftçiye ulaşarak sürdürülebilir durum buğdayı tarımını Türkiye’de yaygınlaştırmayı hedefliyoruz” dedi.

“DURUM BUĞDAYININ TAMAMINI YEREL KAYNAKLARDAN ELDE EDİYORUZ”

Barilla Gıda’nın bu sezon itibariyle Türkiye’nin dört bir yanında, yaklaşık 400 çiftçi ile 40 bin dekarlık alanda sözleşmeli durum buğdayı üretimi gerçekleştirdiğini belirten Mirra, Türkiye’nin bu alanda maalesef net ithalatçı konumunda olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu; “Kurucumuz Pietro Barilla’nın ‘Çocuklarınıza yedirmeyeceğiniz hiçbir şeyi üretmeyeceksiniz’ prensibiyle 1994 yılından bugüne Türkiye’deki üretimimize devam ediyoruz. İlk günden bu yana tüm hammaddelerimizi yerel üretim ile karşılayabilmek için çalışıyor, Türkiye'de sözleşmeli ve sürdürülebilir tarım faaliyetlerimizi geliştirmek için çaba gösteriyoruz. Büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim ki, bugün hem Filiz hem Barilla markalı makarnalarımızın üretiminde kullanılan durum buğdayının yüzde yüzünü yerel kaynaklardan temin ediyoruz. Bu alandaki çalışmalarımıza önümüzdeki yıllarda da geliştirerek devam edeceğiz.”

Editör: TE Bilisim