Yeni bir hocayla devam kararı almak sıkıntılı ve riskli bir karardır. Onun farklı bir oyun anlayışı, daha önce yapılmamış idmanlar, takımını tanımaya çalışan teknik adam, hocasını anlamaya çalışan oyuncular, takıma adapte olmaya çalışan ara transferler. Anlayacağınız deyim yerindeyse saldım çayıra Mevla kayıra deyip oynadığımız bu futbolla, alınan beraberliklere sevinip, nadir alınan galibiyet sonrası ise şükür duasına çıkıp kendimizi anca teselli ederiz.

Bir futbol takımının ortalama bir kapasitesi vardır. Onunla çok güçlü rakipleriniz karşısında bocalayabilir, eş değerlilerle oynarken zorlanabilirsiniz. Ama standardı sizden aşağı olan takımlarla mücadele ederken de öne çıkan bir görüntünüz olmalıdır. Adale gücünden yoksun, beyinlerinde ise kazanma içgüdülerini yitirmiş tabiri caizse birkaç futbolcu dışında bir zamanların çizgi filmi sevimli hayalet Casper gibi gezen futbolcular yumağı.

Boluspor’da yaşanan garipliği anlamak için medyum olmaya gerek yok. Daha önce Boluspor camiasında sorun yaşatan futbolcular alınıyor, Sait hoca ile üç yıllığına anlaşıp hedef ilk iki denilip yola çıkılıyor. İlk on hafta her şey çok iyi gidiyor. Puan sıralamasında ikinci sırayı alıyor ve birinci sırada yer alan Gençlerbirliği’nin ensesinde soluğumuzu hissettiriyoruz. Ama ilerleyen haftalarda aynı başarımız devam etmiyor. Altımızda yer alan takımlar aldıkları seri galibiyetlerle üst sıraları zorluyor.

Devre arasında ise hal oldukça vahim, ilk yarıda aksayan mevkileri gördükleri halde üçüncü bölgeye iş bitirici kaliteli bir futbolcu almayı askıya alıyor.  Ve kabak ligin on sekizinci haftasında dış sahada üç bir yenildiğimiz Osmanlıspor maçı ile Sait hocanın başında patlıyor. Bu arada sezon başında her fırsatta dile getirilen ilk iki trenini de kaçıyor. Umut fakirin ekmeği misali Boluspor yönetimi bu sefer de ibreyi ilk altı olarak belirliyor.

Camia bu ligi iyi bilip tanıyan takımı ateşleyip taraftara güven verebilecek bir hoca yerine takımın başına getirilen TFF birinci liginde deneyimi yok denecek kadar az bir hocanın getirilişi, oynanılan karşılaşmaların sonuçlarıyla dört maçta alınan bir puanla kendini gösteriyor. Yapılan hataların son halkası da Boluspor yönetiminin tecrübeli oyuncu Yusuf Emre’ye böyle bir zamanda hangi şartlardan ve nasıl izin verildiği ile ilgili böyle entrika bir olaya hiç şahit olmadım.

Atı alanın Üsküdar’ı geçtiği bu ligde rakiplerimizden tek,tek puan alıp işi seri mağlubiyetlere bağladığı sürece, bu takım üzülerek söylemek gerekirse hedefini küme düşmeme mücadelesi içersinde bulur. Ligde alt sıralardaki takımların hızla yükselişi, ilk altı içersinde yer alan takımların şekillenmesi ve altında kalan takımların bizle puan farkını açması bizim açımızdan acı bir reçetedir. Bu nedenle acilen futbolcuların dikkatleri çekilmeli, gerekirse radikal kararlar alınıp tekrar başarıya odaklanmalıdır.