Hayatımda, toplu ortamda yaşamayı bir avantaj haline getirebilmeyi, etrafımdaki insanlardan maksimum derecede faydalanabilmeyi ve onlara olabildiğince yardım etmeyi hedefledim. Düşündüğüm gibi mi oldu? Hayır. Çünkü bende sıradan bir insan olduğum için hatta kararsız, sürekli ikilemde kalan bir insan olduğum için o anki halet-i ruhiyem eğer negatifse birilerinden yardım isterken veya birileri için bir şeyler yapacağım zaman NŞA'daki motivasyonum olmuyor. Buda toplum içerisinde olmam gerektiğini düşündüğüm profilin altında bir yerde olmama neden oluyor.

Toplum içerisinde farklı ilişki çeşitlerinin oluşmasına bu tür yardımlaşma, paylaşım, karşılıklı etkileşim oranları, kan bağları, farklı yakınlıklar neden olmuştur diye düşünüyorum. Arkadaşlık, baba-oğul, karı-koca, öğretmen-öğrenci gibi çeşitlendirebiliriz belki bu ilişkileri ama bence arkadaşlık bunlar arasından sıyrılmayı hakediyor. Çünkü iyi bir arkadaşlıkta paylaşma, karşılıklı hoşgörü, sevgi, saygı, kollama vardır ve insan her zaman bir arkadaşa ihtiyaç duyar.

Peki dostluk? Dostluk sizin için tam olarak neyi ifade ediyor? Çok iyi bir arkadaşlık? Uzun süreli bir arkadaşlık? Mutlaka herkesin kafasında bir dost profili vardır ve dostunu veya dostlarını bulmuştur, belki de bulduğunu zannediyordur. Bence dostluk bu kadar basit değildir. Olmamalıdır. Benim gözümde "çok iyi arkadaşlık" ifadesi dostluk için bir hakarettir. Dostluk arkadaşlığın çok üzerinde birşeydir. Dost ne en çok vakit geçirdiğin arkadaşın ne de her hafta maça gittiğin "kanka" dediğin kişidir. Demek istediğim, bunlarla sınırlı değildir dostluk. 3 güne sığmayacak belki aylar, belki yıllar gerektirecektir kimi zaman. Bugün zorda kaldığın zaman cebindeki parayı çıkarıp sana veren veya senin bulunduğun ortamı beğendiği için sürekli senle takılan kişi daha dostun olmamıştır.

Ne zaman mı anlaşılır dost? Ne zamanki dertli olduğun zaman, moralin bozuk olduğu zaman atlayıp gelen birisi var, yanına giderken cebindeki parayı, üstündeki elbiseyi düşünmeden gidebiliyorsun, ne zaman onun sorunlarına kendi sorunlarınmış gibi üzülüyorsun, mutluluklarına için kıpır kıpır ortak olabiliyorsun işte odur dostun. Dost böyledir işte. Dostluk mantıkla olmaz, sırf duygu yüklüdür ve karşılıklıdır. Zorla güzellik olur ama dostluk olmaz. Eğer dostsan ve dostun çaresizse, hiç kimse onun yanında değilken bile sen onu düşünürsün, nerede olduğunu düşünmeden kalkıp gidersin dostuna. Dostluk kutsaldır ve öyle olmalıdır. Hocamın bir sözü vardı, "dostluk iyidir, bir dostunuz olsun mutlaka" diye. Bence böyle bir şey yok işte. Bir arkadaşınla sırf dost olmak için dost olamazsın. Bunu planlayamazsın. İstemek yeterli değildir. Acaba dost muyuz? diye düşünüyorsan çok düşünme zaten olamamışsındır. Ama gerçekten bir dostunuz varsa da diğer insanların size ne dediği, nasıl moralinizi bozduğu önemli değildir. Onlar sizi yalnız bırakamaz, bir köşeye sıkıştıramaz çünkü sizin her zaman gidebileceğiniz, sığınabileceğiniz bir dostunuz vardır. Dost sizi her halinizle kabullenir, sizi anlar, ve senin için rahat yoksa onun içinde yoktur. İşte bu yüzden dostluk kolay bulunur bir maden değildir. İşte bunun içindir ki her arkadaş hatta her iyi arkadaş dost değildir, olamaz.

Tabi birde şu var. Dost olmak evli olmaya, iş arkadaşı olmaya, öğretmen-öğrenci olmaya bağlı bişey değildir. Eğer ki eşin aynı zamanda dostun da olabilmişse o zaman ne ala. İş arkadaşın, okul arkadaşın, belki baban, belki annen de olabilir dostun. Çünkü dostluk bunlarla kısıtlanamaz, çünkü dostluk sınır koymayandır. İşte bu yüzden diyorum ki "dostum" kelimesini herkes için kullanmayın, çünkü gerçek dostu bulduğunuz zaman anlayacaksınız ki 3 kuruşluk adama 5 kuruş değer biçmişsiniz.

Gerçek dostlarla karşılaşmanız dileğiyle...