Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici, Köy Enstitüleri’nin 81. kuruluş yıl dönümünü kutladıklarını belirterek;  “Köy Enstitüleri kırsal yörede toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmayı sağlaması aradan 81 yıl geçmiş olmasına rağmen unutulmamıştır. Köy Enstitüleri’nin eksikliği, özellikle günümüzde yakından hissedilmektedir” dedi.

HABER: ALİ ÇAĞRI DEMİRTAŞ

Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 81. yıldönümü vesilesiyle bir açıklama yayımlayan Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici, Türkiye’nin toplumsal yapısının oluşumuna çok değerli katkıları olan Köy Enstitüleri’nin eksikliğinin hissedildiğine dikkat çekerek, köy Enstitüleri’nin kapatılma sürecinden bahsetti.

“ÖNEMLİ VE TARİHSEL BİR DENEYİM OLARAK BİLİNMEKTEDİR”

Gezici, Köy Enstitülerinin nasıl kurulduğunu anlatarak, “Türkiye nüfusunun yüzde 80’inin köyde yaşadığı, ülke nüfusunun büyük bölümünün okuma yazma bilmediği bir dönemde, ‘Eğitim üretim içindedir’ şiarını ilke edinerek kurulan Köy Enstitüleri, üretime ve kalkınmaya yönelik öğrenimi temel alan önemli ve tarihsel bir deneyim olarak bilinmektedir” dedi.

“81 YIL GEÇMİŞ OLMASINA RAĞMEN UNUTULMAMIŞTIR”

Enstitülerin sağlamış olduğu faydaları dile getiren Zehra Kulalı Gezici, “Köy Enstitüleri kırsal yörede toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmayı sağlamak; bu alanda ilgili gerekli insan gücünü yetiştirmek için kurulan temel eğitim kurumları olmuş, öğretmen yetiştirme sistemine yaptığı somut katkılar, aradan 81 yıl geçmiş olmasına rağmen unutulmamıştır” ifadelerini kullandı.

“KÖY ENSTİTÜLERİ UYGULAMALI OLARAK ÖĞRENDİKLERİNİ ÖĞRENCİLERİNE AKTARMIŞTIR”

Gezici,  Köy Enstitülerinin kişiye birçok alanda katkı sağladığını vurgulayarak, “Bugünün siyasi iktidarı tarafından hedef haline getirilen ve eğitim biliminin temeli olan karma eğitim sistemine dayanan Köy Enstitülerinde okutulan derslerin yüzde 50’si kültür, yüzde 25’i tarım ve yüzde 25’i de teknik derslerden oluşmuştur. Köy enstitüsünü bitiren bir öğretmen sadece bir ilkokul öğretmeni olmamış, aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularında uygulamalı olarak öğrendiklerini öğrencilerine aktarmıştır” şeklinde konuştu.

“KÖY ENSTİTÜLERİ’NİN EKSİKLİĞİ GÜNÜMÜZDE YAKINDAN HİSSEDİLMEKTEDİR”

Köy Enstitüleri’nin toplumcu bir anlayışla kurulduğunu söyleyen ve aynı zamanda tarım işlikleri ve sağlık ocakları olarak toplumsal işlevler gördüğünü belirten Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici, “Çeşitli tohum ve tarım araçlarının ilk denemeleri bu okullarda yapılmıştır. Türkiye’nin toplumsal yapısının oluşumuna çok değerli katkıları olan Köy Enstitüleri’nin eksikliği, özellikle günümüzde yakından hissedilmektedir” ifadelerini kullandı.

“EĞİTİM MODELİNİN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞU ANLAŞILMAKTADIR”

Zehra Kulalı gezici, günümüzde öğrencilerin iktidar eliyle imam hatiplere, özel liselere ve meslek liselerine yönlendirildiğini söyleyerek, “Öğrencilerin büyük bölümü dini içerikli seçmeli dersleri seçmeye zorlandığı, öğretmenlerin performans ve sınav kıskacına alındığı dikkate alındığında, Köy Enstitüleri’nin zengin ders içeriği, benimsediği öğretmen yetiştirme ve eğitim modelinin ne kadar önemli ve değerli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır” açıklamasında bulundu.

“OLUMSUZ ANLAMDA ÇOK BÜYÜK FARKLAR OLMASI DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR”

Köy Enstitüleri’nin öğrencilerin yaparak ve yaşayarak öğrenme sürecine yönelik olduğunun altını çizen Gezici, “Köy Enstitüleri’nin en önemli özelliklerinden birisi, günümüz Türkiye’sinin bir türlü kurtulamadığı eleştirmeyen, sorgulamayan, ezbere dayalı ve sınav merkezli eğitim sistemine değil, gerçek anlamda öğrenci merkezli, öğrencilerin yaparak ve yaşayarak öğrenme sürecini ilke edinen bir eğitim-öğretim ortamı yaratmayı hedeflemiş olmasıdır. Köy Enstitülerinin kuruluşunun üzerinden 81 yıl gibi uzun sayılabilecek bir süre geçmiş olmasına, dönemin zor koşullarındaki eğitimin niteliği ile günümüz Türkiye’si arasında olumsuz anlamda çok büyük farklar olması düşündürücüdür” şeklinde konuştu.

“EĞİTİM İŞLEVSİZ HALE GETİRİLMİŞ VE ETKİSİZLEŞTİRİLMİŞTİR”

Zehra Kulalı Gezici, Enstitülerin kapatılmasına da değinerek, “Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu zorlu koşullar ve uluslararası dinamiklerin etkisi sonucunda Köy Enstitüleri soğuk savaş politikalarına kurban edilip kısa süre içinde kapatılmıştır. Köy Enstitülerinin kapatılmasını takip eden süreçte, özellikle 1950’li yıllarda bu önemli eğitim deneyimi önce yatılı öğretmen okullarına, ardından yatılı okullara, sonra da normal lise eğitimine yayılarak zaman içinde işlevsiz hale getirilmiş ve hızla etkisizleştirilmiştir” ifadelerini kullandı.

“ENSTİTÜLERİN KAPATILMASI AYDINLANMA SÜRECİNİN KESİNTİYE UĞRAMASINA NEDEN OLMUŞTUR”

Köy Enstitüleri’nin kapatılmasının, Türkiye’nin çağdaş, laik ve bilimsel değerlerle buluşması ve aydınlanma sürecinin ciddi anlamda kesintiye uğramasına neden olduğunu da vurgulayan Gezici, “Geçmişte Köy Enstitüleri’ni kapatan ve yarattığı tüm olumlu izleri silmeye çalışanlar, bugün laik bilimsel eğitime savaş açarak, karma eğitim uygulamalarını kaldırmak isteyerek eğitim sistemini dinselleştirmeyi ve ticarileştirmeyi hedeflemekte, eğitim sistemini iktidarın ideolojik hedefleri doğrultusunda biçimlendirmek istemektedir” dedi.

“EŞİT VE ÖZGÜR BİR GELECEK İÇİN MÜCADELEMİZİN SÜRDÜRÜYORUZ”

Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici, son olarak Köy Enstitüleri’nin anlayışına bağlı kaldıklarına işaret eden; “81. yılını kutladığımız Köy Enstitüleri’nin ilerici, demokrat ve aydınlanmacı geleneğine sahip çıktığımızı, Köy Enstitülerinde olduğu gibi, gericiliğe karşı aydınlığı, sömürüye ve emperyalizme karşı eşit ve özgür bir gelecek mücadelemizin sürdürdüğümüzün bilinmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim