Tüm Emekliler Sendikası Bolu Temsilcisi Lütfiye Özkan, emeklilerin hak ve taleplerini sıraladı. Özkan;  “Tüm Emekli Sen bütün şube ve temsilcilikleri ile bu süreçte taleplerimizin karşılanması için gerekli etkinlik ve eylemliliklerini ısrarla ve inatla sürdürecek, bu gün olduğu gibi demokratik tepkisini her platformda dile getirecektir” dedi.

Haber: Servet Gökçek

Tüm Emekliler Sendikası Bolu Temsilcisi Lütfiye Özkan korona virüs salgını sürecinde ekonomik giderlerin artarak, halkın ihtiyaçları yönünde hiçbir değişikliğe izin verilmediğini belirtti.

 “HALKIN İHTİYAÇLARI YÖNÜNDE HİÇBİR DEĞİŞİKLİĞE İZİN VERİLMİYOR”

Özkan, Emekliler için uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan sendika kurma haklarının mahkemeler vasıtasıyla ellerinden alınmaya çalışıldığından bahsederek, “2021 Bütçe yasa tasarısı TBMM Genel Kurulunda görüşülmektedir. Komisyon görüşmelerinden de anlaşılacağı üzere, Saray ve TBMM çoğunluğu bütçenin sadece kendi istekleri doğrultusunda geçmesini amaçlamakta, halkın ihtiyaçları yönünde hiçbir değişikliğe izin vermemektedir. Oysa bütçe metni, bütün bir ülkenin kaynaklarını, gelirlerini ve bunların kimlere nasıl dağılacağını belirleyen en önemli metinlerden biridir. Ülkenin bütününü, bütün kurumlarını, meslek odalarını, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini, işçileri, köylüleri, emeklileri, esnafı, işvereni,  emekçileri, kadınları, gençleri kısaca bütün yaşayanları doğrudan etkilemektedir. Bunun yanı sıra emekliler için uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan sendika kurma hakkımız mahkemeler vasıtasıyla elimizden alınmaya çalışılmakta, devletin uluslararası sözleşmelere uygun iç hukukta düzenlemeler yapmak yerine emeklilerin 25 yıllık sendikal geçmişini yok saymaya çalışmakta, sendikaları kapatmakla tehdit etmektedir. 1995 yılında başlayan emeklilerin sendikal hak mücadelesi bütün baskı ve yok saymalara karşın bugünlere gelmiştir. Emekliler ve emekli sendikaları, bunca yıldır yürüttükleri sendikal mücadeleden geri adım atmamakta kararlıdırlar. Tıpkı diğer çalışan kesimlerin örgütlenme mücadelesinde karşılaşıldığı gibi her türlü baskı, engel ve sıkıntıya karşı mücadeleyi sürdürmeye kararlıdırlar” şeklinde konuştu.

“BÜTÇEDE GEREKLİ DEĞİŞİKLİKLER YAPILMALIDIR”

Lütfiye Özkan, bütçede gerekli değişikliklerin yapılarak gerek sağlık hizmetleri, gerek sağlık çalışanları için ayrılan payın artırılması, çalışanlar ve emeklilerden teşhis ve tedavi için yapılan kesintilerden vazgeçilmesi gerektiğini altını çizerek, “Son günlerde devreye giren, güya salgına karşı önlem diye adlandırılan kısıtlamalar ise, tedbir olmaktan daha fazla, halkın yaşam biçimini değiştirmeye ve baskıcı bir sistemi iyice yerleştirmeye, toplumsal muhalefetin her adımını engellemeye yönelik hale gelmiştir. Her ne kadar manipüle edilmeye, saklanmaya çalışılırsa da Sağlık Bakanlığının kendi açıkladığı vaka, hasta ve kayıp sayısı bile durumun böylelikle geçirilemeyeceğini ortaya çıkarmıştır. Tabloyu daha da vahim hale getiren bir başka unsur ise sağlık personelin de görülen vaka, hasta ve ölüm sayısının giderek artmasıdır. Salgına karşı canla, başla fedakarlıkla çalışan sağlıkçılar için gereken önlemlerin alınması için bütçede herhangi bir kalem yoktur. Bunun yerine sağlık çalışanlarının örgütleriyle, SES, TTB gibi kuruluşları engelleme, yok sayma yoluna gidilmektedir. Bu tutumdan bir an önce vazgeçilmelidir. Bütçe de gerekli değişiklikler yapılarak gerek sağlık hizmetleri için gerek sağlık çalışanları için ayrılan pay artırılmalı, çalışanlar ve emeklilerden teşhis ve tedavi için yapılan kesintilerden vazgeçilmelidir” ifadelerini kullandı.

“EMEKLİLER AÇLIĞA MAHKUM EDİLİYOR”

Özkan, enflasyon oranlarının siyasi iktidarın işine geldiği gibi hesaplanıp açıklandığını söylereyerk; “8 milyon emekli asgari ücretin altında ücret almaktadır. Hazine katkısı ile aylık ödemeler 1500 tl ye çekilmiş olsa da zamlar gerçek ücretlerine yapılmakta gerçek ücretleri hazine katkılı düzeye gelinceye kadar aldıkları aylık sabit kalmaktadır. Bu uygulama emeklileri açlığa mahkum etmenin başka bir yoludur. Yine bu bütçe ile 2021 yılı için emeklilere reva görülen zam oranı 3+3 ve enflasyon farkıdır. Zam oranlarının vicdansızlığı ve komikliği bir tarafa, enflasyon oranlarının siyasi iktidarın işine geldiği gibi hesaplanıp açıklandığını bilinmektedir. Dolayısıyla 2021 bütçesi emekliler açısından sefalet ve yoksulluk demektir. 2021 bütçesinde başka bir eşitsizlik ve yoksullaştırma kalemi vergi adaletsizliğidir. Bütçe gelirlerinin %90’ı vergi geliri, bunun da % 70’inin biz emeklilerin, dar gelirlilerin, küçük esnafın, emekçilerin ödediği gelir vergisi, ÖTV, KDV gelirlerinden oluşmaktadır” diye konuştu.

“EN DÜŞÜK EMEKLİ AYLIĞI BRÜT ASGARİ ÜCRET OLMALIDIR”

Lütfiye Özkan, tedbir adı altında evlere kapatılıp adeta yalnızlığa ve yoksunluğa terk edilmek istendiğini vurgulayarak; “Tüm Emekliler Sendikası olarak taleplerini sıraladı;Emeklileri yoksullaştırma sadece bütçe kaynaklarının sermayeye doğrudan transferi ile olmamakta, salgın koşulları da emeklilerin hayatını, geçim sıkıntısını iyice artırmaktadır. Enflasyonun resmi rakamının %15 olduğu, gerçekte ise en az %50 olduğu bir ortamda salgınla mücadelede dezavantajlı grup kabul edilerek özel destek verilmesi gereken emekliler tedbir adı altında evlere kapatılıp adeta yalnızlığa ve yoksunluğa terk edilmek istenmektedir. Bu değerlendirmelerin ışığında taleplerimiz:

1)Emeklilerin sendikalarına karşı açılmış kapatma davaları geri çekilmeli, Valilikler bu davalara taraf olmamalıdır.

2)Uluslararası sözleşmeler ve 25 yıldır emeklilerin zorluklarla baş ederek sürdürdüğü kazanımlar ve sendikal örgütlenmesi tanınmalı, anayasal güvence altına alınmalıdır.

3)En düşük emekli aylığı brüt asgari ücret tutarına yükseltilmelidir.

4)Emekliler arasındaki ücret dengesizliği bir an önce giderilmeli, buna ilişkin intibak yasası emekliler daha fazla mağdur edilmeden çıkarılmalıdır.

5)Yılda 4 sefer aylık tutarında ikramiye verilmelidir.

6)Sağlık hizmetleri tamamen kamusal olmalı, kamu eliyle yürütülmelidir. Özelleştirmeden vazgeçilmelidir.

7)Emeklilerden sağlık ve tedavi katkı payları alınmamalıdır.

8)Ekmek, et, su, elektrik, doğalgaz gibi temel ihtiyaç ürünlerine zam yapılmamalıdır.

9)Salgına karşı tedbir adı altında uygulamaya konulan ve bizleri eve kapatmaya yönelik uygulamalardan bir an önce vazgeçilmelidir.

10)Salgın koşullarında yaşlılara, kronik rahatsızlığı olanlara yerel ya da merkezi yönetim tarafından destek verilmeli, ihtiyaçları karşılıksız olarak karşılanmalıdır.

Tüm Emekli Sen bütün şube ve temsilcilikleri ile bu süreçte taleplerimizin karşılanması için gerekli etkinlik ve eylemliliklerini ısrarla ve inatla sürdürecek, bu gün olduğu gibi demokratik tepkisini her platformda dile getirecektir” dedi.

 

Editör: TE Bilisim