Abant İzzet Baysal Üniversiteli Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Fevzi Engin, 701 sayılı KHK ile Abant İzzet Baysal Üniversitesinde meslekten ihraç edilen öğretim üyeleri hakkında açıklamalarda bulundu. Engin, “iktidarın ve yaklaşık iki yıldır devam eden Olağanüstü Hal rejiminin üniversitelere ve öğretim elemanlarına yönelik yaklaşımının ve süregelen hukuksuzluğun son halkasıdır. Haklarında herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı olmaksızın görevlerinden uzaklaştırılmışlardır ve bu uygulama, kanunlara da anayasaya da açıkça aykırı bir durum teşkil etmektedir” dedi.

OHAL’in kaldırılması, bundan sonraki sürecin OHAL mantığı içerisinde değil, hukuk devleti ilkelerine, yasalara ve anayasaya uygun olarak yürütülmesini gerektirmektedir” diyen Fevzi Engin, “bağımsız yargı süreci işletilmelidir” şeklinde konuştu.

Engin açıklamasını şu şekilde sürdürdü; “8 Temmuz 2018 tarihinde yayınlanan 701 sayılı KHK ile “Bu Suça Ortak Olmayacağız” adlı bildiriye imza atan Abant İzzet Baysal Üniversiteli Öğretim Elemanları Derneği ve Eğitim-Sen üyeleri Bahadır Aydın ve Selime Güzelsarı ile Eğitim-Sen üyelerinden Ülkü Güney ve Orhan Kaya üniversitedeki görevlerinden ihraç edilmişlerdir.

Bu ihraçlar,  iktidarın ve yaklaşık iki yıldır devam eden Olağanüstü Hal rejiminin üniversitelere ve öğretim elemanlarına yönelik yaklaşımının ve süregelen hukuksuzluğun son halkasıdır. Arkadaşlarımız, tıpkı daha önceki ihraçlarda olduğu gibi, haklarında herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı olmaksızın görevlerinden uzaklaştırılmışlardır ve bu uygulama, kanunlara da anayasaya da açıkça aykırı bir durum teşkil etmektedir.

OHAL’in kaldırılması, bundan sonraki sürecin OHAL mantığı içerisinde değil, hukuk devleti ilkelerine, yasalara ve anayasaya uygun olarak yürütülmesini gerektirmektedir. Dolayısıyla bu sürecin muhatabı OHAL komisyonları değil, evrensel hukuk kriterlerine göre yargılamada bulunacak mahkemeler olmalı, bağımsız yargı süreci işletilmelidir.

“MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Hukuk devletinin, bağımsız yargının ve bir arada barış içerisinde yaşadığımız demokratik bir ülkenin inşası mücadelesiyle özgür, laik ve bilimsel eğitim mücadelesinin birbirinden ayrıştırılamayacağı açıktır. Biz eğitim ve bilim emekçileri, her türlü baskıya rağmen, bundan sonra da dayanışma içerisinde ve omuz omuza, gelecek güzel günler ve aydınlık bir Türkiye için mücadele etmeye devam edeceğimizi bu vesileyle bir kez daha kamuoyuna bildiririz.”

 

 

 

Editör: TE Bilisim