Özel Çağsu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Ayşen Tuğba Canbasoğlu Yılmaz, Epilepsi (Sara Hastalığı) hakkında açıklamalarda bulundu. Canbasoğlu,  dünyada en sık görülen kronik hastalıklardan epilepsinin doğru teşhis ve tedaviyle yok edilebileceğini ifade etti.

Haber: Aslı Akış

Toplumda sara hastalığı olarak bilinen epilepsiye dair birçok doğru sanılan yanlış söz konusu. Peki bu yanlışlar nelerdir? Özel Çağsu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Ayşen Tuğba Canbasoğlu Yılmaz anlattı. Canbasoğlu, Epilepsi nöbetinin, beyin normal aktivitesinin, sinir hücrelerinde geçici olarak meydana gelen anormal elektriksel aktivite sonucu bozulması ile oluşan klinik bir durum olduğuna işaret ederek, halk arasında “Sara Hastalığı” olarak da bilinen epilepsinin, kendini epileptik nöbetler ile gösterdiğinin altını çizdi.

Epilepsi nedir ve tanısının kişilere nasıl konulduğunu dile getiren Özel Çağsu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Ayşen Tuğba Canbasoğlu; “Epilepsi hastalığı halk arasında sara hastalığı olarak bilinen beyindeki sinir hücrelerini alektiksal aktivasyonu anormal deşarjı olarak tanımlanmaktadır.

“HASTANIN ÖYKÜSÜ ÖNEMLİ”

Epilepsi hastaları genelde bizim polikliniğimize çevrelerindeki bilir grup insanla gelirler. Çünkü nöbet geçirdikleri zaman, eğer ilk defa oluyorsa şayet büyük şaşkınlık ve panik halinde, işte hastam düştü, bayıldı, ağzından köpük geldi şeklinde geliyorlar bize. Aslında bizim için en önemli şey burada anamnez dediğimiz hastanın öyküsüdür. Hasta ya da hasta yakını, genelde hasta yakını tabi ki bize daha iyi anamnez verebiliyor. Çünkü o an hastanın bilinci olmuyor. Anlatırlar bize, hocam nöbet şu  şekilde oldu, şöyle oldu, şöyle kasıldı. Bunu bize güzel bir şekilde ifade ettikleri zaman aslında biz tanımızı %90 koymuş oluyoruz hastaya. Tabi ki yardımcı tanı yöntemleri de var. Bunlar Elektronografi dediğimiz EEG’dir. Bu EEG’deki amaçta zaten az önce epilepsi hastalığını anlatırken size beyindeki sinir hücrelerinin anormal aktivasyonu deşarjı demiştim. Oradaki anormal deşarjı ölçmeye yarayan bir tanı yöntemidir EEG. EEG bize birçok yol gösterir. Ayrıca beyinde yapısal bir bozukluk varsa kranial mr veya çekilemiyorsa da beyin tomografisinde büyük ölçüde yardımı olabilir” açıklamasında bulundu.

EPİLEPSİ HASTALIĞI KALITSAL BİR HASTALIK MIDIR?

Epilepsi’nin daha çok kimlerde görüleceğini ifade eden Uzm. Dr. Ayşen Tuğba Canbasoğlu kalıtsal bir hastalık olup olmadığına ilişkin da konuştu. Canbasoğlu; “Epilepsi hastalarının aslında birçoğunda biz neden bulamayız. Ailede de epilepsi hastalığı bulunmayabiliyor ama bilinen nedenlere bakıldığı zaman ne yazık ki genetik faktörler rol oynayabiliyor. Şunu da belirtmek isterim. İlla annesi veya babası da epilepsi hastalığı varsa %100 çocuğa aktarılacak bir durum değildir. Bu konu genetik bir durumdur. Yani oladabilir olmayadabilir.  Epilepsinin bilinen nedenleri arasında tabi ki genetik faktörler rol oynamakla beraber geçirilen kafa tranvası, geçirilen beyinsel damar hastalıkları, dejeneratif hastalıkları, enfeksiyonlar, tümörler bunlarda epilepsiye neden olabiliyor.

DAHA ÇOK KİMLERDE GÖRÜLÜYOR?

Epilepsi aslında tüm yaş gruplarında görülebilmekle beraber en çok en sık gördüğümüz yaş grupları bebeklik dönemiyle, 60 yaş üstü insanlarda daha sık görmekteyiz” şeklinde konuştu.

“ÖNEMLİ OLAN ERKEN TANI VE TEDAVİ”

Özel Çağsu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Ayşen Tuğba Canbasoğlu, epilepsi nöbetleri ne şekilde geldiğine dair bilgiler vererek; “Genelde herkesin sara nöbeti tabir ettikleri, işte bilincini kaybetti, aniden düştü, vücudundan ciddi bir kasılma oldu, dişlerini kitledi, ağzından köpük geldi dediğimiz klasik bir nöbet tipimiz vardır. Biz bunu jeneralize klinik bebek diyoruz. Ancak bunun dışında yüzlerce nöbet tipi vardır. Aslında ben bu konuya özellikle önem vermek istiyorum. Çünkü çoğu nöbet tipi aslında gözden kaçıp epilepsi tanısı almayıp başka türlü hastalıklar şeklinde yorumlanabiliyor. Örneğin, çocukluk çağında bazı çocuk hastalarda okul başarısından düştüğü söz ediliyor. O çocuklarda 10 sn-15 sn. boyunca gözünü bir noktaya dikme şeklinde apsans nöbetler olabiliyor. Buda bir epilektif nöbettir. Sadece gözünü bir noktaya dikiyor ve 10sn-15sn sonra günlük hayatına geri dönüyor. Buda bir nöbet şeklidir veya neo klinik nöbet dediğimiz kolun-bacağın aniden atması şeklinde. Buda bir nöbet tipidir. Hatta bunu aileler genelde “benim çocuğum çok sakar. Elindeki her şeyi düşürüyor” diyor. Aslında bunu iyice irdelediğimiz zaman buda bir nöbet şeklidir. Hiç bilinç kaybı olmaksızın sadece o an sorulan sorulara cevap vermeksizin sadece ağzını şapırdatma, elinde ani düzenli hareketlerle, anlamsız hareketlerle o hareketi tekrarlaması bir nöbet çeşidi olabilmektedir. Tabi ki burada önemli olan erken tanı ve tedavi”  ifadelerini kullandı.

“ZEKA GERİLİĞİNE KADAR SONUÇLANABİLİR”

Epilepsinin tanısının geç konulmasının kişiye ne kaybettirdiğini de aktaran Canbasoğlu; “Eğer bir kişi sürekli epilepsi nöbet geçirirse tabiki bunun beyinde yarattığı bir tahribat vardır. Hatta  mental retardasyon  dediğimiz zeka geriliğine kadar sonuçlanabilir. O yüzden ne kadar erken tanı ve tedavisi verilirse o kadar beyindeki bu zararı bu sinir hücrelerinin harabiyetini önlemiş oluruz. O açıdan gerçekten çok önemlidir tanı ve tedavinin erken konulması” diye konuştu.

KRONİK BİR RAHATSIZLIK MIDIR?

Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Ayşen Tuğba Canbasoğlu, herkesin nöbet şekli, nöbetinin tipi ve  epilepsi hastalığının süresi farklılık arz edebildiğine dikkat çekerek; “Yine üstüne basa basa söylemek istiyorum. Ne yazık ki günümüzde ‘google’ gibi arama motorları var. Epilepsi deyince en iyi senaryodan en kötü senaryoya kadar yüzlerce bilgiler dolaşıyor. Hastalık yoktur, hasta vardır. Herkesin nöbet şekli, nöbetinin tipi, epilepsi hastalığının süresi farklılık arz edebiliyor. Genelde kronik bir hastalıktır ancak bazı hastaların nöbeti yılda 1 kere olabiliyor, yıllarca olmayabiliyor. Bazılarının ne yazık ki, her gün olabilir. Bu kişiden kişiye çok farklılık gösteren bir durumdur. O yüzden hastalardan epilepsimiyim hayatım boyunca hastalık geçirecek miyim korkusuna kapılmasınlar. Önemli olan düzenli ilaçlarını kullanmaları düzenli doktor kontrolüne gitmeleri gerekiyor” şeklinde konuştu.

“EPİLEPSİ İLAÇLARI SADECE NÖBET GEÇİRMEYİ ENGELLEYİCİ TEDAVİ ŞEKLİDİR”

Epilepsinin tedavi yöntemi konusunda “Ne yazık ki daha epilepsiye neden ve etken olan patolojiyi çözecek bir tedavi metodu yoktur” diyen Canbasoğlu; “Şuanda verilen epilepsi ilaçları sadece nöbet geçirmeyi engelleyici tedavi şeklidir. Ama yine de bu elimizdeki olan en önemli kozdur. Çünkü ne kadar nöbet geçirmezsek hastalığın yaşam kalitesi artacaktır. Bazı durumlarda epilepsiye neden olan beyinde tümör var. Tümörün alınması epilepsiyi tamamen ortadan kaldırabilir Ve ya beyindeki yapısal hastalıklar nöbet geçirmeye neden olan odaklar olabilir. Bunlar tespit edilip çıkarılabilirse bu da tamamen epilepsiyi ortadan kaldırabilir” dedi.

“HER ŞEY NÖBETE SEBEP OLABİLİYOR”

Epilepsinin diğer hastalıklar ile ilişkini anlatan Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Ayşen Tuğba Canbasoğlu nöbet geçirme aralığından bahsetti. Canbasoğlu, “Örneğin hastamız inme geçirdi. İnme geçiren hastalarımızda nöbet görebiliyoruz. Beyindeki dejenetif hastalıklarda bahsettim. Alzheimer hastalığı da epilepsiye neden olabiliyor. Bir insanın kan şekeri ileri derecede düştü. Atağa girdi, oda bir nöbete sebep olabiliyor. Beyindeki sinir hücrelerini etkileyecek her şey nöbete sebep olabiliyor. Kişiden kişiye çok değişiklik gösterir. Bazı kişiler ne yazık ki, dirençli epilepsi türleri de var. İkili, üçlü antiepilektif ilaca rağmen nöbetleri geçmeyen hastalarımızda olabiliyor. Ama bazı nöbet tiplerinde çok hafif seyredip, bir ilaç alıyor. En ufak dozda almasına rağmen uzun süre hiç nöbetsiz olabiliyor. Özellikle bazı psikiyatrik ilaçların ani başlanıp, ani sonlandırılması nöbete sebep olabilir” ifadelerini kullandı.

EPİLEPSİ’DE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR NELER?

Epilepsi ’de doğru bilinen yanlışları tek tek sıralayan Canbasoğlu; “Bana şöyle hastalar geliyor. Karı-koca evlenecek mesela. Birisinde epilepsi var. Çocuğuma geçer mi? Ne yapalım? Sonuçta bir hastalık. Tedavisi mümkün olmayan bir hastalık değil. Uygun yaşam tarzı. Açlık, stres, uykusuzluk bunlar nöbeti tetikleyen şeyler. Eğer bir hasta da epilepsi hastalığı varsa bunlara dikkat edecek. İlacını düzenli kullanacak. Bununla yaşamayı öğrenmesi gerekiyor. Sonuçta ölümcül bir hastalık değil. Tedavisi düzgün alındığı takdirde bilinçli olmak çok önemli. Ailelerin epilepsi hastalarına destek olması da çok önemli. Epilepsi hastalarında genellikle gece uykusu uyumak çok önemli olduğu için vardiya usulü çalışmalarını çok uygun görmüyorum. Özellikle ciddi, dirençli epilepsileri varsa. Bunlara dikkat etmeleri gerekiyor” diye konuştu.

“AKRABA EVLİLİĞİNDE EPİLEPSİ GÖRÜLME SIKLIĞI DAHA FAZLA”

Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Ayşen Tuğba Canbasoğlu, açıklamasının sonunda epilepsinin genetik bir rolü olduğuna değinerek; “Epilepsinin genetik bir rolü olduğu için bizim ülkemizde de akraba evliliği yoğun olduğu için özellikle akraba evliliği olan durumlarda epilepsi görülme sıklığı daha da artış gösterebiliyor. Çünkü iki birey akrabaysa ve epilepsiye zemin oluşturacak eğilimleri varsa bunlar birleştiği zaman tabi ki risk daha fazla yükselmiş oluyor” dedi.

 

 

Editör: TE Bilisim