Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe Başkanı Ersan Türkoğlu, yanlış tarım politikalarının üretici ve çiftçiyi zor durumda bıraktığını belirten açıklamada bulundu. Türkoğlu; “Çiftçimizin, tüketicimizin ve gelecek nesillerin vebali bizden çok ülkemizi yöneten siyasi iktidarın ve kamu görevlilerinin üstündedir” dedi.

Haber: Aslı Akış

CHP Bolu Merkez İlçe Başkanı Ersan Türkoğlu, AK Partili siyasetçiler ile birlikte kamu kurum yetkililerine çağrı yaparak; “Ülkemizin biran önce tarım ve hayvancılıkta yerli ve milli üretim politikasına geçmesi konusunda bizimle beraber yanlışları, eksikleri güçlü bir şekilde dile getirmeleridir” diye belirtti.

Ersan Türkoğlu, yerli ve milli kavramının kullanılmasına karşın vatandaşın sofrasının yerli olmadığını söyleyerek; “Yanlış tarım politikaları Türkiye’yi dünyanın dört bir yanından gıda almak zorunda bıraktı. İktidarın her fırsatta ‘yerli ve milli’ kavramını kullanmasına karşın, vatandaşın sofrası yerli olmaktan çıktı. Canlı hayvan ve karkas etle sınırlı kalmayıp samandan bakliyata, patatesten fıstığa sıçrayan tarım ithalatı, vatandaşın sofrasını da yerli olmaktan çıkardı.

“SOFRALAR YERLİ OLMAKTAN UZAKLAŞTI”

Kurban Bayramı yaklaşırken hayvancılıkla uğraşan köylümüzü mağdur edip Kurban kesmeyi düşünen yurttaşımızın dini duygularını rant fırsatı olarak görenlerin canlı büyükbaş ve küçükbaş hayvan ithalatı başladı bile. Buğday, pirinç, et ve bakliyat derken gıda ve tarım ürünlerinde ithal edilmedik ürün neredeyse kalmadı. Türkiye’nin fiyatı artan her gıda ve tarım ürününde ithalata başvurması, ‘yerli ve milli tarım’ laflarını da pek çok alanda olduğu gibi burada da havada bıraktı. Buğday ve mısırın Rusya’dan, pirincin Rusya ve ABD’den, kuru fasulye ve nohut gibi bakliyatların Hindistan, Meksika ve Kanada’dan ve kırmızı etin de Polonya, Fransa ve Bosna Hersek’ten ithal edildiği düşünüldüğünde, vatandaşın öğle ve akşam yemeklerinde kurduğu sofralar da yerli olmaktan uzaklaştı. Buna göre bakliyat ağırlıklı öğlen yemekleri Arjantin, Meksika, Kanada ve Hindistan’dan gelen ürünlerden oluşurken, et ağırlıklı akşam yemekleri de Meksika ve Fransa’dan, Uruguay’a uzanıyor. Uskumru, somon, orkinos ve sardalyadan oluşan bir balık sofrası ağırlıklı olarak Norveç’ten gelen ürünlerle kuruluyor” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE 224 TON KANATLI ETİ İTHALATI YAPTI”

Beyaz et üretiminin dışa bağlı olduğunu ve Irak ve Macaristan’dan ithalat yapıldığını ifade eden Türkoğlu; “Ülkemizde tavukçuluk sektörünün geliştiğini en iyi bilen illerin başında geliyoruz. Başta ilimiz olmak üzere binlerce çiftçinin, işçinin, tedarikçinin ekmek yediğini tavukçuluk sektörü yurt dışına et ihraç etmek için çırpınırken, iç piyasalardaki dalgalanma ve maliyetlerin diğer ülkelere göre fazla olmasından sebep Türkiye geçen yıl 224 ton kanatlı eti ithalatı yaptı. Resmi kayıtlara göre bu ithalatın yüzde 90’ını Irak’tan, yüzde 9’unu da Macaristan’dan gerçekleştirmişti. Şaka gibi ama bu durumda fiyatı kırmızı ete göre daha ucuz olan beyaz etli sofraların da ucu da Irak ve Macaristan’a kadar gidiyor. Diğer yandan 2017’deki balık ihracatının yüzde 50’lik kısmını Hollanda, İtalya, Almanya, Rusya ve İngiltere’ye yapan Türkiye, aynı yıl bu ülkelere alabalık, çipura ve levrek gibi ürünleri ihraç etti. 2017’deki balık ithalatının çoğunluğu ise uskumru, somon, orkinos ve sardalyadan oluştu. 2017’de en fazla balık ürünleri ithalatı yapılan ülke, yüzde 35’lik payla Norveç oldu. En çok tartışılan konulardan birini de bakliyat ürünlerinde yapılan ithalat oluşturuyor” şeklinde konuştu.

“YANLIŞLAR DİLE GETİRİLMELİ”

Türkiye ihtiyaç duyduğu baklagilin yüzde 95’ini üretilebilecek potansiyele sahip olduğunu kaydeden Türkoğlu; “Buna rağmen son 15 yılda kuru fasulyede yüzde 50, nohutta yüzde 46, börülcede yüzde 40 oranında üretim alanı azaldı. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’na göre, 2011-2015 arasında piyasaya yılda ortalama 517 bin ton nohut verilirken, aynı yıllar için yılda ortalama 484 bin ton nohut ancak üretilebildi. Türkiye 2011’e kadar nohutta net ihracatçı iken, 2012’den itibaren durum tersine döndü. Türkiye’nin 2003- 2011 yılları arasındaki toplam nohut ihracatı 882 bin ton (619 milyon dolar), ithalatı ise sadece 37 bin ton (37 milyon dolar) iken, 2012’den Ekim 2017 tarihine kadar ise, toplam ihracat 127 bin tonda (149 milyon dolar) kalırken, ithalat 265 bin tona (338 milyon dolar) yükseldi. AKP’ye ilimizde gönül veren siyasetçi arkadaşlarımıza ve kamu kurumu yetkililerine çağrımız ülkemizin biran önce tarım ve hayvancılıkta yerli ve milli üretim politikasına geçmesi konusunda bizimle beraber yanlışları, eksikleri güçlü bir şekilde dile getirmeleridir. Çiftçimizin, tüketicimizin ve gelecek nesillerin vebali bizden çok ülkemizi yöneten siyasi iktidarın ve kamu görevlilerinin üstündedir”dedi.

Editör: TE Bilisim