Sayın Okurlar;

Olgun ve dolgun düşünceler, konularını ele alırken, ne dereceye kadar kendilerini ilgilendirip ilgilendirmediğine bakarlar, dolayısıyla her konuya (al gözüm, dikkat eyle) deyip balıklama dalmazlar. Böyle olunca pek tabii girmeden evvel de çıkmayı düşünürler. Örneğin; Korona virüs hakkında profesörler, uzmanlar konuya büyük bir dikkatle yaklaşırken ve beyanda bulunurlarken (seviyesiz, serseri düşünce neredeyse koronanın kitabını yazdım) diyecek kadar sivriliyor. Bu türden olanların hepsini topla, avami kültürle beslendikleri için altında gevezelik, seviyesizlik ve boylu boyunca cahillik yatar. Sözümüzü bir güzel darbımeselle bitirelim. Ne olduğu belirsiz iki uyduruk eşkıya, birbirlerini de istemedikleri halde bir gün tesadüfen karşı karşıya gelirler. Birbirlerini sevmiyorlar ama dilleri kaşındığı için selam vermek durumunda kalıyorlar. Bu arada küçüğü söz alıyor ve şöyle söylüyor: (Ağabey; Yetmiş iki bin alemi gezdim. Gördüğüm, şu dünyada bugüne kadar iki büyük babayiğit eşkıya tanıdım. Birisi sensin ama diğerini de söylemiyorum) diyor. Bu arada büyük yaştaki olan uyduruk eşkıya karşılık olarak şu cevabı veriyor: (Yavrum; Onu bilmeye ne var ki, elbette diğeri de sensin) diyor ve sarılıyorlar.

BUYURUN BURADAN YAKIN.