Sayın Okurlar;

Bütün siyasi mülahazalardan, ayrıca etki ve tepkilerden uzak olarak ve de buradan da hareketle diyorum ki:

Düşünce şeytan, dil yalan olursa, sebebi yanlış akıldır. Bir gerçekte odur ki (insan, düşüne düşüne görmeli işi, sonucunda da pek tabi, pişman olmamalıdır kişi)

Söz demek, isteğinde düşünüp bir etraf

            Sonra irad-ı kelam demeye kimse güzaf.

                                                                       Ahmet Raşit

            Bir sözü söylemeden önce, düşün sonrasını,

            Tartmadan söylenen her kelime, ruhu sıkar.

                                                           Tahir Nadir Ozanözgü

Sayın Okurlar;

Şeytanla kabak ekenin, kabak başında patlar; şaşıran şaşkın ördek de, bunun için kıçtan dalar. Şeytan ile ortak ekenler, işte bunun için buğdayın tanesini değil, sapını alırlar. Büyüklerimizde çoğu zaman söylemişlerdir: ‘’Şeytan ve şer akıllarla yola çıkılmaz, dostluğuna güvenilmez. Çünkü onların sevgisi de saygısı da bir şimşek yalaması gibi anlıktır, gözün nurunu çalar ve gider.‘’ Hepsi bu kadardır. Bir başka gerçekte odur ki insan, konuşmadan önce düşünür; hareket etmeden önce ölçer. İnsanoğlu ayıp aramaya çıkıyorsa (ayıbını gizleyene kadar, bu türden bir düşünceyi yanına yaklaştırmasaydı daha faziletli olurdu.) Bilinmelidir ki düşüncenin gücü, zekanın gücüdür. Nitekim akıllı, olgun ve dolgun bir düşüncede insanoğlunun, beş büyük duyusu da, kolay kolay hataya düşmez. Kurtlu beyinde, kurtlu düşünceler olur. Burada ağız, dil, göz, kulak, el, ayak yanlış yapıyorsa sorumlusu, kafadaki bu beceriksiz akıl ve düşüncedir. Kaptanın, düz kontak ve çatlak olduğu yerde, geminin karaya oturmasına şaşılmaz. Kaleni serseriye, düşünceyi deliye bırakırsan, ilk hedef tahtası da sen olursun. Böyle olunca, huzur, güven, barış sonsuza kadar bize görünmez. Dolayısıyla it ile yatan, bit ile kalkar. Her hakikatin, gerçeğin ömrü sonsuzdur. Elmas gibi olanlar, yandıkları zaman dahi ne yerde külü, ne de gökte dumanı olmaz. Okunu hedeften öteye atan okçu, okunu ulaştıramayan okçudan daha başarılı değildir. Hiçbir insan, ölçüsüz tenkit veya aşırı metih kadar zararlı olamaz. O zaman, bir gün, bir Molla Kasım çıkar, yanlışlara (Dur bakalım, ağır ol batman gel) der. NETİCE İTİBARİYLE, DÜNYADA OKUMUŞ VEYA OKUMAMIŞ, NE KADAR SONRADAN GÖRMÜŞ, TERBİYEDEN NASİBİNİ ALAMAMIŞ BÖYLECE, HOP OTURUP HOP KALKMIŞ BİR NEVİ ÇEKİRGE MİSALİ YERLİ YERSİZ ZIPLAYAN ARIZALI KAFALAR VARSA, HEPSİ DE BİNDİKLERİ DALI KESMİŞ, KUYULARINI DA BİRBİRLERİNİN YANINA AÇMIŞLARDIR. YÜCE YARATAN, HİÇ KİMSEYİ GÜZEL VE DOĞRU BİLDİĞİ YOLDAN AYIRMASIN. Özetle güzellikleri bilen insan, güzellikler diyarına, çirkinleri bilen insan çirkinlik diyarına giderler. Belki faydalı olamayabiliriz ancak KESİNLİKLE ZARARLI OLMAMAYA DİKKAT EDECEĞİZ. YÜCE YARATAN, BUNUN İÇİN DAİMA DOĞRULARIN YANINDADIR. Ölürsek yer beğensin, kalırsak el beğensin. EN BÜYÜK DOSTUN DA, TOPRAK OLDUĞUNU UNUTMAYALIM.