Ebeveynlerden buna benzer cümleleri sıklıkla duyarız. Çocuğun okula gitmemek istememesi karşısında endişelenen ebeveynler ne yapacağını bilemez ve çaresizlik duygusuna kapılırlar.

Çocuklarının bunu yaşamasının sebebini de bazen anlayamazlar. Ebeveynlere göre okul güzeldir ve çocuğun içerisinde bulunduğu bu süreç için mantıklı bir sebep olmayabilir. Ancak çocuk için gerçekler pek de öyle değildir. Okula alışmakta zorluk çeken, okula gitmek istemeyen ve minik bedenleri fiziksel olarak tepki göstermeye başlayan çocukların yaşadıkları bu ‘okul fobisi’ sürecin altında yatan bir çok sebep vardır.

“PEKİ, BU SÜRECİN ALTINDA NELER YATIYOR?”

Çocuklar kendilerini huzurlu hissettikleri güvenli alanları olan evlerinden ayrılmak istemeyebilirler. Özellikle Covid-19 ile birlikte yüz yüze eğitime verilen böyle uzun bir aranın ardından çocuklar için okula dönüşü zorlaştıran bir sebeptir.

Çocuk okula gidileceği zaman yaşadıkları endişe, kaygı ve korku gibi duyguları öfke ile alt etmeye çalışabilirler ve bu durum aile içi öfke krizlerine dönüşebilir. Sabah okula gitmek için erken kalkmak çocuklar için başka bir kaygı unsurudur. Sabah okula gideceklerini bilen çocuklar uyku problemleri yaşayabilirler. Evden ayrı kalma korkusu, öğretmenden korkma, soruyu bilememe, akademik başarısızlık kaygısı, arkadaşları ile iletişime geçememe, arkadaşları tarafından dışlanma ya da zorbalığa maruz kalma gibi bir çok sebep olabilir.

Tüm bunlara ek olarak çocuğun yaşadığı zorlukların altında özel öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, bilişsel ve fiziksel gelişimsel geçilme gibi özel eğitim gereksinimi duyması yatıyor olabilir.

Öğrenme güçlüğü genellikle İlkokul döneminde fark edilmeye başlıyor. Çünkü okuma yazma, matematik dersi, daha mantıksal bağlantılar gerektiren problem çözme becerisi gibi durumlar ortaya çıkıyor.

OKUL ÖNCESİ DÖNEM BELİRTİLERİ NELERDİR? 

- Konuşma ve telaffuzun gecikmesi,

- Eşyaların isimlerini hatırlamada güçlük,

- Kavram gelişiminin zayıf olması (büyük-küçük, kalın-ince gibi kavramları anlayamaz, karıştırır),

- Motor gelişimin yavaş olması,

- Bisiklet sürmek gibi koordinasyon gerektiren faaliyetlerde zorluk çekme,

- Hecelerin yerini değiştirme,

- Renkleri, sayıları öğrenmede güçlük, yaşına ve gelişim dönemine uygun kelime dağarcığına sahip olmama olarak sıralanabilir.

İLKOKUL DÖNEMİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

- Yazı yazarken kullandığı el tercihinin netleşmemiş olması,

- Okumayı öğrenmede güçlük,

- Yanlış ve yavaş okuma, okuduğuna anlamlandıramama (olaylar arasındaki ilişkileri anlayamama),

- Okurken hece ya da satır atlama, yazı yazma geç öğrenme, yazı yazmak istememe,

- Sıklıkla yazım yanlışı yapma, harfleri, sayıları karıştırma (6-9, m-n, b-d),

- Dikkat ve konsantrasyon sorunu, işlemleri zihinden yapmak yerine parmak hesabı yapma,

- Saati, takvimi, çarpım tablosunu öğrenmede güçlük,

- Öyküleri anlatırken başını, ortasını, sonunu karıştırma,

- Aritmetik becerilerde zorluk olarak sıralanabilir.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ise dikkatsizlik, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik ile karakterize nörogelişimsel bir bozukluktur DEHB, çocuklarda en sık görülen psikiyatrik durumlardan biridir. Erkek çocuklarında kızlara göre daha sık görülür. Belirtileri erken çocukluk döneminde başlasa da en çok okul hayatında belirgin hale gelmeye başlar.

Belirtileri nelerdir?

- Dikkat eksikliği,

- Derse odaklanma ve dikkatin sürdürülmesinde problem,

- Unutkanlık,

- Eşya kaybetme,

- Dış uyaranlarla (gürültü, kalabalık gibi) dikkatin çabuk dağılması,

- Kendisiyle konuşulurken dinlemiyormuş gibi görünme,

- Dikkatsiz hatalar yapma,

- Ders sırasında konuşma,

- Sınıfta oturmakta güçlük çekme,

- Sürekli yerinden kalkma isteği,

- Sonucunu düşünmeden yapılan hareketler,

- Sabırsızlık ve lafa dalma olarak sıralanabilir.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşayan bir çocukta bu belirtilerin hepsinin aynı zamanda bulunmayabilir.  DEHB için alt tipler tanımlanmıştır. Birinci grupta ‘sadece dikkat eksikliği’ görülmektedir. Bu çocuklar sessiz ve sakin oldukları için genellikle okuldan hiç şikâyet gelmez. Ancak dalgın olduklarından okuldan akademik bir kazanç sağlayamazlar ve genellikle hiperaktif olan gruba göre daha geç tanı alırlar. İkinci grup ‘hiperaktivitesi olan ancak dikkatte bozulma görülmeyen grup’tur. Üçüncüsü ise ‘hem dikkat eksikliği hem de hiperaktivitenin bir arada görüldüğü çocuklardır.

Bilişsel, fiziksel ve ya dil gelişimsel alanda gecikme yaşayan çocuklar da ise hareket etme, iletişim kurma, düşünme, öğrenme ya da başkalarıyla davranış biçimlerinde farklılıklar gözlemlenebilir. Bu durum çocuğun belirli bir yaşın beklediği becerileri kazanmada sürekli olarak geride kaldığı anlamına gelir. Gelişimsel bir gecikme sadece bir alanda veya birkaç bölgede olabilir. Küresel bir gelişimsel gecikme, çocukların en az iki alanda gecikme yaşamasıdır. Gelişimdeki anormal gecikmeler, bir çocuğun motor, konuşma, dil ve sosyal becerilerini etkileyebilir.

Belirtileri nelerdir?

- Çocuğun boy ve kilosunun yaşıtlarından çok geride seyretmesi,

- Konuşma gecikmesi,

- Yürüme, koşma gibi becerilerde geç kalma,

- Konuşma üretme güçlükleri,

- Nefes alma da güçlükler,

- Yavaş dil gelişimi,

- Başkalarıyla etkileşim kurma da güçlük,

- Çoğunlukla düşünme, öğrenme ve anlama, problem çözme, muhakeme ve hatırlama ile ilgili zihinsel aktiviteler geri kalma,

- Bununla birlikte belirli gruplara ayrılan motor, sosyal veya dil becerilerini gelişmemesi,

- Saldırganlaşma ve hırçınlık olarak sıralanabilir.

Bazı durumlarda geri kalan beceriler hemen öğrenme güçlüğü ya da gelişimsel gerilik olarak adlandırılmamalıdır ancak bu belirtiler gözlemlendiğinde ebeveynlerin dikkat etmesi gerekmektedir.  Unutmayın ki her çocuk farklı öğrenir. Öğrenme ve gelişim süreçlerinde çocuğun yaşadığı zorlanmalar karşısında çocuğu anlamak ve yanında olduğunuzu hissettirmek en önemsidir. Bununla birlikte bir uzmandan yardım istemek çocuğun akademik, sosyal ve duygusal gelişimini desteklemek adına oldukça önem taşıyor.

“ÜCRETSİZ DESTEK VERMEYE HAZIRIZ”

Özel İz Akademi Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi çocukların ve ebeveynlerin yanında olmaya devam ediyor.

 

 

Editör: TE Bilisim