Bolu Sosyal Güvenlik İl Müdürü Mehmet Hanefi Taştan, kayıt dışı istihdamla topyekûn mücadele ettiklerini vurgulayarak, Bolu Sosyal Güvenlik Kurumu olarak işleyişleri ve çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi.

Haber: Aslı Akış

Kayıt dışı istihdam, Türkiye'nin önemli sorunlarından biri. Hem işçiye hem de işverene büyük zarar veren kayıt dışı istihdam, devletin ekonomisini de olumsuz yönde etkiliyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) da kayıt dışı istihdamın önlenmesi adına denetimlerini aralıksız sürdürüyor. Tüm yurt genelinde olduğu gibi Bolu’da da kayıt dışı istihdamın önlenmesi adına Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan çalışmaları Bolu Sosyal Güvenlik İl Müdürü Mehmet Hanefi Taştan anlattı.

“FARKINDALIK OLUŞTURULMASI ÇOK ÖNEMLİ”

İl binasında düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, sosyal güvenlik kurumu olarak çözüm odaklı bir yaklaşımla sorunların üstesinden geldiklerini kaydeden Mehmet Hanefi Taştan; “Sosyal Güvenlik Kurumumuzca yürütülen hizmetlerde etkinliğin sağlanması açısından gerek işçilerimizin, gerek esnafımızın, gerekse işverenlerimizin farkındalığının artırılması, verimli bir sosyal güvenlik uygulaması bakımından olmazsa olmazımızdır. Sosyal Güvenlik Kurumu olarak, çözüm odaklı ve katılımcılığı teşvik eden bir yaklaşımla sorunların üstesinden gelebileceğimizi değerlendiriyoruz. Bu amaçla sigortalılık, kayıt dışı istihdam ve benzeri kritik konularla ilgili yürütülen çalışmalarda, Kurum uygulamalarımızı doğru bir şekilde kamuoyuna aktarmayı son derece önemsiyoruz” diye konuştu.

“SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ PANDEMİ SÜRECİNDE BAŞARILI BİR SINAV VERDİ”

SGK’nın öneminin pandemi döneminde bir kez daha anlaşıldığına işaret eden Taştan; “Kurumumuzca yürütülen hizmetlerin önemi, küresel çapta yaşanılan COVID-19 salgını sebebiyle bir kez daha ortaya çıkmıştır. Tüm dünyayı derinden etkileyen, COVID-19 salgını sürecinde çoğu ülkede sağlık sistemleri iflas etme noktasına gelirken, sağlam temeller üzerine inşa edilen genel sağlık sigortası sistemimiz sayesinde ülkemiz Dünyaya örnek teşkil edecek bir başarıya imza atmıştır” ifadelerini kullandı.

“SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ BİRÇOK FAYDA SAĞLAR”

Sosyal güvenlik sisteminin sigortalı çalışan kişilere pek çok fayda sağladığının da altını çizen Bolu Sosyal Güvenlik İl Müdürü Mehmet Hanefi Taştan; “Sosyal güvenlik, toplumun zor durumda olan bireylerine yardım edilmesini daha iyi durumda olan kişilerin vicdanına veya yardımına bırakmayarak, toplumsal dayanışmayı kurumsal ve düzenli işler hale getirmekte ve tüm ülke vatandaşlarına hak olarak sunmaktadır. Sosyal güvenlik sistemi vatandaşlara hayatları boyunca sağlık hizmeti vermeyi, asgari bir gelir düzeyi sağlamayı ve kişileri mesleki, fizyolojik ve sosyo-ekonomik nitelikteki risklere karşı korumayı ve bu risklerden doğan zararları gidermeyi amaçlayan sistemdir.

Sosyal güvenlik sistemi sigortalı çalışan kişilere birçok fayda sağlar. Bunlardan önemli bazıları şunlardır: Sigortalı çalışan kişi ve aile bireyleri sağlık hizmetlerinden yararlanabilirler. Sigortalı çalışanlara iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hali nedenleriyle çalışamadığı sürelerde maaşının işveren tarafından ödenmeyen kısmını karşılamak üzere geçici iş göremezlik ödeneği ödenir. Sigortalı çalışanlara iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle kısmen veya tamamen çalışamaz duruma gelmesi halinde sürekli iş göremezlik geliri bağlanır. Sigortalının aile bireylerine, sigortalı iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmesi halinde ölüm geliri bağlanır. Sigortalı herhangi bir nedenle sakatlanıp çalışamaz duruma geldiğinde malullük aylığı bağlanır. Sigortalı, belli bir yaşa geldiğinde yine prim şartlarını da sağlıyorsa kendisine yaşlılık aylığı bağlanır. Sigortalı öldüğünde eş ve çocukları ile anne ve babasına ölüm aylığı bağlanır. Cenaze yardımı ve emzirme ödeneği ödenir" ifadelerini kullandı.

“PANDEMİ DÖNEMİNDE KAYITLI ÇALIŞMANIN ÖNEMİ BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKTI”

Taştan, pandemi döneminde kayıtlı çalışmanın öneminin ortaya çıktığını da ifade ederek;  “Sosyal Güvenlik sistemimizin sağlam temeller üzerinde yükselmesine vesile olan diğer bir konu ise 2002 yılında %52 düzeyinde olan kayıt dışı çalışma oranının, yapılan çalışmalarla %30’a kadar geriletilmiş olmasıdır. Bu bağlamda, COVID-19 salgını sürecinde, sigortalı çalışmanın önemi bir kez daha ortaya çıkmış ve kayıt dışı çalışma konusunun ulusal sağlımızı ve sosyo-ekonomik sistemimizi ne denli etkilediği görülmüştür.” dedi.

ÜCRETLERİN EKSİK BİLDİRİLMESİ DE KAYITDIŞILIKTIR”

Kayıt dışı istihdam ile ilgili de bilgiler aktaran Taştan; “Kayıt dışı istihdam, çalışanların Sosyal Güvenlik Kurumuna hiç bildirilmemesi ya da çalışma gün veya ücretlerinin eksik bildirilmesidir. Yani sigortasız işçi çalıştırma durumunda olduğu gibi, çalışma sürelerinin veya ödenen ücretlerin eksik bildirilmesi de kayıt dışı istihdam olarak değerlendirilmektedir. Çalışanların sigortalı olarak çalıştırılmaları anayasal bir hak olmakla birlikte aynı zamanda hem çalışanlar hem de işverenler açısından bir zorunluluktur. Yani işverenlerin çalışanlarını sigortasız olarak çalıştırma hakları olmadığı gibi çalışan kişilerin de sigortasız çalışmak veya sigortasız çalışmayı istemek gibi bir hakları söz konusu değildir. Bu şekilde çalışmayı isteyen kişilerin sigortasız çalıştırıldığının tespiti halinde işverenlere yönelik yaptırmalar uygulanmakta, işverenler kendilerince kötü niyetli olmamalarına rağmen mağdur olabilmektedir. Özellikle emekli aylığı alan, dul veya yetim aylığı alan, sosyal yardım alan veya bakmakla yükümlü konumunda olan bazı kişilerin sigortasız çalışma konusunda daha istekli oldukları bilinmektedir. Bu kimselerin sigortasız çalışma konusundaki talepleri karşısında işverenlerin yasal yükümlülüklerini yerine getirme bilinciyle ve tespiti halinde mağduriyet yaşamama amacıyla gereken dikkati göstermeleri gerekmektedir. Kayıt dışı istihdamın toplumun sosyal ve ekonomik değerleri üzerinde birçok olumsuz etkisi bulunmaktadır. Kayıt dışı istihdam, hem çalışanlar ve işverenler hem de devlet açısından birçok olumsuz etkiye yol açmaktadır. Bu öneme atfen, kayıt dışı ile mücadelemiz aynı kararlılıkla devam edecektir" diye konuştu.

“KAYIT DIŞI İLE TOPYEKÜN MÜCADELE”

Mehmet Hanefi Taştan, Kayıt dışı istihdamla her daim mücadele ettiklerini vurgulayarak; “Kurumumuzun kayıt dışı istihdam ile mücadelesi sadece denetim anlayışına dayanmamakta olup, rehberliğin ön planda tutulduğu, kayıtlı istihdamın önemi ve kayıt dışı istihdamın çalışana ve ülkeye getirdiği yükler konusunda toplumda farkındalığı artırmak amacıyla çalışmalar yürütülmektedir. Özellikle farkındalığın artırılması açısından geçtiğimiz hafta başta Bolu Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği, Ziraat Odası Başkanlığı, Serbest Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Odası başta olmak üzere, meslek odaları ziyaret edilmiştir. Ziyaretlerde başta Kurumumuzun sosyal güvenlik uygulamaları olmak üzere, kayıt dışı istihdam ile sigorta prim ve teşvikleri konusundaki çalışmalar hakkında bilgi verilmiş, yapılabilecek iş birlikleri hakkında fikir alışverişinde bulunulmuştur” ifadelerini kullandı.

“SOSYAL GÜVENLİK VAZGEÇİLMEZ BİR HAKTIR”

Taştan, Sosyal güvenliğin vazgeçilmez bir hak olduğunu belirterek; “Tüm vatandaşlarımız sosyal güvenliği; vazgeçilmez bir hak, aynı zamanda asli bir sorumluluk olarak görmelidir. İşverenlerin çalışanlarını sigortasız olarak çalıştırma hakları olmadığı gibi çalışan kişilerin de sigortasız çalışmak veya sigortasız çalışmayı istemek gibi bir hakları söz konusu değildir. Sigortasız çalışmanın işçi ve işverenler açısından birçok olumsuz sonuçları ortaya çıkmaktadır. Sigortasız çalışan kişiler, emeklilik ve malullük aylığı, iş göremezlik geliri, işsizlik ödeneği, kıdem ve ihbar tazminatı gibi sigortalı çalışanlara sağlanan birçok yasal haktan mahrum kalmaktadırlar. İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortası kapsamında sağlanan birçok yardımdan yararlanılmaması durumunda, sadece kendilerini değil, aile bireyleri de mağdur olacaklardır” dedi.

“HAKSIZ REKABET ONARILMAZ ZARARLAR VERİYOR”

Kayıt dışı istihdamın işveren yönünden zararlarına değinen Mehmet Hanefi Taştan, “İşverenler açısından ise kayıt dışı istihdama tevessül eden işletmelerin yapılan denetimler ve tespitler sonucu yüksek tutarlarda idari para cezasıyla karşılaşacaklar, teşvik ve indirimlerden faydalanma haklarını da yitirmiş olacaklardır. İşverenler açısından, özellikle rekabetin günümüz küresel ekonomilerde belirleyicisi olduğu düşünüldüğünde, haksız rekabetin ortadan kaldırılması açısından büyük önem taşımaktadır. İş ve sosyal güvenlik mevzuatını uygulayan ile uygulamayan işverenler arasında en önemli fark mevzuata uyan işverenlerin mali yüklerinin daha fazla artması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Mevzuatı uygulayan işveren daha çok üretim maliyeti ile karşılaşırken mevzuata uymayan işveren de yükümlülüklerini yerine getirmediği için birçok ödemeden veya mali sorumluluktan kaçmış olacaktır. Bu durum zaman içinde haksız rekabetin artmasına neden olduğunda mevzuata uyan işverenler de zaman içinde mevzuata uymama eğilimi göstereceklerdir. Bunun sonucu çalışma barışı bozulacak, işçiler mağdur olacaklardır” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim