Sayın Okurlar;

Ülkemizdeki bazı insan manzaralarına bakarsanız korona virüsüne sanki bir meydan okur gibi manzaralar görüyoruz. Örneğin; Maske yok veya yanlış takılmış. Öte yandan sosyal mesafeye olan duyarsızlıklar, inadına inadına kalabalık yerlere dalmak gibi nemelazımcı hareketler. Şimdi sadede gelelim.

Sayın Okurlar;

Bazı meseleleri görmek ve çözmek için her daim bir mektep bitirmeye gerek yoktur. Örneğin; Ateş yakar, su boğar. Göz göre göre tehlikeye pirim çıkaran akıl, bundan böyle akıl değildir, bu artık çakıldır, taştır, kayadır. Akıl düşünüyor, sen de görüyorsan vahamate davetiye çıkarmak delilik değil de nedir. Kaldı ki bu konudaki yasalar da halen resmen yürürlükte.

Sayın Okurlar;

Rahatını uygunsuz yerlerde arayan, sokak köpekleridir. Ateş cehennemin, nur da cennetin parçasıdır. Bilginin uykusuzluğu, bilgisizliğin cirit atmasından çok daha iyidir. Yani akıl var, düşünce var. Böyle olunca sonucu da görebiliyorsan yanlışta ısrar etmenin ne gereği var. İstersek yapalım, sonucuna yine katlanacak biz oluruz. En basit ifadesiyle sular akarken testini doldur, trenin de istasyona gelmişse bin kardeşim. Göz kör değilse kişi bu körlüğü kendinden bilsin. Yani anlama, dinleme, kurallara uyma ondan sonra vay yandım, de. Zaten akıllıyım denmez, akıllı olunur. AKIL NE ŞERDE NE ŞEYTANDA NE DE HAYVANDADIR; AZİZ VE MUAZZEZ AKIL SADECE İNSANDADIR.