Sayın okurlar;

Dünyada hiç kimse, kendi isteğiyle kötü değildir. Ancak, bir kısım basit düşünceli insanlar, bencillik, hasetlik, fesatlık bazen de kaba kuvvetine dayanarak, kötülüğe adeta davetiye çıkarırlar. Aslında, bu türlü düşünce, hem düz kontaklıktır hem de kerpiç beynin bir nevi tezahürüdür. İyiliğin, güzelliğin ve doğruluğun önüne Yüce Yaratan evvela, hizmette alın terini koymuştur. Bu cümle çok önemli, bir o kadar da manidardır. Meseleyi, mükemmel düşünmeyen insanlar, çoğu zaman yanılmışlardır. Dünyayı devamlı kara gören insan, herkesi kendisi gibi kötü zanneder. Bunun için de herkesten nefret eder. Nitekim mazbut ve haysiyetli hayatın içerisinde Yüce Yaratanını ve kendisini bilen insan, mümkün olduğu kadar, evvel emirde, kötülerle, şerlerle ve şeytani düşüncelerle asla dostluk kurmaz. Çünkü kişinin haberi olmadan, senin iyi huyun, onların kötü huyundan az da olsa kötülük çalacaktır. Hani deriz ya: ‘’ Kır atın yanında duran, ya huyundan ya suyundan nasibini alırmış.’’ Bir çürük elmanın, bir sepet dolusu taze elmayı çürütmesi de buna verilecek güzel bir örnektir. Aslında, meselenin özüne girersek: ‘’ Kötülük yapan kimse, kötülüğe uğrayandan daha talihsizdir.’’ Kötülük düşünmeyen ve yapmayan insan, işte bunun için başkalarından korkmaz. Nitekim bir kötülüğü beğenen, onu işleyenden daha kötüdür. Tüm kötülüklere, bundan böyle kolayca girilir ama çokta zor şartlar altında çıkılır. Kötü ruhlu insanlar, kendilerine tahammül edildikçe yaradılışları icabı, daha da azar daha da fazla coşarlar. Tehlike de işte, asıl bu nokta da başlar. Kötülük kapısını, hafif de olsa aralarsan, bu kapı bir müddet sonra, ardına kadar açılır.

Sayın okurlar,

Örneğin; gücünü, kuvvetini veya maddiyatını, gizli sıtma, yumuşak diken gibi mütalaa eden düşünceler, Kanuni Sultan Süleyman Han’ın mührünü çalan şeytandan, daha çirkin daha da tehlikelidirler. İşte bunun için; ASİL, HAYSİYETLİ, ONURLU, OLGUN, OLGUN OLDUĞU KADAR DA DOLGUN DÜŞÜNCENİN İNSANLARI, BÜYÜDÜKÇE, YERİNE GÖRE KÜÇÜLMESİNİ DE BİLMİŞLERDİR.

Sayın okurlar,

Dünyamızda, devamlı benim diye gezen ve herkese yumruk sallamayı alışkanlık haline getirmiş zalimler, bir gün gelmiştir, o masumların ayaklarının dibinde can vermişlerdir. Her şey unutulsa dahi, hangi şartlar altında olursa olsun, ilahı adaletin tecellisi mutlaka olacaktır. Bu noktayı unutmamakta mutlaka fayda vardır. Sözümüzü şu cümleyle bitirelim: ‘’ EDEN BULUR, İNİLEYEN ÖLÜR.’’ Yüce Yaratan, hiç kimseyi, doğru bildiği ve inandığı yoldan, geri bırakmasın.