Kimi zaman hastanelerin yoğun bakım servislerinde yatan hastaların hayata tutunma çabası, kimi zaman onlar için canlarını hiçe sayarak çırpınan sağlık çalışanlarının mesaileri, kimi zamanda güvenlik güçlerinin çalışmaları gazetecilerin kaleminden ve objektifinden kitlelere ulaştı. Alınan önlemler, kovid-19 tedavileri, aşıyla ilgili güncel gelişmeleri anbean kamuoyuna aktaran basın mensupları çarşıda, pazarda, sokakta halkın nabzını tuttu. Esnafın, işçinin, vatandaşın dertlerini duyurdu. Muhabir, kameraman, foto muhabiri ve tüm medya çalışanlarından da kovid-19’a yenik düşenler, en yakınlarını kaybedenler oldu. Tüm zorluklara rağmen gazeteciler haber peşinde koşmaktan hiçbir zaman vazgeçmedi. 2020 yılının en güzel haberi şüphesiz ki koronavirüse karşı etkili bir aşının bulunması haberiydi. Fakat, Basın mensupları koronavirüs aşılama sürecinde öncelikli gruplar arasına alınırken, aşı için basın kartı şartı getirildi. Basın mensuplarına yönelik ‘ayrımcılık’ ise tepkilere neden oldu.

Korona virüs salgınına rağmen sahada çalışmak zorunda olan basın mensupları, bir taraftan kendilerini korumaya çalışırken diğer taraftan gerçekleri aktarmanın peşinde. Muhabirinden kameramanına, foto muhabirinden editörüne kadar tüm alanlardaki medya çalışanları bir yılını dolduran korona virüs salgınının tüm tehlikelerine rağmen vatandaşların haber alma hakkını teslim etmek adına gece gündüz bu zorlu görevde en az sağlık çalışanları, kolluk kuvvetleri kadar mücadelenin görünmez kahramanları arasında.

Özel Haber: ASLI AKIŞ

Sağlık Bakanlığı'nın gazetecilere yönelik aşı takviminde basın kartı olanlar öncelikli sayıldı. Halkın doğru haber alma hakkı için gece gündüz çalışan gazetecilerin aşıda öncelikli hale gelmesi sevindirici. Ancak internet medyası çalışanları ile basın kartı iptal edilenlere ilişkin bir açıklama yapılmadı. Bir yanda basın kartına sahip olanlara öncelik tanınmasıyla birlikte aşı olmaya başlayan basın mensupları diğer yanda aşı hakkının tüm meslektaşlarına tanınması gerektiğini söyleyen basın mensupları yapılan ayrımcılığın doğru bir uygulama olmadığını dile getirip risk “sahada aktif çalışıyoruz, risk altındayız, tüm basın çalışanları aşılanmalı” vurgusu yaptılar

“RİSK ALTINDA İŞİMİZİ YAPIYORUZ”

BoludaBolu İnternet Haber Sitesi Muhabiri Melih Mermer, basın kartına sahip olmayan fakat saha aktif olarak görev yapan basın mensuplarının da aşı takvimine alınması gerektiğine vurgu yaparak;  “Pandeminin ülkemizde, özellikle Bolu’da başlamasıyla beraber biz ilk günden beri sahada aktif bir şekilde görev aldık. Bolu’da basın kuruluşlarında çalışan yaklaşık 30-40 civarı arkadaşımız var. Biz onlarla beraber tüm kurumların basın açıklamalarını hem kapalı hem açık ortamlarda risk altında takip ettik. Toplantılardan, basın açıklamalarından, haberlerden çıkıp evimize gidiyoruz, ailemizle görüşüyoruz. Ama basın kartına sahip olmadığımız için aşılama takvimine alınamadık. En fazla riske sahip insanlardan biriyiz” şeklinde konuştu.

“VİRÜSÜN EN ÇOK BULAŞTIĞI YERLERDE VAKİT GEÇİREN İNSANLARIZ”

Mermer, sağlık Bakanlığı ve yetkili kurumlara bir çağrıda bulunarak; “Bizim yetkililerden, kurumlardan, Sağlık Bakanlığı’ndan ricamız; basın kartlı meslektaşlarımızın aşılama takviminde yer aldığı şekilde yararlandığı olanaklardan biz de yararlanmak istiyoruz. Bununla ilgili gerekli çalışmalar yaparlarsa hem biz daha huzurlu, rahat bir şekilde işimizi yapabileceğiz hem de ailelerimizin kaygıları ortadan kalkmış olacak. Çünkü onlar da sürekli tedbir almadan sahada aktif bir şekilde 7/24 çalıştığımızı görüyorlar. Bu virüsün en çok bulaştığı yerlerde meslek gereği en çok biz vakit geçiren insanlarız. Bu konuyla ilgili bir çalışma yapılırsa hem bizim hem ailelerimizin daha rahat olacağını düşünüyoruz” dedi.

“BASIN KARTIMIZ OLMADIĞI İÇİN AŞI TAKVİMİNDE YER ALMIYORUZ”

Takip Gazetesi Muhabiri Sefa Günay, sahadayız, çalışıyoruz ve risk altındayız diyerek; “Basın kartı olan kişiler aşı takvimine alındı. Fakat basın kartı olmayan ve bu meslekte olan Benim gibi birçok arkadaşım var. Bütün açılışlar, konuşmalar, basın toplantıları olsun bunların içerisinde olan aslında biziz. Fakat biz nedense bu aşı takviminde Basın kartımız olmadığı için yer alamıyoruz.

“SAHADAYIZ, ÇALIŞIYORUZ VE AŞI TAKVİMİNDE YER ALMAK İSTİYORUZ”       

Basın kartı almamız için bazı şartlar gerekiyor. Bu şartları henüz daha oluşturamadığımız için biz bu takvimde yer alamıyoruz. Aşı sıramız ne zaman gelecek onu da bilmiyoruz. Aslında basın kartları olanlardan çok basın kartı olmayanlar, bu süreci bekleyenler bu görevde sahada onlar var. Koronavirüs riski olup olmadığını bilmediğimiz birçok ortamda biz varız. Ne hikmetse bize olmuyor. Bize sıra gelmedi, merak içindeyiz. Ne zaman olacak? Nasıl olacak? Bununla ilgili bir çalışma olacak mı? Yürütülecek mi? Onu da bilmiş değiliz ama basın kartı olanlar şanslılar. Onlar aşılarını oldu en azından. Biz de sıramızı bekliyoruz. Hala daha bekleyeceğiz muhtemelen. Sahadayız, çalışıyoruz ve aşı takviminde yer almak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“SÜREKLİ SAHADAYIZ İNSANLARLA TEMAS EDİYORUZ”

TRT Haber Muhabiri Mutlu Yuca, ilerleyen dönemce basın kartı olmayan fakat basın mensubu olan herkesin aşılacağına olan inancını belirterek;  “Basın kartı olan gazeteci arkadaşlarımızın aşılanması başladı. Sürekli sahada olan, insanlarla temas eden insanlarız. Ben de gazetecilik mesleğinden sigortası yatan biriyim ama basın kartım yok. İş değişikliği sebebiyle basın kartımı almadım.  Önümüzdeki süreçte 212’den sigortası yatan, gazetecilik mesleğini yapan arkadaşlarımızın da bu aşıdan faydalanacağını düşünüyorum. Devletimiz 212’li arkadaşlarımızı da aşılama takvimine alınacağından şüphem yok” dedi.

“MASKEMİZİ TAKIP MESLEĞİMİZİ İCRA EDİYORUZ”

Yuca, artan vakalara da dikkat çekerek , gazetecilerin gerekli tedbirleri alıp sahada çalıştığına değinerek; “Son zamanlarda artan vaka sayılarına bakarsak ilimizde de vaka sayıları ciddi derecede bir artışa geçmiş durumda. Bizler de en çok tehlikenin olduğu sektörlerden biriyiz. Sürekli insanlarla iç içeyiz. Durumumuz evet, kötü ama biz de elimizden geldiği kadarıyla maskemizi takıp, insanlardan mümkün olduğu kadar uzak kalmaya çalışıp, mesleğimizi icra etmeye çalışıyoruz. İnşallah meslektaşlarımızdan, bizler de bu hastalığı en az hasarla atlatıp, bu süreci bitiririz. Önümüzdeki süreçte aşılamaların daha da artacağını düşünüyorum. Tüm gazeteci arkadaşlarımızın aşısını yaptırıp daha sağlıklı, bu hastalığa yakalanmadan meslek hayatını sürdürmesini istiyorum.” şeklinde konuştu.

“ALINAN KARAR TAMAMEN HAKSIZLIK”

Bolu Havadis Gazetesi Muhabiri Sevgi Pilgi, sürekli sahada ve temas halinde olan bir çalışma gurubunda yer alan basın mensuplarının basın kartı var, yok diye ayrıma tabi tutulmasının doğru olmadığının altını çizerek; “Bence bu karar tamamen haksızlık. Çünkü sahada 1.5 yıldır çalışıyorum. Bende diğer basın kartı olanlar gibi sahada çalışıyorum aktif bir şekilde. Habere gidiyorum. Basın kartı olanla olmayan arasında hiçbir fark yok. Her iki tarafta aynı işi yapıyor. Bir an önce diğerlerinin de gelmesi gerekiyor. İnternet haber sitesinde çalışanlar, bizim gibi yerelde haftalık olarak çıkan gazetelerde çalışan herkese bu önceliğin verilmesi gerekiyor. Çünkü bu alınan karar yanlış ve orta da bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.

“AŞI TAKVİMİNDE BİZLERE DE ÖNCELİK VERİLMELİ”

Bizim gerçekten muhabirler olarak girip çıkmadığımız yer yok. Kalabalık ortamlardan, meclis konuşmaları, kongreler gibi birçok haberi takip etmek zorundayız. Gittiğimiz çoğu ortamda kalabalık ve bu şekilde hem biz tehlike de oluyoruz hem de karşı taraf tehlike de oluyor. Çünkü o girdiğimiz ortam da virüs alıp başka kişilere de bulaştırabiliriz. Her iki tarafta tehlike altında kalıyor. Kesinlikle bize de öncelik verilmesi gerekiyor” açıklamasında bulundu.

“YANLIŞ BİR UYGULAMA YANLIŞ BİR YAPTIRIM, HEPİMİZ TEHLİKE ALTINDAYIZ”         

Vizyon Bolu Muhabiri Volkan Yılmaz, basın mensuplarının aşılama takviminde yanlış  uygulama yapıldığını ifade ederek; Pandemi sürecinde sağlık çalışanları, polisler ve biz her zaman sahadaydık. Evet ilk olarak sağlık çalışanlarına aşı yapıldı ve yapılması da gerekiyordu. Biz de sektörün içerisinde yıllardır basın mensupluğu yapıyoruz. Basın kartı olanlar ve basın kartı olmayanlar şekilde bir ayrım yapıldı. Bu çok yanlış bir uygulama yanlış bir yaptırım. Basın kartı olan arkadaşlarımız saha da ama biz de sahadayız. Daha önce basın kartı almıştım ama şuan iş değişikliği sebebiyle iptal oldu. Bir arkadaşımla geri dönüşüm içerisindeyiz. Yeni bir gazete çıkartıyoruz ve sahadayım sürekli. O yüzden bu ayrım neden yapıldı? Neden basın kartı olup da olmayanlar ayrıldı? Bizim sağlığımızla basın kartı olan arkadaşlarımızın sağlığı arasında bir fark mı var? Neden böyle bir ayrım yapılıyor. Hepimiz tehlike altındayız” diye konuştu.

“SALGIN DÖNEMİNDE SAHADA GÖREVİMİZİN BAŞINDAYIZ”

Bolu Gündem Muhabiri Bulut Altundal, basın mensubu olan herkesin ayrım yapılmaksızın, ötekileştirilmeden aşı takvimine alınması konusunda çağrıda bulunarak; “ Koronavirüs salgını başladığından beri sahada olan ve sürekli çalışan sektörlerin başında sağlık çalışanları akabinde tabi ki kolluk kuvvetleri kamu görevliler vardı ve bunun yanında da bütün yasaklardan muaf olan basın mensupları geliyordu. Tabi bizde hep birlikte arkadaşlarımızla vatandaşlarımızı doğru bilgilendirebilmek adına salgın sürecinde de en ağır döneminde de hep sahadaydık. Sürekli çalıştık en doğru bilgileri ulaştırmak adına. Ancak son alınan kararda ne yazık ki basın kartı sahipleri öncelik olarak alındı. Ancak ne yazık ki halen faal olarak bu mesleğe icra eden birçok arkadaşımız bu öncelikten yararlanamayacak. Bu tabi dezavantajlı bir durum oluşturuyor bizler için. Sebebi de şu ki, çünkü bu basın kartı herkese kolay alınmıyor ne yazık ki. Böyle de bir sıkıntı var. Birçok arkadaşımız bu mesleğe icra ediyor ancak basın kartına başvurmayabiliyor. Ancak bu meslekte yıllarını harcamış olan arkadaşlarımız var basın kartı sahibi olmayan. Bu durumdan dolayı yani bu da ötekileştirme kavramına geliyor. Bu konunun bir an önce düzeltilmesi, yani 212 sayılı kanuna göre basın çalışanı olan herkesin önceliğe alınması gerek. Sadece basın kartı sahiplerinin değil.” İfadelerini kullandı.

“RİSKLİ GURUPTAYIZ”

Gazete Bolu muhabiri Hızır İlyas Yıldırım, basın kartı olmayan ve aşı takvimine dahil edilmeyen basın mensuplarının bir hayli fazla olduğuna dikkat çekerek; “Sağlık çalışanları, emniyet mensupları gibi biz basın mensupları da riskli guruptayız. Kamuoyuna en doğru haberi vermek adına şu pandemi şartlarında kalabalık ortamlarda bulunabiliyoruz. Bu uygulamanın sadece basın kartı olan basın mensuplarına tanınması, basın kartı olamayan arkadaşlarımızın bu uygulamadan muaf tutulması yanlış bir uygulama. Çünkü sahada çalışan fakat basın kartı olmayan arkadaşlarımız bir hali fazla. Onlarında bu guruba dahil edilmesinde yarar olduğunu düşünüyorum.” dedi.

Editör: TE Bilisim