Bolu'da, İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) ile Gazeteciler Cemiyeti işbirliği ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu'nun desteğiyle "Mülteci Hakları İçin Sivil ve Toplum İş Birliği" projesinin açılışı gerçekleştirildi.

Karacasu Beldesindeki bir otelde gerçekleşen açılış törenine Bolu Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Ağcan, İGAM Başkanı Metin Çorabatır, Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı ile çok sayıda gazeteci, akademisyen ve sivil toplum kuruluşunun temsilcileri katıldı.

Ağcan, burada yaptığı konuşmada, Gaziantepli olarak Gaziantep, Kilis, Hatay, Adana, Urfa, Mardin ve Diyarbakır’ın mülteci sorunları ile ilgili nelerle karşı karşıya olduğunu çok iyi bildiğini ifade etti.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çok güçlü, müşfik ve merhametli bir ülke olduğuna vurgu yapan Ağcan, "Çok merhametli ve kaliteli bir millete sahibiz. Yoksa yıllardır, resmi kayıtlara göre 4 milyona yakın mülteciye kucak açmışız. Onların her türlü ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Bunu tarih yazacaktır. Bu mazlumların yanında yer almak tarihi bir misyondur." diye konuştu.

Ağcan, mülteci ya da sığınmacıların arasında adli olaylara karışanların da olabileceğini belirterek, "Bunlar ülkelerini bırakıp kaçmışlar. Bunların belli bir eğitim düzeyi var. Başka toplumlarda da bu tür olaylara karışanlar vardır. Medyamız veya bazı sivil toplum kuruluşlarının, hepsini hırsız, adli vakalara karışan, polisin ve milletin başına bela olan topluluk gibi yansıtmaya çalışmasını da kabul etmiyoruz. Her toplumun içerisinde yanlışlar olabilir." şeklinde konuştu.

"Medya çözüm arayışlarının çok önemli bir parçası"

Metin Çorabatır ise Türkiye'de resmi kayıtlara göre 4 milyon ama kayıtsızlarla belki de 5 milyon civarında mültecinin yaşamaya çalıştığını belirtti.

Türkiye'nin, mültecilerle ilgili sorunu neredeyse 8 senedir yaşadığını ve bunun artık "uzatılmış krize" dönüştüğünü söyleyen Çorabatır, "Mülteci olayları hepimizin günlük hayatta yaşadığı olaylar. Hepimiz artık geçen 8 senede iyi kötü uzmanlaştık. Mültecilerle yaşıyoruz. Bizim hayatımızı şu veya bu şekilde etkiliyor. Dolayısıyla biz, bir şeyleri tartışmak ve ortak çözüm aramak için buradayız." dedi.

Çorabatır, Türkiye'de sığınmacı ya da mülteci olarak yaşayan insanların geleceğini etkileyecek çözümleri birlikte aramak istediklerini vurgulayarak, "Medya bu çözüm arayışlarının çok önemli bir parçası. Sivil toplum kuruluşları olmazsa olmazı. Dolayısıyla biz bu projede iki grubu bir araya getirmeyi hedefledik." ifadesini kullandı.

Yusuf Kanlı da hiç kimsenin evini, yurdunu terk edip bir başka yerde hayat kurmaya çalışmayacağına dikkati çekerek, Yarın ve cuma günü devam edecek toplantılarda mültecilerin Türkiye'de yaşadığı sorunlara değineceklerini anlattı.

Kanlı, bu toplantılarda basının görevleri ve etik açıdan neler yapılması gerektiği konuları üzerinde de konuşmalar yapacaklarını bildirdi.

İstanbul ve Ankara'dan gelen gazeteciler ile akademisyenlerin katıldığı 3 günlük programda, seminer, oturum ve sivil toplum kuruluşları ile medya temsilcileri ortaklığında yapılacak atölye çalışmalarıyla mültecilere yönelik algının geliştirilmesi amaçlanıyor.

Programda, medyada mülteci haberlerinin yanlış sunumuyla ilgili farkındalığı arttırmak, sivil toplum ile Türk medyası arasındaki ilişkileri geliştirerek mültecilerle ilgili yanlış bilgilendirmenin önüne geçmek adına çözüm arayışlarında bulunulacak.

Editör: TE Bilisim