Yüce Allah, her şeyi bir düzen ve denge içinde yaratmıştır. (1) Her konuda olduğu gibi, çevre konusunda da Kur'an-ı Kerim Müslümanlara rehberlik etmiştir. İnsana düşen; kâinattaki bu eşsiz düzeni, ahengi ve dengeyi korumak, bunları bozacak ve tahrip edecek tutum ve davranışlardan sakınmaktır. Çünkü Allah'ın yarattığı her varlık, inanan insan gibi, kendi üslubunca ibadet etmekte ve manevi yönü bulunmaktadır. Yüce Allah Kur'an-ı Kerimde " Yedi gök, yer ve bunlarda bulunanlar O'nu teşbih eder. O'nu övgü ile teşbih etmeyen hiçbir şey yoktur; fakat siz, onların teşbihlerini anlamazsınız. Doğrusu O, halimdir, bağışlayıcıdır", buyurulmaktadır. (2) Bu yüzden, biz insanlar için, varlıkların manevi açıdan insan gibi değerli oldukları ve bir çeşit kutsal oldukları vurgulanmaktadır. Bu sebeple çevreye yapılan kötülük, Allah'a karşı yapılan bir kötülük olarak değerlendirilmiştir. Bundan dolayı kültürümüzde, Yunus'un ifadesiyle "Yaratılanı hoş gördük, yaratandan ötürü" vecizesi, bunun için güzel bir örnektir.

Çevre;​evrensel değerler bütünüdür, insanın içinde yaşadığı maddi ve manevi ortamdır. Önemli olan bu ortamın ve dengenin bozulmamasıdır. Ancak, çağımızın en önemli problemlerinden biriside, çevre kirliliğine bağlı olarak bu dengenin bozulmasıdır. Bunun sonucu olarak, diğer canlılarla birlikte insanın kendisi de zarar görmektedir. Bu durum Kur’anı Kerimde, "İnsanların kendi işledikleri kötülükler sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır". [3] şeklinde dile getirilmektedir. Ayetin sonunda da bunun zararını çekeceğimiz haber verilmektedir.

Çevreye karşı sorumluluklarımız pek çok. Bunlar arasında ağacın ve yeşilin korunmasının ayrı bir önemi vardır. Onun içindir ki Peygamberi (s.a.v.), "Kıyamet kopmak üzereyken elinde fidan bulunan kimse, imkan bulursa onu hemen diksin" |4] buyurmuştur. Bir başka hadiste ise; "( lanet ettiren iki şeyden sakının" buyurmuş. Ashab:

" Bu çok lanet ettiren iki şey ne dir ya Rasulallah?"demişler. Rasulallah (s.a.v.) de:

-"İnsanların (gelip geçtikleri) yoluna veya gölgesine ihtiyaç giderendir" buyurmuştur. (5) Hadiste ifade edilen yasağı her çeşit kirletmeye teşmil edebiliriz.

Çevremizi korumak, hem insani hem de dini görevimizdir. Zira çevreyi tahrip etmek, sadece çevreye karşı işlenmiş bir kötülük değil, aynı zamanda kişinin kendisine ve aynı ortamı paylaşan diğer canlı ve cansız varlıklara karşı işlenmiş bir suçtur. "Yaş kesen baş keser" atasözümüz, yeşili tahrip etmenin insan canına kıyacak kadar kişinin vicdanını kararttığına işaret etmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) de bir hadisinde, "Müslüman, Müslümanın elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir" [6] buyurmaktadır.

Müslüman, çevreyi kirleten ve bozan olmamalıdır. Aksi halde hem kul, hem de kamu hakkına tecavüz etmiş olur. Bütün bunlardan en ince ayrıntısına kadar hesaba çekileceğimizi unutmayalım .

Ali Rıza TAHIROGLU/ Bolu İl  Müftüsü

Dipnot:

l-Kamer, 54/49.

2-İsra, 17/44

3-Rum, 30/41.

4-Tecrid-i Sarih Tercemesi,vn,120.

5- Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi, Ahmed Davudoğlu,

2/381,Kitabu't- Tahare , Bab:20, Hadis no:68(269)

6-Tirmizî, İman 12; Nesâî, İman 8.