Eğitim-Sen Şube Yürütme Kurulu adına açıklama yapan Zehra Kulalı Gezici, Öğretmenlik Meslek Kanunu için,  “Asıl amacının öğretmenleri bölmek ve ayrıştırmak olduğu kanun tasarısında açıkça görülmektedir Haklarımızı ve taleplerimizi içermeyen Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısı geri çekilmelidir!” dedi.

Haber: Oğuzhan Eke

Öğretmenlik Meslek Kanununa ilişkin yasa teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunuldu. Teklifle ilgili yazılı basın açıklaması yapıldı. Eğitim-Sen Şube Yürütme Kurulu adına Zehra Kulalı Gezici tarafından yapılan açıklamada, meslek kanununun öğretmenlerin fikri alınmadan hazırlandığı ve ayrışmaya yol açacağı belirtildi. Teklifin bir an önce geri çekilmesi istenen açıklamanın başlıkları şöyle:

“İKTİDAR KENDİ BİLDİĞİNİ OKUMAKTA”

“Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesi gündeme geldiği ilk günden itibaren tartışılmaktadır. Bugüne kadar geçen kısa sürede yürütülen çalışmalar, ağırlıklı olarak iktidara yakın sendika, dernek ve çevrelerin talep ve önerileri doğrultusunda yapılmıştır. Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı bugüne kadar defalarca olduğu gibi, bir kez daha kendi bildiğini okumakta, masa başında hazırlanmış meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenlemeye çalışmaktadır.”

“KANUNUNUN HAZIRLIK SÜRECİ ANTİ DEMOKRATİKTİR”

“Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı (ÖMKT) kapalı kapılar ardında, kanunun muhatabı olan öğretmenlerin ve sendikaların iradesi dışında, onların hakları ve talepleri dikkate almadan hazırlanmış ve 2021’in son günlerinde TBMM’ye sunulmuştur. Meslek kanununun hazırlık süreci ve gündeme getiriliş biçimi, içeriğinden bağımsız olarak, son derece anti demokratiktir. Eğitimin asli bileşenlerinin ve sendikaların görüşünü almadan, öğretmenlik gibi kapsamlı bir mesleği biri geçici, ikisi yürürlük maddesi olmak üzere toplamda 13 maddelik bir yasayla düzenleyip,  konuyu büyük ölçüde statü farklılaşması ve maaş artışına indirgemek, iktidarın eğitime, öğretmenlere ve yaptıkları işe ne kadar değer verdiğini açıkça göstermektedir.”

“ASIL AMACI ÖĞRETMENLERİ BÖLMEK”

“Eğitim emekçilerinin ve sendikaların bütün eleştirilerine rağmen, iktidar ve yandaş sendikanın iş birliği ile kapalı kapılar ardında hazırlanan bu düzenlemenin öğretmenlerin mesleki gelişimine somut katkı sunması mümkün değildir. ‘Müjde’ diye paylaşılan düzenlemenin asıl amacının öğretmenleri bölmek ve ayrıştırmak olduğu kanun tasarısında açıkça görülmektedir. Türkiye’de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaş kaleminde çalışmak zorunda kalan başka bir meslek grubu bulmak mümkün değildir. Siyasi iktidar, öğretmenler arasında var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımına yenilerini eklemekle kalmamakta, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısını Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı (ÖMTK) üzerinden daha da pekiştirmektedir.”

“TAM BİR HAYAL KIRIKLIĞI YARATMIŞTIR”

“Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı, kadrolu öğretmenler açısından da, mesleğe yeni başlayan meslektaşlarımız açısından da tam bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Başöğretmenlik, uzman öğretmenlik için vaat edilen maaş farklarının 2023’te ödenmeye başlanacak olması ve 3600 ek göstergenin sadece 1. dereceyi kapsaması, düzenlemenin tamamen seçime endeksli olarak hazırlandığını göstermektedir. Adaylık sınavının kaldırılması bir müjde olarak sunulurken, sınavın işlevinin bir değerlendirme komisyonuna devredilmesi, öğretmenlerin adaylığının kaldırılmasında bugünlerde yoğun olarak tartışılan mülakat-torpil uygulamasının benzerinin uygulanacağı izlenimi vermektedir.”

“BİAT EDEN ‘MEMUR ÖĞRETMEN’ KUŞAĞI YARATILMAK İSTENMEKTEDİR”

“Eğitim emekçileri siyasi iktidarın ve MEB’in yanlış uygulama ve tutumlarını sorgulayarak sık sık itiraz etmekte, sendikaları aracılığıyla hakkını aramaktadır. Sendikal eylem ve etkinlikler aracılığıyla hakkını arayan eğitim emekçileri sık sık idari ve adli soruşturmaya, kimi zaman da cezalara maruz kalmaktadır. Adaylığın kaldırılması, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik gibi kabul edilemez kariyer basamaklarını ceza almamış olmaya bağlamak, eğitim emekçilerini sendikal örgütlenmeden uzak tutmaya, yanlış uygulama ve tutumlara itiraz etmemeye yönelik bir adımdır ve kabul edilemez. İktidara her koşulda biat eden, eleştirmeyen, sorgulamayan ve bunun karşılığında adaylığı kalkan, kariyer basamaklarını tırmanan tipik bir ‘memur öğretmen’ kuşağı yaratılmak istenmektedir.”

“VELİ İLİŞKİLERİNİ DE OLUMSUZ ETKİLEMEMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”

“Tasarının öğretmen veli ilişkilerini de olumsuz etkilememesi mümkün değildir. Öğretmenlik mesleği ve öğretmenin saygınlığı, öğrenci ve velilerin farklı değerlendirmeleri ile polemiğe açılacak, öğretmenlik mesleği daha da itibarsız hale getirilmiş olacaktır. Çocuğunun sınıfına uzman ya da başöğretmenin girmesini isteyen velilerle okul idaresi ve öğretmenler arasında sorunlar yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı adı altında TBMM’ye sunulan metin bir meslek kanunu değildir. Bu teklif, geçmişte gündeme getirilen ve bazı maddeleri Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kariyer basamaklarında yükselme sisteminin geri getirilmesidir.”

“DERHAL GERİ ÇEKMELİDİR”

“Siyasi iktidar bir meslek kanunu yapmakta samimi ise yapması gereken tek şey, öğretmenlik mesleği açısından uluslararası düzeyde kabul gören en önemli belge olan ‘Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’na paralel bir düzenleme yapmaktır. ILO ve UNESCO ortak belgesi olarak 5 Ekim 1966 yılında kabul edilen ve Türkiye tarafından da onaylanan tavsiye kararı, öğretmenlerin toplumsal statüsüne yönelik olarak bugüne kadar atılmış en önemli ve kapsamlı adımdır. Siyasi iktidar, TBMM’ye sunduğu Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı’nı derhal geri çekmelidir. Bir meslek kanunu hazırlanacaksa ‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı’ doğrultusunda yasal düzenlemeler yapılmalıdır.”

“KAZANILMIŞ HAKLARIMIZI HİÇBİR KOŞULDA TARTIŞMAYACAĞIMIZ”

“Öğretmenlik Meslek Kanunu hazırlanma biçimi ve içeriğiyle öğretmenlerin temel haklarını, ekonomik talepler ve iş güvencesi başta olmak üzere sosyal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye almak zorundadır. Meclis’e sunulan kanun tasarısı bu açıdan son derece yetersizdir. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili olarak eğitim emekçileriyle, sendikalar ve alandaki meslek örgütlerinin eleştiri, öneri ve taleplerini dikkate alınmadan atılacak adımların karşısında olacağımız ve kazanılmış haklarımızı hiçbir koşulda tartışmayacağımız bilinmelidir.”

“GERÇEK BİR MESLEK KANUNU TALEP EDİYORUZ”

“Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı, meslek kanunu konusunda samimiyse ve gerçekten öğretmenler lehine bir düzenleme yapmak istiyorsa ILO ve UNESCO tarafından 5 Ekim 1966’da kabul edilen ‘Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’na uygun düzenlemeler yapmalıdır. Ekonomik, sosyal, mesleki, özlük haklarımızla ilgili taleplerimiz, eleştiri ve önerilerimiz doğrultusunda hazırlanacak gerçek bir meslek kanunu talep ediyoruz.”

Editör: TE Bilisim