Ölüm her canlının başına gelecek, yaşamın aslında sona erdiği değil, ahret hayatının başlamasının devam ettirileceği başlangıç olacaktır.

Pek çok insan dünya hayatının geçici ışıltısına aldanıp, istek ve arzularının peşinde yok yere ömrünü tüketir.

Tıpkı bir yaprak misali yaşam içersinde savrulur durur.

Oysaki ölüm yaşamla birlikte var edilmiştir.

Alınan her bir nefesin yarısı yaşam, yarısı ölüm için alınır.

İşte ölüm bize bu kadar yakındır.

Ömrümüz göz açıp kapar gibi geçecek ve bir gün son bulacaktır.

Enbiya Suresi’nin 34’nücü ayetinde ‘ Ey Muhammed! Senden önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık. Sen ölürsün de onlar baki kalır mı?  Senin ölmenle rahata kavuşacaklarını mı sanıyorlar?’ derken,

Aynı surenin 35. ayetinde ise ‘Her canlı ölümü tadar. Bir imtihan olarak hayırla da şerle de deniyoruz ve siz ancak bize döndürüleceksiniz…’ buyrulmaktadır.

Evet, her nefis ölümü tadacak; dünyanın ne üzüntüsü, ne sevinci hiç biri kalmayacak.

İslam dini, insana gereken değeri vermiş, hayatında olduğu gibi ölümünde de saygı gösterilmesini istemiştir.

Toprağa defnedilen insanın en uzun süre bulunacağı yerler kabristandır.

Bu sebeple İslam dini, kabristanların düzenli ve tertipli yapılmasını, temiz tutulmasını ve yeşillendirilmesini, hayatta bulunan insanların ölülere karşı bir vefa borcu olarak görür.

İlimizin en eski mezarlıklarından biri olan Çığırtkanlar’da ise durum içler acısı.

Yalnızca kandil günlerinde hatim duası ve Kuran-kerim tilaveti ile yetkililerin hatırladığı kabristan, diğer günlerde olduğu gibi Allah’a emanet.

Mezarlık da, yoğun yağış döneminin ardından uzayan otlar ve çalılardan sıyrılıp geçmeyi bırakın, yakınınızın mezarını bile bulmanız imkânsız.

Kabirleri ve kabristanları korumak, temiz tutmak ve kabirlerin üzerine basmamak için ara yollara plaka taşların döşenmesi, aynı zamanda ölüye karşı bir saygı ve Mezarlıklar Müdürlüğünün de asli bir görevidir.

Bir kabristan ne kadar eski olursa olsun ve ne kadar ihtiyaç dışı bulunursa bulunsun, yine kabristan olarak korunması ve bakımının sağlanmasını gerektirir.

Yakınlarını ziyaretine gelen vatandaşların mezarlarını bulmak için otları ve çalıları temizliyor, suyun sağlıklı akması için çeşmenin onarımını yapıyor ve mezarlıkların üzerine devrilen ağaçların hasar verdiği mezar başı taşlarını bile kendileri yapıyorsa sizin görevliniz ne iş yapar? diye adama sorarlar.

Unutmadan söyleyeyim mezarlık girişinden çeşmenin olduğu yere kadar kısa mesafeyi, bordur taşı ile daha güzel olacağını söyleye, söyleye zor döşettiren bu duyarlı vatandaşların kıymetini iyi bilin ve mezarlıklarımıza gereken değeri verin…