Son günlerimizin sosyal medya konusuna yeniden dönelim. Bazı hatıraları yazmaz isek yok olup gidiyor. Bizim de yazma alışkanlığımız olmadığı gibi maalesef okuma alışkanlığımız hiç yok. Bırakın kitap okumayı gazete veya sosyal medyadaki metinleri dahi okumuyoruz. Ama ileride meraklısı çıkıp yazılanları muhakkak okuyacaktır. Gelecek neslin bugünlerden haberi olması için yazmalıyız.

2003 yılı Şubat ayında Köy Hizmetleri İl Müdürü olduğumda Valimiz M.Ali Türker idi. Ben hızla ve cesaretle işlere koyulmuşum. Merkez ve İlçelerde muhtarlarla, vatandaşla görüşüyorum. İhtiyaçlarını, eksikleri karşılamaya çalışıyorum. İlçelerdeki yapılacakları direkt olarak yapıyorum. Birileri rahatsız olmuş, başta kaymakamlar beni “bu müdür alışılmışın dışında çalışmalarda bulunuyor, bizi atlıyor” demişler.  Ben de yol, su, sulama suyu, kanalizsyon gibi konularda köylerin işlerini programlayıp yapmaya çalışıyorum. Bu arada kırsalda meralarda otlayan hayvanların su ihtiyacı ve sulama suyu için göletler çok önemlidir. Bunları da programlayıp yapmam lazım. Göreve başladığımda Köy Hizmetleri envanterinde il genelinde 32 adet Hayvan içmesuyu ve sulama göleti görünüyor. Ben 2013 yılında görevden ayrıldığımda ise Seben Taşlıyayla ve Sarıalan Göletleri gibi büyük göletler dahil bu sayı 130 adedi bulmuştu.

Dediğim gibi göreve başladığım Şubat 2003 yılında, şu an Seben Taşlıyayla Göleti alanında yer alan Alpagut Yaylası Sulama Göletinin Köy Hizmetleri proğramında olduğunu gördüm. O senenin ilkbaharında,  Göletin avan projesi yapılmış ve zemin etütleri yapılmakta idi. Ankara Bölge den arkadaşlar gelmiş, Alpagut yaylası boğazında gölete set yapılacak yerde kazıcı kepçe ile jeolojik etüt yaptılar.  Ben de o gün yanlarına bir ara uğradım. O günlerde bu projeyi  Fehmi Çınar ve Mehmet Koyunoğlu dışarıdan ilgi ile takip ediyorlardı. Ben de projeyi inceledim. Alpagut yaylası batısına boğaz doldurulup, gölet yapılıyor, Göletin dolması için su 10 km ileriden karlan boğazından açık kanal ile getiriliyor, daha sonra toplanan su göletten alınıp 4 km açık kanalla, Dedeler yaylası batısındaki tepeden pompa ile atılıp dereden Bozyer ve Solaklar köyüne ulaştırılıyordu. Doğrusu ben bu projeyi pek beğenmedim. Çok maliyetli ve de yapımı çok uzun süre alacaktı.

Neyse biz Alpagut yaylası Göleti yapımına devam ederken Alpagut Köy muhtarından meramız gidiyor, biz bu göleti istemiyoruz diye dilekçe geldi. Bunun üzerine ayny köylü Mehmet Koyunoğlu’ nu aradım, bu ne iştir diye. O da tamam ben hallederim dedi ve bir hafta sonra aynı muhtardan gelen dilekçe göletin yapımını istiyoruz diyordu. Ancak yine bir müddet sonra aynı muhtarlıktan göleti istemediklerine dair bir dilekçe daha geldi.

Seben’de olduğum bir gün Fehmi Çınar, Mehmet Koyunoğlu, Solaklar Köyü Muhtarı Murat Özçelik ve bir kişi daha vardı yanılmıyorsam, hepimiz Seben Belediye Başkanı Süleyman Özbağ’ın makamında oturuyorduk. Konular Seben’in yapılacak işleri ve Alpagut Yaylası Göleti mevzusu idi. Yukarıda anlattığım istemeyiz mevzulu dilekçeler gündeme geldi. Ben rahatsız olmuştum ve de proje bana göre yanlıştı. Daha önce de aklımda olan, hatta başka yazılarımda da bahsettiğim, başka bir göleti yapmak benim için daha önemli idi. Hem masraflar hem de ekonomik faydalar yönünden avantajlı olan aklımdaki projeyi onlara söyledim. Daha önceden araziyi incelemiştim. Daireden arkadaşları araziye gönderip onlara da incelettirmiştim, arkadaşlarla harita ve jeolojik olarak projenin olabilirliğini tartışıp kararlaştırmıştık. Seben Belediye Başkanının makamındaki arkadaşlara “Bu Alpagut projesini bırakalım size bir şey söyleyeceğim, Bu göleti Solaklar yaylası doğusundan yapalım, Seben için çok daha güzel olacak, hem de daha verimli olacak. ” dedim. “Bana güzel olur ama bunu yapamayız. Bize çok karşı çıkan olur hatta politik olarak biz buna dayanamayız.” dediler. Ben “Köylümüze anlatırız, destekleyeceklerdir.” Dedim. Bana “Sen anlat ama biz yanında gelemeyiz.” Dediler.

Bu konuyu Vali M.Ali Türker’e de açtım. Yaşı gereği babacan ve tecrübeli ve de iyi bir insandı. Dinledi, beni o zaman genç ve tecrübesiz görmüş olacak, beceremezsin diyecek diyemedi ama, “ Sen Yapamazsın.” Dedi, kestirdi attı.  Fırsat buldukça Vali beye anlatıyorum fakat “Yapamazsın”dan başka birşey demiyor.

Kıbrıscık ve Seben ilçelerinde bazı tesislerin açılışı için Vali M.Ali Türker  bey ve beraberindekiler ile beraber en son Seben’deyiz. Vali bey, Kaymakam İlyas Memiş ve bana, “Yemeği Kesenözü köyünde Muhtar Hikmet Altınel evinde yiyeceğiz.” Diye söyledi.  Vali, kaymakam ve ben eşlerimizle üçümüz yemeğe Kesenözü’ne Muhtar teyzenin evinin yolunu tuttuk. Muhtar teyze de beni çok sever hala görüşürüz. Zaman zaman eşi ile bize gelirler, hatta bizim bahçedeki ağaçları hala budama yaparlar. Muhtar teyzeyi bir kenara çekip  “Muhtar teyze Vali bey bana bu Taşlıyayla Göletini yapmama izin vermiyor, yapamazsın diyor. Yemekte mevzuyu açsan da ben orada anlatsam, sen de beni desteklesen diye söyledim. Tamam dedi.” Yer sofrasında yemekler geldi, bazlamaçlar, börekler yeniyor, üç aile oturmuşuz. Ben işaret ettim. Muhtar teyze; “ Sayın Valim, bu Tahsin bey Taşlıyayla göletini yapacağım diyor. İyice inanmış, bana da anlattı, Seben’imiz için bu gölet çok önemli bunu destekleyelim” dedi. Bunun üzerine  Vali bey yine “Yapamaz “  diyor başka bir şey demiyor. Bunun üzerine ben de tekrar göletin Seben için önemini,  yapılabileceğini, imkansız olmadığını başladım anlatmaya. Muhtar teyzenin de ısrarları ile orada,” Yap da görelim o zaman.” Dedi. Ve macera başladı.

Kısa bir zaman sonra Valimizin tayini çıktı, dört sene sonra biz göleti tamamladık. Bir gün Termal Otele gelmişti. Yanına gittim. Mevzu yine Seben Taşlıyayla Göleti idi. Göleti görmek istiyordu. Beraber gidelim dedi. Ancak ben o gün gidemedim, ona benim kullandığım aracı verdim. Göleti görüp geldiğinde tebrik ve teşekkür etti.

Selam, sevgi ve saygı dileklerimle...