Bolu İl Sağlık Müdürlüğü BAİBÜ İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Omurga Cerrahı Doç. Dr. Cengiz Işık, Skolyoz (Omurga eğriliği) rahatsızlığında erken müdahaleler ve cerrahi işlemlerle omurgayı onarmanın mümkün olduğunu söyledi. Işık; “2016 yılının ocak ayında Sudenazameliyat ederek omurgasına manyetik rod isimli bir sistem (manyetik uzayabilen çubuk) yerleştirdik. Bu sistem omurgada uzuyor. Erken tanı bizde çok önemli. Ne kadar erken müdahale edersek, ne kadar erken önerilerde bulunabilirsek o kadar hastaya faydamız olacaktır” dedi.

Haber: Aslı Akış

Düzce'de yaşayan emekli polis memuru, 4 yaşında ailesi tarafından terk edilen Sudenaz Ö.'nün koruyucu babası oldu. Koruyuculuğunu üstlendiği çocuğun skolyoz hastası olduğunun öğrenen Cengiz Poyraz, yaptığı araştırmalar sonucunda Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji bölümünde skolyoz tedavisi yapıldığını öğrendi. Poyraz, Sudenaz'ı 5 yaşındayken Bolu'ya getirerek muayene edilmesini sağladı.

Bolu'da Sudenaz'ın detaylı röntgenini çeken Doç. Dr. Cengiz Işık, küçük kıza 96 derece skolyoz teşhisi koyarak tedaviye başladı. Ameliyatla omurgasına yerleştirilen manyetik uzayabilen çubuk sayesinde Sudenaz'ın hem boyu uzayarak gelişimi normale döndü hem de skolyoz derecesi 20'ye düşürüldü.

Skolyoz hastası 9 yaşındaki Sudenaz, koruyucu babasının desteğiyle 4 yıl önce yapılan ameliyatın ardından geçen sürede gelişiminin normal seyrinde ilerlemesiyle sağlığına kavuştu.

Omurga eğriliği olarak bilinen Skolyoz hastalığı hakkında bilgi veren Bolu İl Sağlık Müdürlüğü Baibü İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Omurga Cerrahı Doç. Dr. Cengiz Işık,  9 yaşında Skolyoz (Omurga eğriliği) rahatsızlığı nedeniyle ailesinin kendisine getirdiği Sudenaz Ö’nün ilk ameliyatını 2016 yılının ocak ayında yaptığını kaydetti.

“ÇOK CİDDİ 95-96 DERECEDE EĞRİLİĞİ VARDI”

BAİBÜ İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Omurga Cerrahı Doç. Dr. Cengiz Işık, Sudenaz Öztürk’ün kendisine geldiğinde 95-96 derecede eğriliği olduğunun altını çizerek; “Sudenaz bize geldiğinde 5 yaşındaydı. Omurgasında skolyoz (Omurga eğriliği)dediğimiz önden ve arkadan baktığımızda eğriliği vardı. Yalnız Sudenaz gibi 10 yaş altındaki erken başlayan skolyozlarda ilerleme çok fazla olabiliyor. Sudenaz’ın çok ciddi 95-96 derecede eğriliği vardı. Biz o yüzden Akciğer eğriliğini tamamlayabilmek için bir sürece ihtiyacımız var. Omurgayı düzeltmek yetmiyor beraberinde Akciğer’in gelişmesi için fırsat vermemiz gerekiyor. O yüzden aşamalı olarak bu omurganın uzamasını sağlamamız gerekiyor. Sudenaz büyüdükçe biz de ona müdahale edeceğiz. Akciger’in normal bir insan gibi gelişmesine yol açmamız gerekiyor” diye konuştu.

“OMURGANIN DÜZELME MİKTARI HEDEFİMİZDEKİ SEVİYEYE ULAŞTI”

Omurga Cerrahı Doç. Dr. Cengiz Işık,  skolyoz hastası Sudenaz’a Omurgada uzayan manyetik rod diye bilinen bir sistem kullandıklarını belirtti. Işık, Sudenaz’ın 10 yaşını geçtikten sonra bir cerrahi işlemi olabileceğini de kaydederek; “2016’nın Ocak ayında ameliyatını yaptık. Omurgada uzayan manyetik rod (Uzayan Çiviler )dediğimiz bir sistem kullandık. Daha önce ameliyatını yaptığımız çocuklarda her altı ayda bir omurgayı uzatmak için bir konnektör dediğimiz bağlantı vardı. 6 ayda bir orayı açıp kendimiz genişletirdik hem omurganın uzaması hem akciğerin gelişimi olsun diye bir fırsat yaratırdık. Ama bu sistemde tekrar cerrahi yapmadan 3 ya da bazen 6 ayda bir kendimiz dışarıdan bir cihazla ayarlama yapıp oradan boy uzamasını sağlamaya çalışıyoruz. 5 yaşındaki bir çocuğun akciğeri ile 14 yaşındaki bir çocuğun akciğeri hücre sayısı ve kapasitesi olarak aynı değil. Omurgasının dondurmadığımız için akciğerin yetişkin gibi olabilmesi için 14 yaşına kadar bir ihtiyacımız var. O dönemde biz uzatmalarını yaparak bu gelişime fayda sağlıyor. Biz dönem dönem uzatmalarını yaptık. En son hali zaten normalde 96 derece iken 20 derecede yani sıfıra yakın bir derecede bıraktık. Uzatmayı artık sonlandırdık. Bekleme dönemimiz var. Belki 10 yaşının geçtikten sonra bir cerrahi daha gerekecek, kalıcı dediğimiz cerrahi. Ama onu bize zaman gösterecek. Şu an bizim istediğimiz hem omurganın düzelme miktarı hem akciğerin gelişmesi açısından olan çabalarımız şu an istediğimiz hedefimizdeki seviyeye ulaştı” ifadelerini kullandı.

YILLARCA SÜREN TEDAVİLER VAR MI?

Hastaların başvuru yaptığında yaşı ve patolojisinin önemli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Cengiz Işık; Sudenaz gibi 3-10 yaş arasındaki çocuklarda değil bebek yaştaki çocuklarda da görebiliyoruz. Doğumsal skolyozlar olabiliyor. Ya da 10 yaş üstünde adölesan idiopatik skolyoz dediğimiz nedeni belli olmayan bütün skolyozlar içinde %80’lik bir yer kaplıyor. O yüzden hasta bize ne zaman müracaat etti ve derecesi ne? Bunlarla beraber yine önemli olan akciğer ve kalbe zarar verecek mi vermeyecek mi? Eğer veremeyecek ya da derecesi düşük ise sadece takip ettiğimiz hastalar oluyor. 25 derece ve altındakiler gibi. Ya da 30 derece üstü 45 dereceye kadar da gelişimi tamamlanmadıysa onlar bizim korse uygulamamız oluyor. Beraberinde fizyoterapi veren bir arkadaşımız var. Skolyoz egzersizleri veriyoruz. Korsleme yaptığımız hastalarda gelişim çok önemli çünkü; kemi gelişimi tamamlandıysa bu korsenin çok faydası olmuyor. Bir kemik gelişimi tamamlanmamış olacak artı esnek olacak ki biz bunlara fayda gösterelim. Ama hasta geldi 50 derecenin üzerinde gövdede bir sapması var ya da denge, şekil bozukluğu var o durumlarda cerrahi önerdiğimiz oluyor. Eskiden biz halkın bildiği skolyoz kalp, akciğer rahatsızlıklarına neden oluyor, bası yapıyor ondan dolayı cerrahi yapılıyor diye düşünülürdü. Son yıllarda herkesin de far ettiği gibi çoğunlukla kozmetik nedenler. Çünkü bu kız çocuklarında 10 kat daha fazla görülüyor erkeklere oranla. Biz bu cerrahiyi yaparken çok ileri derecede olmadığı sürece kalp-akciğer rahatsızlığı verecek bir patoloji değil aslında. Bu yanlış algıyı kırmak gerekiyor. Ama kozmetik olarak bir problem varsa o zaman cerrahi önerimiz oluyor. Yetişkin, kemik gelişimi tamamlanmış, eğriliğinde ekstra bir ilerleme beklentimiz olmayan hastalarımıza herhangi bir cerrahi önermiyoruz” diye konuştu.

“HASTANIN MEVCUT PATOLOJİSİNE YÖNELİK ÖNERİLERDE BULUNUYORUZ”

Skolyozun hastalığı olan kişilerde hastaların yaşam kalitelerini artırmaları için yapılması gerekenleri de aktaran Doç. Dr. Cengiz Işık; “Skolyoz yüzde 2 – 4 oranında gözüküyor. Bunlardan yüzde 10’u tedaviye ihtiyaç duyuyor. Ki bunların da çok az miktarı cerrahi oluyor. O yüzden böyle bir şey varsa, öncelikli yapılacak şey, hastanın mevcut patolojisine yönelik önerilerde bulunmak. Takip ediyoruz hastayı, bırakıp göndermiyoruz, önerilerimiz oluyor. Ya egzersiz öneriyoruz, 3 boyutlu skolyoz egzersizleri, yüzmeler, barfiks çekmeler öneriyoruz. Öneri daha çok oluyor, kas gücünün sağlanması açısından. Eğer burada tedavi gerektirecek bir durumsa orada biraz daha bizim hasta ve yakınını. Bazen aile bize der, çocuk duymasın, dışarıda kalsın bize söyleyin der. Eğer çocuk hastaysa, bunu o duyacak. Çünkü o tedavi olacak. Biz sadece doğru yapıp yapmadığına bakacağız. O yüzden çocuğun uyumu çok önemli. Burada yaptığımız tedavide söylediğimiz şeylere göre eğer uygun yaparlarsa, gerçekten çok fayda gösterebiliyor. Bazen ağrı nedeniyle geliyor. Biz çok beklemeyiz mesela adölesan idiopatik skolyozda. Ama kas dengesizliğine bağlı olabiliyor. Onlarda egzersizler verdiğimizde rahatladıklarını görebiliyoruz. Yüzmeyi çok öneriyoruz, yapmalarını istiyoruz. Şu algıyı da kırmak lazım, egzersiz yüzmelerle eğrilik düzelme pozisyonuna girmiyor. Sadece yaptığımız kasları güçlendirerek hastanın biraz daha aktif kas gücüne sahip olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Burası bizim omurga polikliniğimiz, polikliniğimize gelen hastaların birçoğu şu şeyle geliyor. Akciğer filmi bir nedenle çekildi, omurgada eğrilik var dediler, size yönlendirdiler, diye geliyorlar. Çoğu böyle geliyor. Onların hiçbiri tedaviye ihtiyacı olmayan eğrilikler. Her eğrilik tedavi edilmek zorunda değil. İleri olmadığı sürece ya da ilerleme eğilimi olmadığı sürece” şeklinde konuştu.

“ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİ”

Ailelere önemli uyarılarda bulunan BAİBÜ İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Omurga Cerrahı Doç. Dr. Cengiz Işık; “Kızlarda bu on kat fazla göründüğü için ailelere genelde şunu öneriyoruz. Çocuklarınızda omuz dengesizliği var mı? Ya da, bel çizgilerinde bir asimetri var mı? Leğen kemiğinde bir dönüklük var mı? Sırtının bir kısmında çıkıntı var mı? Banyosunu yaptırırken, giyindirirken, onlara dikkat etmelerini öneriyoruz. Bunlar çok küçük nüanslar, 20 derecenin üzerinde olmadığı sürece çok tespit edebilecekleri bir şey değil genelde. O yüzden buna dikkat ederlerse, çok sık olan bir şey. Yüzde 2 – 4 az bir oran değil. Bunun 10’da 1’i tedavi olabilecek boyutu olabiliyor. Buna dikkat ederlerse. Erken tanı bizde çok önemli. Ne kadar erken müdahale edersek, ne kadar erken önerilerde bulunabilirsek o kadar hastaya faydamız olacaktır.” İfadelerini kullandı.

“SKOLYOZ’UN BİRÇOK NEDENİ VAR”

Skolyozun birçok nedeni olduğunun da vurgulayan Doç. Dr. Cengiz Işık; “Bunlardan biri doğuştan olan skolyoz. Ama en çok olan da nedeni belli olmayan skolyoz. Mesela, 3 – 10 yaş arası çocuklarda doğumsal da olabiliyor. Nedeni belli olmayan da olabilir, travmatik de olabilir, kas ve sinir hastalıklarına da bağlı olabilir. O yüzden burada önemli olan nedenini tespit etmeye çalışıp ona yönelik bir şey yapmak. Ama son zamanlarda telefon tablet kullanımlarında çok ciddi oranda skolyozdan çok kifoz hastaları gelmeye başladı. Kamburluk, postral duruş bozukluklarına bağlı olarak. Gerçek bir kifoz değil, gerçek bir kamburluk değil ama devam ettiğinde patolojik hale gelebilecek bir durum. O yüzden biz ailelere mümkün oldukça oturuş şekillerinin, arkasını destekleme, belini destekleme, çocuklara mümkün olduğunca ekrana bakma pozisyonunu kullanmalarını öneriyoruz. Tabi ki de çok da bakmalarını istemeyiz” dedi.        “TIRTILIN KELEBEĞE DÖNÜŞMESİ GİBİ BİR ŞEY OLDU”

Koruyucu baba Emekli Polis Memuru Cengiz Poyraz, Sudenaz Ö’nün Skolyoz (Omurga eğriliği) rahatsızlığı ile yaşadığı süreci anlatarak, gerekli tüm bakımlarını üstlendiğini ifade etti. Poyraz;  “2015 yılında, ebeveynleri yıkarken sırtındaki yamukluktan dolayı bir rahatsızlık olduğunu fark ettiler. Sudenaz o zamanlar 4,5 yaşındaydı. Sırtında 96 derecelik bir eğrilik vardı. Sırtı bildiğiniz yılan şeklindeydi. Sudenaz o zaman 4,5 kg. Yürüyemiyor, yemek yiyemiyor, nefes alamıyordu. Daha sonra yaptığımız araştırmalarda rahatsızlığının Skolyoz olduğunu öğrendik. Esas ebeveynler tarafından terkedildiği için biz bakımını üstlendik. Ankara, İstanbul ve İzmir gibi şehirlerde bu ameliyatların yapıldığını öğrendik. Fakat ameliyat iki türlüydü, bir tanesi omurgaları delip, demir takılıp, uzun bir süreç geçirmesi gerekiyordu. Bu ameliyat Sudenaz’ı çok üzeceği için yeni bir ameliyat tipi olduğunu, vücuda implant takıldığını, bu implantların Sudenaz büyüdükçe uzatıldığını öğrendik. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Hastanesi’nde Cengiz Işık Bey ile tanıştık. Kendisi sağ olsun bize çok yardımcı oldu. 2016’nın birinci ayında Sudenaz’ı ameliyat ettirdik. O dönemden sonra Sudenaz’da boy uzaması, nefes alıp vermede rahatlamalar, hareketlerinde özgürlük, yani tırtılın kelebeğe dönüşmesi gibi bir şey oldu. Bu dönem zarfında Sudenaz düzgün beslenemediği için algılamada biraz zorluk çekti, onunla ilgili gerekli tahkikatları yaptırdık, ilaçları kullanmaya başladık” şeklinde konuştu.

“TIP HER ŞEYİN ÇARESİNİ BULDU, BİZ DE BULDUK”

Poyraz, anne- babalara çocuklarının yaşadığı rahatsızlıklar nedeniyle toplumsal bakış açısından çekinmemeleri gerektiği vurgusunu yaparak; “Bu ameliyat, çocuklarınızın geleceği için çok önemli. Çünkü siz onlara bakmazsanız sadece bir insanı kaybetmiyorsunuz, bütün bir toplumu kaybediyorsunuz. Çocuklar bizim teminatımız, başka hiçbir şeyimiz yok. Çocuğunda herhangi bir rahatsızlığı olan arkadaşlar; çekinmeyin, “benim çocuğum rahatsız, toplumun buna yargısı ne olur?” Toplum sizi ilgilendirmiyor, sizi ilgilendiren tek şey çocuğunuz. Çünkü o hayata daha güzel bakarsa, siz de güzel bakarsınız. Sudenaz bugün 9 yaşında ufacık bir kız çocuğu ama 200 sene sonra Sudenaz’ın neslinden gelen 3 bin-5 bin kişilik bir nesil olursa, herkes bir çocuk kurtarırsa 200 sene sonra herkes 5 bin kişiyi kurtarmış olur. Biz böyle mutluyuz Sudenaz’la, o da mutlu. Şuanda ilkokul 3. sınıfa gidiyor. Dediğim gibi, algılamada sorunlar yaşıyoruz ama bir tırtıl da ancak bu kadar güzel kelebeğe dönüşür. Siz de, çocuklarınızda herhangi bir rahatsızlık varsa, zihinsel ya da bedensel olabilir, çekinmeden, gücenmeden getirin. Tıp, her şeyin çaresini buldu, biz de bulduk. Allah’a şükürler olsun” ifadelerini kullandı.

   

Editör: TE Bilisim