Sol Parti Bolu İl Yönetim Meclisi, Bolu'da su nedeniyle meydana gelen zehirlenme vakalarındaki artışa ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada “Temiz içme suyuna erişim en temel insani haktır.  Can kaybı dahi yaşandığı böylesi bir olayı münferit bir hadise olarak görmek su ve sağlık politikalarındaki hataların üzerini kapamaktır” ifadeleri kullandı.

Haber: CANSU GÜRZ

Bolu’da su nedeniyle meydana gelen zehirlenme vakaları yeniden artmaya başladı. zehirlenme şüphesiyle 2 genç entübe edildi.  SOL Parti Bolu İl Yönetim Meclisi, konuyla ilgili bir açıklama yayımladı. Çaydurt Yuva Köyünde yaşayan bir vatandaşın enfeksiyon sebebiyle hayatını kaybettiği hatırlatıldı, sağlık politikalarında yapılan hatalara işaret edildi.

“TEMEL NEDENİN İÇME-KULLANMA SUYU KAYNAKLI OLDUĞU İFADE EDİLMEKTE”

Zehirlenme vakalarının sıklıkla görüldüğü bölgedeki fabrikalardan sağlık kuruluşlarına toplu başvuruların olduğunu aktaran Parti Yönetim Meclisi , “Bilindiği üzere Çaydurt Yuva Köyü bölgesinde bir ay önce başlayan, içme suyundan olduğu iddia edilen zehirlenmeler sonucu birçok yurttaşımız tedavi altına alınmış, hatta bir yurttaşımız yaşadığı enfeksiyon nedeniyle hayatını kaybetmişti. Kamuoyuna yansıdığı üzere, bölgede benzer rahatsızlıklar nedeniyle sağlık kuruluşlarına başvurular devam etmektedir. Diğer taraftan kentimizdeki çeşitli fabrikalardan benzer şikâyetler dolayısıyla sağlık kuruluşlarına toplu başvuruların olduğu gözlemlenmekte, temel nedenin ise içme-kullanma suyu kaynaklı olduğu ifade edilmektedir. Onlarca yurttaşımızın ve birçok emekçinin sağlık kuruluşlarında tedavi altına alındığı ve can kaybı dahi yaşandığı böylesi bir dizi olayı münferit bir hadise olarak görmek ülkemizde su ve sağlık politikalarındaki hataların üzerini kapamaktan başka anlam ifade etmeyecektir.” İfadelerine yer verdi.

“TÜM ÜRETİM TESİSLERİNİN ATIK YÖNETİMLERİ DENETLENMELİ”

Yaşanan salgının araştırılması ve elde edilen verilerin kamuoyuyla paylaşılmasını talep eden Sol Parti Yönetim Meclisi; “Hanelerinde halkımızın ve işyerlerinde emekçilerin temiz içme-kullanma suyuna erişimi için yaşanılan zafiyetten sorumlu kişi ve kuruluşlar ortadadır. Dolayısıyla gerek denetim ve kontrol mekanizmalarındaki aksaklıklar gerekse mevzuattaki boşluklar, sermayenin güvenilir su temininde dahi açığa çıkan kar hırsı, diğer taraftan merkezi iktidarın sadece sermaye yanlısı su politikaları halkımızın içinde bulunduğu durumun nedenlerini gözler önüne sermektedir. Başta salgının yaşandığı bölgeler olmak üzere, yeraltı ve yerüstü su havzaları ve yakınlarında yer alan irili ufaklı tüm üretim tesislerinin atık yönetimleri denetlenmeli, açığa çıkacak tüm raporlamalar kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Söz konusu salgının biyolojik ve kimyasal nedenleri bütünlükle değerlendirilmeli, tüm bilimsel çıktıların kentin tüm paydaşlarıyla ivedi ve şeffaf olarak paylaşılması sağlanmalıdır. Bilinmelidir ki yaşanılan zehirlenme olaylarında verileri saklayan, sermaye gücüne göre gerçekleri manipüle eden her kişi ve kurum alenen halk sağlığını yok sayacaktır, saymaktadır.” açıklamasında bulundu.

“TEMİZ İÇME SUYUNA ERİŞİM, TÜM İNSANLAR İÇİN TEMEL BİR HAKTIR”

Temiz suya erişimin sermayedarların tasarruf tedbirlerine takılmakta olduğunu dile getirilen açıklamada; “Temiz içme suyuna ve sağlıklı yaşama erişim, tüm insanlar için temel bir hak olarak tanınmaktadır. Su sadece temel bir gereksinim değil, aynı zamanda, hava ve toprak gibi canlı yaşamının en temel ögelerinden biridir. Tarımsal üretimden günlük insan ihtiyacına varıncaya değin su doğal yaşamın en vazgeçilmez parçalarından biridir. O nedenle suyun canlı yaşamına erişiminin en temiz ve güvenilir şekilde olması bilimsel, yaşamsal gerçekliğin tartışılmaz bir gerçeğidir. Tüm bu evrensel ve bilimsel değerlere rağmen su zengini olmayan ülkemizde, içme-kullanma suyuna bağlı olarak yaşanılan salgınlar artmakta, bu artışa karşı hiçbir reel önlem alınmamakta, yeraltı ve yerüstü su kaynakları bölgelerinde her nevi rant güdümlü yapılaşmaya olanak sağlanmaktadır. Bir avuç azınlığın mutluluk hırsına sağlanan çaba maalesef halkımızın temiz ve güvenilir içme-kullanma suyuna erişimi için sarf edilmediği gibi, temiz suya erişim sermayedarların tasarruf tedbirlerine takılmaktadır.” ifadeleri kullanıldı.

“GEREKLİ MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Bolu’da yaşanan salgın sürecinin takipçisi olduklarını vurgulayan Sol Parti Yönetim Kurulu Meclisi, “Bizler halk sağlığını tehdit eden her türlü denetimsizlik, girişim ve politikanın karşısında bilimsel saiklerle ilimizde yaşanılan salgın süreçlerinin de takipçisi olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. İdari anlamda sorumluluğu olan tüm yetkililerin yaşanılan kirlenmenin biyolojik ve kimyasal analizlerini tüm şeffaflığıyla kamuoyu ile paylaşması gerektiğinin altını çizerken, halkımızın güvenilir ve temiz içme-kullanma suyuna erişimi için gerekli mücadeleyi sürdüreceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyoruz.” dedi.

Editör: TE Bilisim