Saadet Partisi İl Başkanı Veysel Çetinkaya, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Çetinkaya Ergenekon davasından asgari ücrete, Erdoğan’ın simit-çay hesabından ekonomik duruma ve yerel gündeme dair açıklamalar yaptı.

Saadet Partisi Bolu İl Başkanı Veysel Çetinkaya, ülke ve yerel gündeme dair partisinin görüşlerini açıkladı.

“TEK ÖLÇÜMÜZ HAKTIR, HUKUKTUR, ADALETTİR”

Çetinkaya açıklamalarına geçtiğimiz hafta yaşanan Ergenekon Davası Mütalası ile başladı. Çetinkaya açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Geçtiğimiz hafta Ergenekon Davasında yaşanan gelişmelere değinmek istiyorum. Bildiğiniz üzere savcılık dava kapsamında mütalaa verdi. Mütalaada; “Ergenekon adlı bir terör örgütünün varlığı ispat edilememiştir.'' denildi. Burada birkaç husus üzerine durmak istiyorum. Bugün bize türlü iftiralar atarak çeşitli ithamlarda bulunanlar, geçmişte de doğruları söylediğimiz için bize Ergenekoncu diyorlardı. Hâlbuki biz 28 Şubat’ta bize yapılan haksız muameleye rağmen adaletli olunmasını tavsiye ettik. Suriye’de itidali tavsiye ettiğimiz için Esedci dediler. Bugüne kadar daha birçok ithamda, iftirada bulundular. Ergenekon davasında ise adaletle muamele edilmesini tavsiye ettiğimiz için birileri bizi Ergenekon’un dindar ayağı olmakla suçladı.  Bugün de yine adaleti, doğruyu, hakkı savunduğumuz için bize hakaret ve iftirada bulunmaya kalkanlar var.

Tekrar söylüyorum bizim tek ölçümüz haktır, hukuktur, adalettir. Milli Görüş 50 yıldır çizgisini bozmadan yoluna devam etti. Atılan türlü iftiralara rağmen istikametinden asla taviz vermemiştir. Bugün Ergenekon meselesin de olduğu gibi yarında farklı meselelerde bizim tarafımızın hukuk ve adalet olduğu anlaşılacaktır. Umuyorum ki bize o gün Ergenekoncu yaftası vuranlar bugün vicdan muhasebesi yaparlar.

 “İSRAF VE GÖSTERİŞ ÖNLENSE BU ÜLKENİN KAYNAKLARI YETER”

Bildiğiniz üzere asgari ücret tespit komisyonu ilk toplantısını 6 Aralık Perşembe günü yaptı.  Hemen belirtelim ki bugün Türkiye şartlarında asgari ücretliye ödenen 1603 lira maaş emeğe zülümdür,  emekçiye zulümdür,  insana zulümdür.  Bugün Türkiye’de yapılan araştırmalar gösteriyor ki yoksulluk sınırı 6 bin 328 TL, Açlık sınırı ise 1972 TL’dir.  Bu rakamlara rağmen eğer toplanacak komisyonda “çalışandan fedakârlık beklenirse” bu durum tam manasıyla trajik komik bir olay olacaktır.  Milletimiz bugüne kadar yeterince fedakârlık yaptı.  İktidar sosyal adaleti sağlamakla mükelleftir. Kimse bunu lütuf olarak algılamamalıdır. Emin olun sadece israf ve gösteriş önlense bu ülkenin kaynakları yeterli hale gelecektir.

  “ERDOĞAN HESAP YAPMAYI UNUTTU”

Bakınız bugün ülkemizde ekonomik şartlar her geçen gün zorlaşıyor. Yapılan bir araştırmada gelişmekte olan ülkeler sırasında yılbaşında 5. Sırada olan Türkiye şuan 20. sıraya düşmüş durumdadır.

Bu noktada hep beraber bir hesap yapmak istiyorum; Ak parti genel başkanı Sayın Erdoğan, çay-simit hesabı yaparak iktidara gelmişti.  Ne hikmetse iktidara gelince hesap yapmayı unuttu. İki ihtimal var, ya hesap yapmayı bıraktı ya da simit yemeyi. Ama biz hatırlatalım. Hesapta, bir değişiklik yok.  Şu anda 4 kişilik bir aile, üç öğün sadece çay içip, simit yese bu asgari ücret yetmiyor.  İktidara bakarsak ekonomi büyüyor.  İyi de o zaman garibanın simidi büyümek yerine niye küçülüyor.  Bu nasıl büyüme, bu nasıl ekonomi, bu nasıl adalet.

“RAKAMLARLA OYNAMAK EKONOMİYİ DÜZELTMEZ”

Ekonomimizde ki diğer gelişmelerle devam etmek istiyorum. Geçen hafta TÜİK kasım ayı enflasyon rakamlarını açıkladı.  Enflasyon, kasım ayında yüzde 1,44 gerileyerek, yıllık bazda yüzde 21,62 olduğu ilan edildi.  Görülüyor ki iktidarın ekonomiyi kurtarmak için TÜİK’ de gerçekleştirdiği görevden almalar son derece işe yaramış. Böyle giderse enflasyon %10’da düşer %5’de lakin bu sadece kağıt üzerinde kalır. Enflasyon düşüyor, ekonomi düzeliyor da neden hala çarşı pazar el yakıyor?  Esnaf kan ağlıyor?  İşsizlik her geçen gün artıyor?

Bir kere daha hatırlatmak istiyorum;  Bir ülkenin ekonomisi kağıt üzerinde oynanan rakamlarla değil,  ortaya koyduğu üretimle düzelir.

“ÖNCE AHLÂK VE MANEVİYAT”

Son günlerde bilindiğimiz üzere Bolu'muzda emniyet tarafından sık sık fuhuş operasyonları yapılmaktadır. Bu operasyonlar genellikle 1+1 evlere yapılmaktadır. Her geçen gün toplum olarak ahlaki çöküntünün ve toplumsal bozulmanın içine sürüklenmekteyiz. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)'in yaptığı araştırmalara göre 2002'den bu yana fuhuş yüzde 790 uyuşturucu bağımlığı yüzde 678, çocukların cinsel istismarı yüzde 434 adam öldürme yüzde 261 boşanma oranı yüzde 37 artmış bulunmaktadır.

Bu rapora göre Türkiye'de ekonomik ve sosyal sorunların tetiklediği sosyal bozulmalar nedeniyle suç oranında önemli artışlar gözleniyor. Bütün bu sorunları temel kaynağı Türkiye'de verilen maddiyatı dayalı maneviyattan uzak materyalist eğitim sistemidir. Bir toplumu ayakta tutan en önemli değer ahlak ve maneviyattır. Ahlâk sistemi, değerler sistemine dayanmakta olup temel fonksiyonu, değerler sisteminin ön gördüğü hayat tarzının korunmasıdır. Bizim de toplum olarak en büyük görevimiz bu değerleri korumaktır, yaşatmaktır.

Millî Görüş Hareketi’nin diğer siyasi hareketlerden en belirgin farkı, Önce Ahlâk ve Maneviyat ilkesini bayrak edinmiş olması ve bu konuda ki ısrarıdır. Önce Ahlâk ve Maneviyat bayrağını açarak yola çıktık. Millî görüş olarak bu Ahlak ve Maneviyat bayrağını taşımayı kendimize borç bilmekteyiz.

 

Editör: TE Bilisim