“MERHABA, Bundan böyle her Pazartesi günü ‘KÖROĞLU GAZETE’mizde GÖNÜLBAĞI sütununda birlikte olacağız.

Tüm dostlara ve sevenlere sonsuz sevgilerimle başlıyorum.”

Yukarıdaki giriş cümleleri ile bundan tam 16 sene önce, günlük yayınlanmaya başlayan ‘KÖROĞLU’ gazetemizde 5 Temmuz 2004 Pazartesi günü haftada bir gün yazı yazmaya başlamıştım. Aralıksız her pazartesi yazarak, Köroğlu Gazetesinde 25.7.2016 günü çıkan yazdığım “DARBE II” yazısı ile yazılarım son buldu. Yani Köroğlu Gazetemizde aralıksız her hafta 12 sene boyunca yazarak bir rekora imza atmıştık. Aradan dört sene geçmiş. Bizdeki yazı yazma, bazı olaylara tarih düşme hevesi devam ediyor. İnşallah her hafta yine yazmaya devam edeceğim. Yeniden merhaba diyorum.

Son haftalarda Seben Taşlıyayla Göleti ile ilgili basında birçok haber ve yazılar çıktı. Ben daha önce bu sütunlarda ona yakın yazı ile bu konuda bazı şeyler yazmıştım. Tabi bu yazılar yazılalı 15 seneye yakın olmuş. Hem hatıraları tazelemek hem de o zaman kaleme alamadığım bazı hatıraları tekrar yazmak istiyorum.

Yine kendisi Bolu-Seben doğumlu Hüseyin Tunçay kardeşimizin Seben Taşlıyayla Göleti konusundaki kitabının çıktığını duymak bizi sevindirdi. İki sene önce kendisine birçok bilgi, belge ve resimleri içeren doküman vermiştim. Kitabı merak ediyorum. Kendisi ile görüştüm. Bana gönderecek. İnşallah bu konuyu kitabı okuduktan sonra değerlendireceğiz.

Bizim 2004’lerden başlayan ve o zaman hayalimiz olan borulu sulama projesinin ihale yapılması ve başlanması ve de buradan HES ile elektrik enerjisi elde edilmesi çalışmalarının hız kazanması bizleri mutlu ediyor.

Bizler Özel İdareciler olarak o zamanki maddi imkanlar çerçevesinde beş sene içinde göleti ancak bitirebildik. Para bulabilse idik tabi ki borulu sulama sistemini de yapacaktık. Göleti bitirip Seben deresine su vererek 50 km lik bu dere etrafında güzergâhta bulunan 50 ye yakın pompalı veya cazibeli sulama sistemlerine su sağladık. Ağaçların-bostanların kurumasını önledik. Hatta beş adet köyümüzün dereden keson kuyularla sağlanan içme suyu tesislerinin suyunu temin ettik. Geçenlerde beni ziyaret eden Muharrem Demirel hocama da anlattım.  O bana serzenişte bulundu; “ Göletin suları boşaltılıyormuş, sulama sistemini o zaman niye yapmadınız” dedi. Ben de para vardı da biz mi harcamadık deyince hak verdi. Bizim için o zaman tünel açmak bile masraflarından dolayı bir hayaldi. Biz başka türlü yapacaktık. Fakat tünel en iyisidir. Gölet suları boşaltılıyor. Tünel bittikten sonra tekrar dolar. Niye boşaltılıyor demek anlamsızdır.

Son olarak yazılarımıza başlarken, Yunus emre gibi bende diyorum:

Ben gelmedim dava için

Benim işim sevgi için

Dostun evi gönüllerdir

Gönüller yapmaya geldim.

Tüm dostlara merhaba.

Selam, sevgi ve dua dileklerimle...