Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Türker Ateş İYİ Parti heyetini ağırladı. Bolu’nun ekonomik hayatına ilişkin görüş ve önerilerin değerlendirildiği toplantıda Ateş Bolu’nun gelişimine katkı sunacak konulara dair önemli değerlendirmeler yaptı.

İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. İmam Hüseyin Filiz, İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu ve Genel İdare Kurulu Üyesi Süleyman Sırrı Özdolap İYİ Parti Bolu İl Başkanı Ahmet Örnekbaş ve partililerin eşliğinde Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Türker Ateş’i ziyaret etti. Gerçekleştirilen ziyarette Bolu’nun ekonomik sorunları ve geleceğe ilişkin çözüm önerileri masaya yatırıldı.  Bolu’da sivil toplum kuruluşlarına yaptıkları ziyaretlerden memnuniyet duyduklarını söyleyen İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu, Türkiye genelinde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener başta olmak üzere İYİ Partili heyetlerin il ve ilçelerde vatandaş ve esnaf gezileri ile ilgili değerlendirmeler yaptı.

“ÜLKEMİZİN İHTİYAÇ DUYDUĞU KONULAR ÜZERİNDE ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORUZ”

Bolu ziyaretlerinin amacını Nuhoğlu şu şekilde anlattı: “Biz Türkiye’yi yönetmeye hazırlanıyoruz. Çok yol aldığımızı düşünüyoruz. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu konular üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Ülkede yaşanan sorunları ve illerimizin sorunlarını yerinde görmek gerekiyor. Buralarda duyacağımız olumlu gelişmeler varsa birlikte mutlu olmak istiyoruz. Aksaklıklar varsa bu durumları da mecliste gündeme getirmek istiyoruz. Bu amaçla sizleri ziyaret ediyoruz.”

“TÜRKİYE’NİN NABZINI TUTAN ODALARDAN BİRİSİYİZ”

TSO Başkanı Türker Ateş İYİ Parti ziyaretinden mutluluk duyduklarını belirterek oda olarak gösterdikleri faaliyetler ve Bolu ekonomisi hakkında yaptığı açıklamada, “20 yıldır burada görev yapıyorum. 3 dönemdir başkanlık görevi sürdürüyorum. Odamızın 3800 üyesi var. Üyelerimiz arasında 400’e yakın sanayicimiz var. Bu sanayicilerimizin içinde ilk 100’ün içinde 2 işletmemiz var. İlk 500’ün içinde de toplam 6 firmamız var. Küçük bir iliz ama sinerjisi büyük bir iliz. Odamız aynı zamanda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde çok aktif görevde. TOBB’un konseyinde varız. Tahkim divanında başkan yardımcılığı görevini sürdürüyorum. Adil Konukoğlu başkan ben yardımcısıyım. OSB’lerin yüksek kurulu OSBÜK’te yüksek koordinasyon kurulu üyesiyim. Aslında Türkiye’nin nabzını tutan odalardan birisiyiz. Avrupa’da EUROCHAMBRES’ta sandelyesi olan bir üyeyiz. Çok aktif bir oda olarak faaliyet gösteriyoruz” dedi.

“BOLU’DA EN BÜYÜK İLÇE ÜNİVERSİTE”

İlimizde yüzde 10 tarım sektörünün var olduğunu belirten Ateş ayrıca, “Yüzde 30’larda sanayi sektörümüz var. Yüzde 60’larda hizmet sektörümüz var. Pandemi sürecinde en çok hizmet sektörümüz etkilendi. İlimizin yüzde 60’ı bu durumdan yara almış vaziyette. Otellerimize bakıldığında, otellerin ilimizde ikame edildiği mesire alanlarının yoğun olduğu bir il. Pandeminin oluşturduğu sıkıntıyı çok iyi hissediyoruz. İşin boyutunu matematiksel olarak ifade etmek isterim. İlimizin en büyük ilçesi Gerede. Gerede’de yaklaşık 32 bin nüfusa sahip bir ilçemiz. Yüzde 1 oranında küçülmüş bir ilçe. Üniversitemiz 32-33 bin civarında bu rakamlara bakıldığında üniversitemiz yüzde 1 büyümüş durumda. Bolu’da en büyük ilçe üniversite. Üniversitenin kapalı olduğu bir ilden söz ediyoruz. Bolu’da üniversite ile ilgili bir analiz yaptırdığımızda okuyan öğrencilerimizin yüzde 51’i Ankara ve İstanbul’da yaşıyor. İlimizin ekonomik dinamiklerinden biri olan üniversitemizin kapalı olması bizleri hizmet sektöründe sıkıntıya sokmuş durumda” ifadelerini kullandı.

“NORMALLEŞME SÜRECİNDE HİZMET SEKTÖRÜ İŞÇİ BULAMAYABİLİR”

Ateş açıklamasının devamında şunları söyledi: “Sanayi sektörüne baktığımızda sanayi sektörümüz şanslı bir sektör. Şu dönemde şanslı bir sektör haline geldi. Çin’in üretimde yavaşlaması ve Avrupa pazarından biraz uzaklaşmasından dolayı Avrupa’da bir pazar oluşturdular. Hakikaten iyi bir giriş yaptılar. Nisan ayına kadar siparişleri olan firmalar var. Artan talep sebebiyle çok hızlı bir işçi alımı yaptılar. Özellikle hizmet sektöründe çalışan işçilerden sanayiye çok ciddi bir giriş oldu. Hızlı bir normalleşme sürecinde bu sebeple hizmet sektöründe çalışacak işçi bulma konusunda sıkıntı yaşanabilir.

“ONLARLA GURUR DUYUYORUZ”

Bolu ihracat tarafında bakıldığında 1 milyar dolarlık işlem hacmine sahip. Bu işletmelerin merkezleri burada olmadığı için Bolu’da 200 milyon dolarlık bir işlem gözüküyor. Pandemi sürecinde ciddi sıkıntılar yaşandı ama ikinci çeyrekte tarım sektörü Türkiye’de tek büyüyen sektör oldu. İnsanlar toprağa dönmeye başladı. Tarım sektöründe çok büyük pay almıyoruz arazilerimizin yüzde 60’ın üzerinde ormanla kaplı olduğu için arazimiz çok büyük değil. Biz tarıma dayalı sektörlerden örneğin kanatlı sektörden faydalanıyoruz. Kanatlı sektörde Türkiye’nin yüzde 30’nu karşılayan bir iliz. Kanatlı sektöre ilişkin bir kriz yaşandığında bu durumun ilimize yansımaları şiddetli oluyor. Bolu bu sektörde iş yapan oyuncular çok kuvvetli. Bu işletmelerimiz Türkiye’de çok güçlü onların gücünü hissediyoruz. Sermayesi kuvvetli firmalarımız bizde onlarla gurur duyuyoruz.

“BU ÇALIŞMA TÜRKİYE’DE TEKTİR”

İlimizde yüzde yüz yabancı olan 7 tane firmamız var. Bu firmalar devamlı kendilerini geliştiriyorlar. Sanayimiz sürekli büyüme içinde olduğu için organize sanayi bölgemiz yüzde yüz kapasite ile çalışıyor. Organize sanayi bölgemiz dolmuş durumda. bu sebeple yeni organize sanayi bölgesi oluşturmaya çalışıyoruz. Bu konuda Bolu merkezde doygunluk olduğu için ilçelerimize yönelelim dedik. Israrla söylemiştik il bazlı teşviklerin ilçeler bazına dönesi gerektiğini ifade ediyoruz. İlçelerimizde 2 ilçemiz hariç diğer ilçelerimiz Bolu’ya göre birer derce düştü. Mengen ilçemiz bizimle aynı seviyede gözüküyor. Bu anlamada Mengen’in yeninden gözden geçirilmesi gerekiyor. Gerede ilçemiz için söyleyemeyiz ama Mengen ilçemiz zengin bir ilçe değil. Yeniçağa bölgemizde organize sanayi bölgemiz 118 hektar. Orada kamulaştırma için ilk adımı attık, yatırım programına soktuk. Yeniçağa ile Dörtdivan’ı da eşgüdümlü olarak hareketlendirmek istiyoruz. Yeniçağa yönelik talepler var orada hareketlenme başladığında belki iş gücü ile ilgili sorunumuz olabilir.  118’lik hektarda yapılacak organize sanayi bölgesinde fabrikalar yapacağız. Bir fabrikada 2 bin kişi çalışsa bu durum ilçenin kaderini değiştirebilir. OSBÜK’te bu konuyla ilgili bir çalışma hazırlıyoruz. OSB’nin ilçeye neler verebileceğini, ilçeden nelere ihtiyaç duyabileceğini, ilçenin OSB’den neler isteyebileceğine ilişkin çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışma Türkiye’de tektir. Bu konuda çalışma yapıyoruz. “

DÖRTDİVAN’DA KARMA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ

Dörtdivan’la ilgili bir çalışmamız var ilçe Belediye Başkanı Hamza Efe Bey dün geldi. İlçede yapılacak olan OSB’nin tarım mı? Karmamı olması konusunda düşünüyoruz ama şuanda karmalar önde gibi duruyor. Tarım organizelerin ülkede çok iyi gitmediği görülüyor. Bu sebeple biz orada karma organize sanayi bölgesi yapma düşüncesi var. OSB’lerde biri dolmadan yeninin açılmasına izin verilmiyor. Yani Yeniçağa OSB dolmadan Dörtdivan’a OSB yapılması mümkün değil. Yeni dönemde bu durumu aşmaya çalışıyoruz.

KIBRISÇIK İLÇEMİZ DOĞUDAKİ BİRÇOK YERDEN KÖTÜ DURUMDA

Kalkınma Bakanlığı döneminde Cevdet Yılmaz Bey’e ilçeler bazında sosyo ekonomik kriterler üzerinde yapılan değerlendirmelerin yanlış olduğunu anlatmıştım. O dönemde yapılan değerlendirmeler 61 kritlerle yapılıyordu şimdi illerde 52 ilçelere 32 kriter üzerinden değerlendirme yapılıyor. Bu kriterlerin yanlış olduğunu ifade ediyorum. Tamamı doğru değil. Kıbrısçık ilçemize baktığımızda ilçede bir tane benzin istasyonu var. Oradan benzin almazsanız yolda kalıyorsunuz. Kıbrısçık ilçemizin şartlarına baktığınızda üçüncü derece olması mümkün değil. Doğudaki birçok yerden çok daha kötü durumda.

SANAYİ FAİZ LOBİSİNDEN KURTULMALI

Ülkede sanayinin gelişimi için yapılması gereken en öncelikli konu faiz lobisinden firmaların kurtulması. Bankaların işletmelere ortak olması gerektiğini düşünenlerden biriyim. Bir fabrikamız, işletmemiz sıkıntıya girdiğinde bankalar o işletmelerin geçici hissedarları olmalı. Sermaye sorununa düşen işletmelerimiz bu modelde bir çalışma ile yeniden hayat döndürülebilir. Banka tarafından satın alınan hisseler yılsonunda ya da uygun şartların oluşmasıyla yeniden işletmelere devredilebilir. İşletmelerimiz faiz ödemekten yoruldu. Ne yaparsanız yapın inavasyon sürekli gelişiyor. Sanayi sektörünün en büyük tehlikesi de bu. İnavasyon geliştikçe insanlardan çok makinelere yatırım yapmaya başladık. O yatırımların finansmanını sağlayabilmek için borçlanıyoruz.

AKADEMİSYENLERİMİZ BOLU’DA İKAMET EDİYORLARSA BOLU İLE İLGİLİ KAYGILARI VE PROJELERİ OLMALI

Bizim Bolu’da sanayi sektörü ile üniversiteyi yan yana getirmemiz çok zorlaşıyor. Ben teknokentin kuruluşunda teknoparkların oluşturulmasına imza atanlardan biriyim. O dönemde yapılan bu türlü girişimler üniversite ile o kentin içindeki dinamikleri kaynaştırma projesiydi. Benim üniversitelerle şehri birleştirecek bir önerim var. Üniversitelerde doktora ve doçentlik tezini hazırlayan akademisyenlerin bu çalışmalarını Bolu ile ilgili yapmalarını, akdemeik çalışma kriterlerine yaşadıkları ilin bu çalışma kapsamına girmesini istiyoruz. Akademisyenlerimiz Bolu’da ikamet ediyorlarsa Bolu ile ilgili kaygıları ve projeleri olmalı. En az bir tezin bu konuda zorunlu hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bolu’da şehir ve üniversite birbirinden kopuk maalesef. Üniversitemizle şehrimizi bir araya getirmemiz lazım. Ne yapmalıyız nasıl bir çözüm bulmalıyız bu durumu düşünmek mecburiyetindeyiz.

MUTLAKA BOLU’NUN DA İÇİNDE OLMASI LAZIM

Yüksek hızlı tren Bolu için çok önemli bir konu. Yüksek hızlı tren konusunu İYİ Parti İl Başkanımız Ahmet Bey’de gündeme getirmişti bizde aynı konu ile ilgili görüşlerimizi yine ifade etmiştik. Yüksek hızlı tren konusunun iyi anlaşılması ve iyi anlatılması lazım. Ulaştırma Bakanlığı’nın güzergâh tespitinde mutlaka Bolu’nun da içinde olması lazım. Yüksek Hızlı Tren Bolu’yu çok ileriye götürecek bir hizmet. İlimiz hem sosyal hem de ekonomik olarak çok ileri seviyeye ulaşacaktır. Böylesi önemli bir hizmete hayır demek ya da geri durmak anlaşılır değil.  Yüksek hızlı trene hayır diyen kişi Bolulu olamaz.

Editör: TE Bilisim