TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğü’nce düzenlenen “Gençler Niçin Ar-Ge Süreçlerinde Yer Almalı?” konulu söyleşide, üniversite öğrencileriyle bir araya geldi.

Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi koordinasyonunda, 16 paydaş üniversitenin katılımıyla, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ev sahipliğinde başarıyla gerçekleştirilen bölgenin en büyük organizasyonu Batı Karadeniz Kariyer Fuarı’nda emeği geçen Düzenleme Kurulu Üyeleri ve öğrencilere sertifika ve iftar programı gerçekleştirildi.

Kongre Merkezi Bordo Salonda saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başlayan programa, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal konuk oldu. Programa; Bolu Valisi Ahmet Ümit, Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Bektaş, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Serkan Özalp, BAİBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, İl Emniyet Müdürü Sadettin Aksoy, İl Jandarma Komutanı J. Kd. Alb. Haluk Saygılı, il protokolü üyeleri, Üniversite senatörleri ve akademisyenler, BATIKAF ve TEKNOFEST’e katkı veren sponsor temsilcileri, BATIKAF Düzenleme Kurulu Üyeleri ve öğrenciler katıldı.

Program, Güzel Sanatlar Fakültesi’nin ev sahipliğinde Ankara Müzik Üniversitesi’nden viyolonselde İrem İlayda Canduran ve piyanoda Tayfun İlhan’ın oda müziği konseriyle başladı. Beğeniyle dinlenen konserin sonunda sanatçılara, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı tarafından teşekkür belgesi ve çiçek takdim edildi.

BATIKAF Gönüllüsü Öğrencilere Teşekkür Belgeleri Verildi

Ardından BATIKAF’a gönül veren ve katkı sunan kıymetli öğrencilere, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Kamil Gürel, Prof. Dr. Samettin Gündüz ve Prof. Dr. Aydın Him, Üniversite dekanları ile BATIKAF Yöneticisi Doç. Dr. Murat Tarhan ve BATIKAF Koordinatörü Doç. Dr. Ayhan Çetinkaya tarafından teşekkür belgeleri verildi.

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Mandal: “Azimle Yapılan Bilim Temelli Çalışmalar, Kişiyi Başarıya Götürür”

Ramazan-ı Şerif dolayısıyla verilen iftar yemeğinin ardından TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, “Gençler Niçin Ar-Ge Süreçlerinde Yer Almalı?” konulu söyleşide öğrencilerle bir araya geldi. Öğrencilerin kariyerlerinin başında yaşadıkları başarı ve başarısızları, birebir kendi kariyerinde yaşayan bir akademisyen olarak, öğrencileri gelecekte TÜBİTAK Başkanlığı gibi görevlere davet edebilmek için kariyerinden örnekler sunan Prof. Dr. Mandal, başarısızlık durumlarında vazgeçilmeden, azimle yapılan bilim temelli çalışmaların, kişiyi başarıya götürdüğünü vurguladı. Benzer kariyer profilleri oluşturmanın ve her zaman daha iyisini yapabilmenin mümkün olduğunu kariyerinden örnekler vererek anlattı.

“Küresel Sorunların Çözümünde Bizim De Olacağımıza İnandığım İçin Bugün Sizlerle Birlikteyim”

Gelecek 10 yılın küresel risk haritasından örnekler sunarak konuşmasına devam eden Prof. Dr. Mandal, “Risk haritasına baktığımızda olasılığı ve etkisi yüksek olan salgın hastalıklar, iklim değişimleri, biyoçeşitlilik ve bu konularda devletlerin yetersizliği, aşırı iklim olayları ki ülkemiz bunları geçtiğimiz yıl belirgin bir şekilde yaşadı, gıda sıkıntısı, su krizi, geçim sıkıntısı, siber güvenlik açıkları, sosyal uyum erozyonu, zorunlu göçmenlik, borç krizleri, uzun süreli ekonomik durgunluk ve devletlerarası ilişkilerde kırılganlık durumlarını görüyoruz. Bu veriler, 2021 yılı Ocak ayına ait. Gelecek 10 yılın dünya senaryolarının büyük çoğunluğunu şu anda bütün dünya yaşıyor aslında. Bizler ya bu sorunların çözülmesini bekleyeceğiz ve bunun ancak kullanıcısı ve bağımlısı olacağız ya da bu sorunların çözümünde ‘Biz varız’ diyeceğiz. ‘Biz varız ve yapabiliriz’ demek için ve bunu yapabileceğimize inandığım için, bugün burada sizlerle birlikteyim.” dedi.

“Gelecekteki Sorunların Çözümü, Yenilikçi Bakış Açısını Gerektiriyor”

Bu güçlüklerin çözümünde geçmişte uygulanan birtakım yöntemlerin artık yeterli olmadığının altını çizen Prof. Dr. Mandal, “Bunun sebebi de, konuştuğumuz bu başlıkların tek bir disiplinle çözülebilmesi mümkün değil. İstisnalar elbette var ama geçmişteki akademisyen profilleri bunları çözmek için yeterli değil. Dolayısıyla gelecekteki bu sorunların çözümü, yenilikçi bir bakış açısını gerektiriyor. Fen, mühendislik, sağlık, sosyal ve beşeri bilimlerin de içinde olduğu bir çözüm yöntemi gerektiriyor. Pandemi sürecine baktığımızda gördük ki, toplumun yüzde 15’i aşı olmak istemiyor. Dolayısıyla teknoloji önemli bir araç ama kendi başına çözüm değil. Dolayısıyla konuyu her boyutuyla ele almak gerekiyor.” diye konuştu.

“Geleceğin Anahtarı Uzayda”

Gelecekte bizi neler beklediği hakkında ayrıntılı sunum yapan Prof. Dr. Mandal, “Yapay zeka, robotik sistemler, dijital teknolojiler, siber güvenlik, artırılmış insan, nörobilim insan beyni, nanoteknoloji. Geleceğin birtakım teknolojileri bu araçlar olabilir mi? 2030 ötesi fütüristik bir yaklaşımla ama bilim temelli bir geleceğe bakıyoruz. İnsan yapay zeka simbiyozu yani birkaç saat içerisinde bir dil öğrenmek, süper yapay zeka kavramı, avatar projesi, tamamen insanın ikizinin oluşması ki aşama aşama bunu yaşamaya başladık. Alfa kuşağı ne tür bir ortamda eğitim görecek, metaverse kavramı bunun bir parçası. Kuantum sensörler ve kuantum algılama, yani otonom araçlarla ilerlerken binanın arkasını görebilmesi kuantum sistemlerle mümkün. Pikoteknoloji, özellikle enerji depolanmasında kullanılabilecek olan bir teknoloji. Şu anda bütün dünyada çip krizi var. Bunun çözümü gelecekte silikon temelli yaklaşımlarla mümkün değil. Çözüm, sıvı moleküllerde veri depolanması yani sıvının içinde veriyi depolayabilmek. Uzay yarışı, Sayın Cumhurbaşkanının açıkladığı milli uzay programı bu noktada çok kritik. Bütün dünyanın güç dengeleri, şu anda uzay üzerinden gerçekleşiyor. Buna Ukrayna-Rusya savaşını örnek verebiliriz. Bu nedenle, uzayda söz sahibi değilseniz, sadece hava, deniz ve kara savunma sistemleriniz yeterli olmayacaktır. Örneğin Hindistan, dünyanın en zayıf ülkesi ama uzaya en çok para ayıran ülkelerinden biri yine de. Geleceğin ordularının otonom robotlardan oluşması öngörülüyor. Savaşların anahtarı uzayda ve gelecekte tüm savaşlar uzaydan yönetilecek. Bu nedenle, uzaya hakim olunması ve uzay programı kritik bir öneme sahip.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin Hedefi, 2053 Yılında 0 Emisyon”

Konuşmasında iklim değişimine de değinen Prof. Dr. Mandal, “1880-2021 yılları arasındaki iklim değişikliğine baktığımızda, 2000’li yıllara doğru 1 derecelik artış görüyoruz. Şu anda 1,2 derece. Gidebileceğimiz en üst nokta 1,5 derece. Gelecek açısından bakıldığında bu artışın ciddi bir risk ve tehdit olduğunu görüyoruz. Türkiye, bütün bunlardan ne yazık ki en çok etkilenen ülkelerden biri ama sorun çözümsüz değil. Gelecekte iklim göçmenlerinin, 800 milyon iklim göçmeninin oluşacağını öngörüyoruz. Çözüm noktalarında ise, 2030’da tamamen elektrikli araçlara geçme var. Her ülkenin bu konuda bir hedefi var. Türkiye’nin de 2053 yılında 0 emisyon hedefi var. Su kıtlığına bakacak olursak; 2050 yılında şu anda öngörülen sıcaklığa ulaşması 3 milyar kişinin suya ulaşamaması demek olacak. Bu 3 dereceye giderse, 4 milyar insanın suya ulaşamaması demek. Ama bu da çözümsüz değil.” diye konuştu.

Yeşil Hidrojen Teknolojileri-Yeni Nesil Nükleer Reaktörler

Çözüm önerileri hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Mandal,“Yeşil hidrojen teknolojileri ve yeni nesil nükleer reaktörler ki bunlar ufak, ucuz, modüler, güvenilir reaktörler. Uçan rüzgâr türbinleri ve havayla çalışan jeneratörler de üzerinde çalışılan alanlar. Nüfus artışı buna karşılık enerji arzının ve su arzının artması. Biyoçeşitliliğin azalması. Lityum aynen çip krizi gibi olacak ileride. Enerji savaşları ama alışılageldiği gibi petrol üzerine olmayacak. Sentetik biyoteknoloji ve kritik hammaddeler, hızlı şarj olan araç bataryaları, biyolojik tehdit ve riskler yani şu an karşılaştığımızın 40 katı kadar salgın hastalıklarla mücadele edeceğiz. Bireysel, kişisel tıp bu noktadaki bakış açılarını oluşturuyor. Tarımda dijitalleşme, akıllı tarım yöntemleri. Gelecekte geleneksel bir tıp ya da hukuk fakültesi mezununa ihtiyaç yok. Gelecekten kastım çok uzak değil, 6-7 yıl sonra. Yaşayan robotlar, sizin vücudunuzda yaşayan biyoteknolojik robotlar ama aynı zamanda bunlar okyanustaki bir plastik kirliliği azaltabilecek noktada da farklı fonksiyonları olan robotlar. Optik odaklı sistemler, gelecekteki birçok hastalığa çözüm oluşturması noktasında katkı sağlayabilecek. Otonom cerrah robotlar, öngörücü, önleyici, kişisel tıp boyutu ve daha az gıdayla daha fazla et ve daha az metan gazı oluşumu.” değerlendirmesinde bulundu.

“Geleceğin Mesleklerinde Karmaşık, Değişken ve Dinamik Sorunları Çözme Becerisi Önem Kazanacak”

Konuşmasını, ‘Bütün bunlar bize neyi söylüyor?’ sorusunun yanıtını vererek sürdüren Prof. Dr. Mandal, özetle “Gelecekle ilgili birtakım aranan yeterliliklere baktığımızda, karmaşık, değişken ve dinamik sorunları çözme becerisi karşımıza çıkıyor. Diğer boyut, liderlik ve sosyal etki. Teknoloji kullanımı takibi ve teknolojinin kontrolü yeni ekleniyor. Duruma göre hareket edebilme, stres toleransı ve esnekliği. Geleneksel bir bakış açısı bunu çözmek için yeterli değil. Yenilikçi bir bakış açısına ihtiyaç var. Geleceğin meslekleri olarak bakıldığında, artırılmış gerçeklik mimarlığı, sertifikalı iha pilotu, uzay turizmi rehberi, yaşam süresi uzatma teknisyeni, yapay zeka kişilik tasarımcısı, iklim değişimi uzmanı, uzay çöpü geri dönüşüm uzmanı, uzay madencisi gibi birçok karşılaşmadığımız meslekle karşılaşacağız. Burada birçok disiplini eş zamanlı düşünebilmeniz lazım.” yorumunda bulundu.

Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK Faaliyetleri Konusunda Öğrencileri Bilgilendirdi

Öğrencilere kariyerlerini geliştirmeleri için 5 önemli tavsiyede bulunan Prof. Dr. Mandal, TÜBİTAK’ın amaçları ve faaliyetleri hakkında öğrencilere bilgi verdi. TÜBİTAK’ın amacının bilgi üretmek ve insan kaynağının gelişimini sağlamak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mandal, “TÜBİTAK olarak yaptığımız iki ana faaliyet var. Türkiye’deki araştırma ekosistemini desteklemek ve hem sanayi, hem üniversiteler, hem bilim insanları ve araştırmacılar açısından toplumda her yaş grubu için bilim ve teknoloji farkındalığı oluşturmak ve teknoloji geliştirmek. TÜBİTAK’ın görünürlük yüzü, ürünle değil teknolojiyle ilgili. Örneğin 2023 yılında 2 tane uydumuz uzaya fırlatılacak. Bu uyduları, TÜBİTAK’ın koordinasyonunda, Türk araştırmacılar ve mühendisler geliştirdi. Enerji teknolojileri, iklim değişikliği, malzeme, yaşam bilimleri, aşı çalışmaları, bilgi işlem teknolojileri, siber güvenlik, kripto sistemler, yapay zeka, elektronik ağ, yazılım, uzay, savunma araştırma geliştirme enstitüsü, yönetişim bilimleri, temel bilimler gibi başlıklarımız var.” şeklinde konuştu.

“Üniversite Öğrencilerimizi, TÜBİTAK Destek Programlarına Başvurmaya Davet Ediyorum.”

TÜBİTAK’ın özellikle üniversite öğrencilerine yönelik destek programları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Mandal, şunları söyledi:

“Kariyer yolculuğumuz dediğimiz bilim temelli çalışmalarda, özellikle lisans öğrencilerimizi ben çok kıymetli buluyorum. Araştırma çalışmalarının en önemli aşamalarının önlisans ve lisans eğitimi ile ilgili olduğunu düşünüyorum. STAR Stajyer Araştırmacı programımız ve bu programın sahibi öğrencilerimiz. Bu programı biz başlatmadık, öğrencilerimiz başlattı. Bu program, pandemi döneminde başladı. Aşı ve ilaç çalışmalarının yapıldığı dönemde, niçin bu çalışmaları illaki doktora öğrencileri ve akademisyenler yapacak diye düşündük. Lisans öğrencilerimiz, ‘Biz de bu sürecin içinde olmak istiyoruz’ dediler. STAR programı bu şekilde başladı ve şimdi bütün alanlara yayıldı. 2000 lisans öğrencisi ve özellikle 300 arkeoloji öğrencisini, Kültür ve Turizm Bakanlığımızla birlikte ön plana getirdik. Yani toplamda 2300 STAR bursiyerimiz olacak. Bu programın en önemli kazanımı, deneyimli bir araştırmacının yanında stajyerlik yapmak. Bir diğeri, lisans ve önlisans düzeyinde kendi projelerini yürütmek ve yönetmeleri için vermiş olduğumuz destek. Birçok üniversite mezunu arkadaşımız iş aramak için geliyor ama özgeçmişine baktığımız zaman sadece dersler var, başka bir şey görmüyorsunuz. Diyorum ki, öğrenci projeleri programına başvurdunuz mu? Bu bursu alıp almadığını sormuyorum sadece başvurup vurmadıklarını öğrenmek istiyorum. Siz başvurarak bile, bu projeyi yönetip yürütebilirim diyorsunuz. Bu program kapsamında 2021’in birinci döneminde 2000 öğrenci başvurmuş, desteklenme oranı yüzde 65. Şu anda iyi bir başvuru sayısı var. Yeni bir çağrıya çıkacağız. Destekte ilk üçe giren üniversitelerin hiçbiri bilinen, büyük olarak nitelendirilen üniversiteler değil aslında. Yani başarıya ulaşma aslında başvurmaktan geçiyor. ‘Hiproponik Tarım Uygulamaları ile Yetiştirilen Seçilmiş Fesleğen Genotiplerinin Verimi ve Bazı Kalite Performanslarının Belirlenmesi’, bu bir lisans öğrencisinin yaptığı projenin ismi. Danışman hocalarımızın da yardımıyla öğrencilerimiz her türlü projeyi rahatlıkla yapabiliyor. O yüzden bütün öğrencilerimizi bu programlara başvurmaya davet ediyorum. Öğrencilerimiz, kendi projelerini kendileri belirliyor ve desteklenen öğrencilerin önemli bir kısmını lisans öğrencileri oluşturuyor. Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışmaları ise, başvuruları Mayıs ayına kadar devam edecek. 9 alanda dereceye girenler TEKNOFEST’te ilan ediliyor ve birinciler ödüllerini Sayın Cumhurbaşkanımızdan alıyorlar.”

Prof. Dr. Mandal, lisansüstü ve doktora programı öğrencilerinin başvurabileceği programlar, TÜBİTAK MAM ve TÜBİTAK BİLGEM ile TEKNOFEST ve TÜBİTAK yarışları hakkında da bilgi vererek, ayrıntılara TÜBİTAK’ın web sayfasından ulaşılabileceğini vurguladı. Prof. Dr. Mandal, Bolu Valisi Ahmet Ümit ve Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı ile programın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.

Rektör Alişarlı, Kendi Yaptığı Ebru Çalışmasını Prof. Dr. Mandal’a Hediye Etti

Soru-cevap bölümünün ardından TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’a, Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı tarafından teşekkür plaketi ve çiçek takdim edildi. Rektör Alişarlı, BATIKAF ebru atölyesinde yaptığı ebru çalışmasını da Prof. Dr. Hasan Mandal’a hediye etti.

Sanatçı Songül Sönmez’in yaptığı ebru çalışması ise, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Serkan Ece ve Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülten Kurt tarafından, Rektör Alişarlı’ya takdim edildi.

BATIKAF Düzenleme Kurulu Üyelerine Teşekkür Belgesi Verildi

Bolu Valisi Ahmet Ümit’in teşekkür konuşmasının ardından BATIKAF yönetici ve üyelerine teşekkür belgeleri, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Kamil Gürel, Prof. Dr. Samettin Gündüz ve Prof. Dr. Aydın Him ile fakültemiz dekanları tarafından verildi.

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Mandal, NÜRDAM’ı Ziyaret Etti

Program öncesinde TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Üniversite Nükleer Radyasyon Dedektörleri Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni (NÜRDAM) ziyaret ederek, incelemelerde bulundular.

Ziyaret kapsamında, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kamil Gürel ve NÜRDAM Başkanı Prof. Dr. Ercan Yılmaz ile ekibi, Prof. Dr. Mandal ve Rektör Alişarlı’ya eşlik ettiler. NÜRDAM ziyaretinin ardından Rektör Alişarlı, Bolu Valisi Ahmet Ümit ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ı makamında ağırladı. Prof. Dr. Hasan Mandal, ziyaret kapsamında, Ayvaz Elektromobil ekibiyle bir görüşme gerçekleştirdi.

Editör: TE Bilisim