Sayın Okurlar:

Papatya falına bakılırken, her yaprak koparmada, seviyor sevmiyor denir, iş şansa bırakılırdı. Gerçek hayatta, ciddi konularda ve Bilge insanlarda işler, Bilgelikle oluyor. Nitekim bilgi, insanı şüpheden, iyilikler acı çekmekten, kararlı olmak Halide korkudan kurtarır. Her bilinen söylenmez ama her söylediğimizi çok iyi bilmek gerekir. Doğru bilenler, aynı zamanda çok şeylere de dikkat ederler. Haktan, Hukuktan, faziletten mahrum bilgiler HİLEKÂRLIKTIR.

BUNUN İÇİN BU TÜRDE BİLGİLERİN, AKIL VE ZEKÂ İLE İLGİLERİ YOKTUR. BİLĞİSİZ KİMSE, AYNI ZAMANDA İLGİSİZ KİMSEDİR. BOŞ İNSAN, BOŞ TENEKEYE BENZER, VURULDUKÇA VE YUVARLANDIKÇA BOLCA GÜRÜLTÜ ÇIKARTIR.

Burada, kaderleri icabı okuyamayan, seviyeli cahilleri bunlara katmayalım. O bir kader ve tecelli meselesidir. Bu nedenle, bilenleri dizginleyebilirsin ama şer, şeytan, saman kafaları yakalayamazsın çünkü bunlar başıboş ve yularsızdır. Bilgisizlik çok kolay ve rahat elde edildiği için de çoğu bilgisizdir. Korkuların kaynağına değinirsek potalarında cahillik vardır.

Hissiyatıyla, hayal gücüyle derinlere giren bilgisizin kanatları olsa da ayakları yoktur. Bu nedenle deha, belli bir konuya yönelmiş, derin bir bilginin ve mükemmel bir dikkatin mahsulüdür.

Bilgi ile düşünmek bir bakıma, ruhun kendi kendine konuşmasıdır. Yani ; “ Bilgi, ilgi, görgü, çalışma, hizmet yok velhesıl kafa boş olursa, Allah korusun bir gün, bir Molla Kasım çıkar ( Al bunu çifte koş ) derse yanlış mı?

Doğru bir bilgi, ileriyi ateşten daha çok ısıtır. Zekânın gücü, bilginin gücünden kaynaklanır. Başarı, sadece bilgili olmakla değil,  bunu faydalı ve verimli kullanmaya da bağlıdır. Seviyesiz cahili, şer düşünceli ahmağı yanıldığına inandırmanın en iyi yolu, onu kendi haline bırakmaktır. Gaflet içerisinde olanlar zaten belanın içerisindedirler. Yüce yaratan hiç kimsenin aklını noksan etmesin.

EN DOĞRUSU VE ÖZÜ HALKIN DEĞİMİYLE BİLMEMEK AYIP DEĞİL, ÖĞRENMEMEK AYIPTIR.