Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, 15 Temmuz Şehitleri Anma Milli Birlik ve Beraberlik Günü nedeniyle Bolu’da düzenlenen etkinlikleri değerlendirdi. 15 Temmuz’un yıldönümünde Boluluların bir kez daha meydanları doldurduğunu ifade eden Başkan Yılmaz, “Allah 48 saat verse, 48 saat uyumadan çalışsak, bu insanların hakkını ödeyemeyiz. Böyle bir milletin hizmetkarı olmaktan gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum.” diye konuştu.

HABER: MEHMET FATİH YALINIZ

15 Temmuz 2016’da FETÖ terör örgütü tarafından yapılmak istenen hain darbe girişimi hakkında konuşarak sözlerine başlayan Başkan Yılmaz, milletin vücudunu siper ederek demokrasiye sahip çıktığını söyledi.  Başkan Yılmaz şunları söyledi; “Düşmanla devamlı mücadele etmişiz. Onun için yaptığımız bu mücadeleler neticesinde sürekli kan dökülmüş. Şehit vermişiz, gazi olmuşuz ve bu toprağın her karışı şehit kanı ile sulanmış. Herkes ailesin baktığında iki göbek ötede mutlaka bir şehidi vardır her ailenin. Böyle bir yapıdan geliyoruz. Onun için biz zaten askere Mehmetçik diyoruz peygamberimizden geliyor ismi. Şehitlik bizim için ulaşılması en zor makamlardan bir tanesi. 15 Temmuz’un şekli şemali bir az farklı. 15 Temmuz’da kırk yıldır içimizde beslenip, çöreklenen bir illet yapı, bizim üniformamız, bizim uçağımız, bizim topumuz bizim tankımızla, askerin üzerine değil, vatandaşın üzerine geldi. Elinde çakısı bile olmayan insanın üzerine geldi. Bu insanlar da bu millet de, çocuğu, yaşlısı, genci ve kadını ile mücadele etti. Çakısı ile bile değil, bedeni ile ölümüne mücadele etti. 250 şehidin asıl çoğunluğu vatandaşlardır. Bu şehitler düşmana karşı değil, ihanete yani hainliğe karşı mücadele etti. O yüzden bu şehitlerin bana göre şehitlik mertebeleri çok daha farklıdır diye düşünüyorum, gazilerin gazilik mertebeleri çok daha farklıdır diye düşünüyorum. Dünyada böyle bir millet daha göremezsiniz. Bir şey olduğunda vücudunu siper ederek demokrasiye sahip çıkan bir milleti göremezsiniz. Bundan önce de bir çok darbeler oldu. Çıkmayın dediler kimse çıkmadı. Onun için Kurtuluş Savaşı’nda, Mustafa Kemal’in önderliğinde bir destan yazdı bu millet, şu anda ise Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde inanılmaz üstelik de silahsız vücudu ile kendine ihanet eden güçlere karşı bir destan yazdı. Dünyada böyle bir destanı tarih gösteremez. Ancak bize ve şu anki liderimize borçlu olduğumuz bir durumdur.

“İnsanlar o heyecanı hala dimdik ayakta tutuyor”

15 Temmuz Şehitleri Anma Milli Birlik ve Beraberlik günü nedeniyle düzenlenen etkinliklere Bolu Halkının yoğun bir katılım gösterdiğine dikkat çeken Başkan Yılmaz, milletin o heyecanı hala dimdik ayakta tuttuğunu söyledi. Başkan Yılmaz, “Aradan bir yıl geçti, bir yıl sonra tekrar görev verildiğinde acaba vatandaşımız sahip çıkar mı? Diye beklenti geçerken, şöyle bir baktık ki, o heyecanı hala dimdik bu insanlar tutuyor, yarın bir şey daha olsa, göğsünü gere gere şehadete canla başla gideceklerine yürekten inanıyorum. Ben de hayıflanıyorum, inşallah bana da şehitliği, gaziliği Allah nasip eder diye. Liderimiz, ben bu yola kefenimi giydim çıktım dedi. Hepimiz kefenimizle bu yoldayız. 15 Temmuz’dan sonra bu meydanları dolduran ve bize sahip çıkan insanları görünce şunu dedim; ‘Bu insanlara biz hizmet etmeye çalışıyoruz. Ama bu insanlar için Allah 48 saat verse, 48 saat uyumadan çalışsak, bu insanların hakkını ödeyemeyiz. Böyle bir milletin hizmetkarı olmaktan gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum. Allah bu birlik ve beraberliği daim etsin. ” diye konuştu.

“Güçlü bir ülke için birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var”

Türkiye’nin bölgesinde güçlü bir ülke olması için birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu söyleyen Başkan Yılmaz, “Bulunduğumuz coğrafya, çok özel bir coğrafya. Burada bizi edilgen yapmak istediler. 40 yıl öncesine bir bakarsak, önce PKK diye bir terör örgütünü örgütlendirdiler. Aynı zamanda FETÖ’yü palazlandırdılar, ayrıca da Asala ile bizim yurtdışı temsilcilerimizin üzerine gitmeye başladılar. 40 yıldır biz böyle bir mücadele içinden geliyoruz. Bizi devamlı güdecekler, emir verecekler, biz de peki diyeceğiz böyle düşünüyorlar. Ekonomimizi bile yurtdışından adam gönderip yönetmeye çalışmadılar mı? Böyle edilgen bir ülke iken, netice olarak Tayyip Bey ve onun liderliğinde bir yapı oluştu ve Türkiye kendine gelmeye başladı. Artık dedi ki, biz edilgen değiliz biz de oyun kurucuyuz. Kime dedi? İsrail Cumhurbaşkanına, kime Amerika Başkanına, dünyaya, Avrupa’ya. Dünya 5’ten büyüktür dedi. Bu hazmedilir bir laf değildi onlar için. Dünya bu adamdan ve gelişmeden rahatsız, öyleyse bu yapıyı dağıtmak zorundayız dedi. Onun için 17 – 25 Aralık’la bu FETÖ’yü yine kullanarak bir darbe girişiminde bulundular. Allah’a binlerce şükür ki, Tayyip Bey ameliyata gidecekti, 15 dakika gecikti ve MİT Müsteşarı ile görüşme yaptı ve bu oyun bozuldu. Eğer bu oyun bozulmasaydı, ülkeyi farklı bir noktaya getireceklerdi. Biz bu dönemlerde, bunları tam algılayamadık, hatta dediler ki, paralar çalmışlar dediler, siyaseten de yüklendiler. Aslında bu oyundu bu. Hukuk darbesi ile götüreceklerdi. Ondan sonra gezi olayları başladı. Arap baharı ile birçok ülkede nasıl sıkıntı oluşturdularsa, aynı yapı ve onun mihrakları ile bunlar ortaya kondu. Orada da Tayyip Bey, güçlüce geldi, yiğitçe bir eda ile bu işi de bertaraf etti. O zamanlar bu kadar sert olmamalıydı denildi ama liderler zor zamanlarda belli olur. İkisinde de başarısız olduklarını görünce de o zaman son darbe olarak askeri güçlerini devreye sokmaya çalıştılar ve 15 Temmuz’u yaptılar. Bütün mühimmatları ile beraber Türk Milleti’ne karşı bir ihanet organizasyonudur. Belki Allah muhafaza kazanmış olsalardı, ülkeyi parçalayacaklardı. Niye edilgen bir ülke isteniyor burada, güçlü bir ülke istenmiyor. Güçlü bir ülke olmak için de Tayyip Bey direniyor ve bizler de ona yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu gücümüzü bir noktadan sonraya aşırdığımızda bütün dünya devleri ile müşterek hareket edecek bir noktaya geleceğiz. Bunun için birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Bu birlik ve beraberliği hep beraber kurarız ve kollarız diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

 

Editör: TE Bilisim